Hayvanlar ve 90. Yıl Kapalı Spor Salonu Hayvanlar ve 90. Yıl Kapalı Spor Salonu

yalova-turkiye-barolar-birligi-baskan-erinc-sagkan-baro-baskan-elif-turnaci-cavus-ziyaret-toplanti (4)TBB Başkan Av. R. Erinç Sağkan, Yalova’da temaslarda bulundu. İlk olarak Yalova Valisi Dr. Hülya Kaya ile makamında görüşme gerçekleştiren Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, daha sonra Yalova Belediye Başkanı Mustafa Tutuk ile bir araya geldi. TBB Başkan Av. R. Erinç Sağkan’ın üçüncü ziyareti Yalova Cumhuriyet Başsavcılığına oldu. Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz ile makamında görüşen TBB Başkanı Erinç, şehrimizin simgelerinden Ata mirası Yürüyen Köşk’ü gezerek yetkililerden bilgi aldı. 
TBB Başkanı Av. R. Erinç Sağkan ziyaretlerinin ardından Yalova Barosu tarafından düzenlenen meslektaş buluşması ve plaket töreni etkinliğine katılım sağlayarak meslekte 50 yılını dolduran meslektaşlarına da 50. yıl beraatını takdim etti. Başkan Sağkan’ı ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Yalova Baro Başkanı Elif Turnacı Çavuş,  “Göreve geldiği ilk günden beri birlikte yöneteceğiz ilkesiyle barolara ve meslektaşlara sürekli önem veriyor. Bizlerin görüşlerini de alıyor. Bugün de hem mesleğimizde 50 yılını dolduran üstatlarımıza plaketlerini takdim edecek, hem de meslektaşlarımızla bir sohbet gerçekleştirecek. Ben bir kez daha huzurlarımızda kendisine teşekkür ediyorum” dedi.
“Birliği yönetmeye değil, birlikte yönetmeye geliyoruz”
26 aydır Türkiye’de avukatlık mesleğinin sorunlarının yanında hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve insan hakları içinde mücadele ettiklerini söyleyen Türkiye Barolar Birliği yalova-turkiye-barolar-birligi-baskan-erinc-sagkan-baro-baskan-elif-turnaci-cavus-ziyaret-toplanti (1)Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, “Değerli meslektaşlarım 26 ay oldu Türkiye Barolar Birliği'mizin Genel Kurulu tarafından görev ve yetkinin bize verildiği günden bugüne kadar geçen zaman. 26 aydır Türkiye'de avukatlık mesleğinin ve meslektaşlarımızın sorunu için aynı zamanda hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve insan hakları için mücadele eden bir Türkiye Barolar Birliği hayata geçirmeye çalıştık. Yola çıkarken bir sözümüz vardı, bizim birliği yönetmeye değil birlikte yönetmeye geliyoruz diye ve bunu yaşama geçirmeye gayret ettik. Yaptığımız başkanlar toplantılarıyla, yaptığımız iki ayrı genel kurul formatında toplantılarıyla, Çanakkale'de yaptığımız iki gün süren meslek kurallarını değiştirdiğimiz mali genel kurulumuz ile meslektaşlarımızla görüşerek gittiğimiz illerde bugün burada yaptığımız avukat toplantılarını organize ediyorum. Barolar Birliği’ni meslektaşlarından ve barolarından kopuk bir kurum ve üstte olan bir kurum olarak değil, onlarla beraber hareket eden, onların görüş ve önerilerini hayata geçirmeye çalışan kurum olarak planlamaya çalıştık. Tabii ki kolay bir yöntem değil zor bir iş. Demokrasi her zaman doğruyu bulmakta bize son derece faydalı olur ama hayata geçirmek çok da kolay olmaz. Ancak bu demokratik yöntemden zor da olsa vazgeçmeyeceğiz. Daha az yanlış yaptırıyor bize ve daha doğru uygulamamıza da vesile oluyor. İlk günden itibaren bakış açımız bu oldu” ifadelerine yer verdi.
