Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Tüm öğretmenlerin bu özel günü kutlu olsun diyemiyorum. Bir kısmınınkini kutlayamıyor, diğer bir kısmının da hiç kutlamıyorum.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Muallimler Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” sözlerini kendine rehber edinmiş ve Cumhuriyete, demokrasiye, Atatürk İlkelerine içten bağlı olanların Öğretmenler Gününü kutlayamıyorum. Çünkü onların bir kısmı ya tutuklu, ya görevden uzaklaştırılmış. Haklarındaki soruşturmalar devam ediyor. Diğerleri de huzursuz. Bir gün sıranın kendilerine gelebileceği beklentisi içinde.
Proje okullar saçmalığı kapsamında okullarından, öğrencilerinden, arkadaşlarından koparılıp darmadağın edilen, tek suçları başarı olanların Öğretmenler Gününü kutlayamıyorum.
Öğretmen yetiştiren kurumlarda eğitim görmüş, öğretmenliği meslek olarak seçmiş mezun olmuş, sonrası sınavları geçmiş ancak atanamamış, öğrencilerle buluşmayı bekleyenlerin Öğretmenler Gününü kutlayamıyorum.
Kapatılan yüz yıllık askeri liselerin, harp okullarının öğretmenlerini kutlayamıyorum. Aynı şekilde statüleri değiştirilen akademi düzeyindeki askeri hastanelerinin öğretim görevlilerini de kutlayamıyorum.
Üstüne vazife olmadığı halde sahte hadislerle kadınlar hakkında yakışık almaz fetva veren Milli Eğitim görevlisinin Öğretmenler Gününü kutlamıyorum.
“Bütün okullarımızın İmam Hatip Lisesi gibi olması zamanı geldi” diyen , Şükrü Elekdağ, Sabih Kanadoğlu, Süleyman Seba, Sadettin Erbil gibi nice önemli isimler yetiştiren İstanbul’un en köklü lisesinin , her nasılsa müdür yardımcılığı görevine atanan kişinin Öğretmenler Gününü kutlamıyorum.
Erkek ve kız öğrencilerin aynı sırada yan yana oturmasını yasaklayan Mersin İleri Orta Okulunun adına uyumlu düşünceler taşımayan Müdürünün Öğretmenler Gününü kutlamıyorum.
Tübitak’ın proje yarışmasına öğrencilerine fasulye yetiştirme deneyi yaptıran Meslek Lisesi Biyoloji öğretmenini de kutlamıyorum. Çünkü açıkladığına göre Kuran-ı Kerim dinletilen fasulyeler diğerlerine göre daha önce gelişip boyları uzamış.
15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerilerini değerlendiren PİSA adlı uluslararası bir kuruluş var. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler halinde alınan sonuçlar açıklanıyor. Ülkemiz 2003 yılından beri bu organizasyonun içinde. İçindeyiz de sıralamadaki yerimiz OECD ortalamasının çok altında.
Kabataş Erkek, İstanbul Erkek, Kadıköy Anadolu, Cağaloğlu Anadolu, Vefa, Ankara Atatürk, Ankara Fen, İzmir Fen, Bornova Anadolu gibi başarılı liselerimizin içinde bulunduğu, Türkiye’nin eğitim kalitesi ve üniversiteye öğrenci yetiştirme başarısı en yüksek 170 liseyi “Proje Okulu” ilan ederek PİSA’daki başarı grafiğimiz yükselecek mi acaba?
Ne yazık ki bu projenin içinin boş olduğu, bugüne kadar önde gelen devlet okullarının başarılarını yok ederek iktidarın okulları haline getirilmek yönünde bir düşünce olduğu akla geliyor. Çünkü sadece kadrolarla oynanıyor. Öğretmenler rotasyon adı altında başka okullara atanıyor. Yerlerine ise tecrübesiz, bilgi birikimleri yetersiz olanlar geliyor.
Bu koşullarda buruk bir Öğretmenler Günü.