yalova-turkiye-barolar-birligi-baskan-erinc-sagkan-baro-baskan-elif-turnaci-cavus-ziyaret-toplanti (2)“Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin aldığı karar Türkiye Cumhuriyeti’ni maalesef ki bir hukuk devleti olmaktan tamamen uzaklaştırmıştır”
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay hakkında verdiği kararı yerine getirmemesi nedeni ile ilgili açıklamalarda bulunan Sağkan, şunları kaydetti: “Türkiye'de ilk defa yaşadığınız bir Anayasa Mahkemesi kararının tanınmaması ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin hakkında suç duyurusunda bulunulmasına kadar varan çok ağır bir süreci görüyoruz. Mesleğin ve meslektaşın sorunlarını öncelemiş olmakla birlikte, yargı bağımsızlığı sorunun bizim mesleğimizde en önemli sorun olduğunun da farkındayız. Bu anlamda hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı mücadelesinden hiç vazgeçmedik. Hiçte vazgeçmeyeceğiz. Anayasa Mahkemesi kararının Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından tanınmaması üzerine Türkiye Barolar Birliği olarak öncelikle yargının kendisinin vesile olduğu sorunları yine kendisinin çözmesi gerektiğinden hareketle öncelikle hakimler ve savcılar kurumuna gittik. Yargıtaya gittik. Gerekli disipliner başvuruları yapmakla birlikte kurumların hareketi geçirip bu ağır krizin daha da büyük bir devlet krizine sebebiyet verilmemesi bakımından gerekli önlemlerin alınmasını talep ettik. Yol ve yöntemlerinde gösterdik. Maalesef Anayasa Mahkemesi ikinci sefer ihlal kararı vermesinden sonra aslında yargı sisteminin eline bu yolda adım atmak için gerekli imkan doğmuştu. Ancak aynı şekilde gerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekse Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin aldığı karar Türkiye Cumhuriyeti’ni maalesef ki bir hukuk devleti olmaktan tamamen uzaklaştırmış ve büyük bir uzun saatler içerisine bizleri itmiş durumdadır. Bu anlamda Barolar Birliği gerek yasal başvuruları yapmış, gerekse anayasadan yalova-turkiye-barolar-birligi-baskan-erinc-sagkan-baro-baskan-elif-turnaci-cavus-ziyaret-toplanti (5)kaynaklanan demokratik hakları kullanarak Türkiye'de yargıda güvenilebilecek en önemli unsur olarak vatandaşın nezdinde, gönlünde ve kalbinde yerini barolarımızla birlikte bu süreçte de almıştır. Biz hala Türkiye’de yargının kendi attığı düğümü, kendisinin çözmesi gerektiği ana gerekçeyle bu anlamda gerekli adımların atılması için baskı unsuru olmaya gayret ediyoruz. Şu anda gündemde Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için mecliste kararın okunacağına dair bazı bilgilendirmeler var. Türkiye Cumhuriyeti demokrasisi dönem dönem yaralar almakla birlikte 100 yılını artık devirmiş ve ikinci yüzyılına adım atmış bir demokrasidir. Bu anlamda seçilmiş bir milletvekilinin mecliste çalışma hakkının elinden alındığına ilişkin açıkça bir Anayasa Mahkemesi kararı varken, Yargıtay kararı mecliste okunması süresi ile bir milletvekilinin görev yapma hakkının elinden alınmasının ülkemiz demokrasiyle bağdaşır hiçbir tarafı bulunmadığının burada tekrar altını çizmeniz gerektiğini inanıyorum. Yargı sistemimiz dönem dönem sorunlar yaşasa da 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin güvencesi olmuş bu olmaya da devam etmektedir. Bu anlamda Anayasa Mahkemesi'nin bu kadar kritik bir konuda verdiği ve açıkça altını çizdiği hak ihlalleri ortadayken bir milletvekilinin mecliste kararının okunarak milletvekilliği düşürülmesinin ne hukuk sistemimize, ne de millete, ne de bu demokrasiye en ufak bir faydası bulunmayacağının da altını tekrar Türkiye Barolar Birliği adına çizmek isterim.”
HABER/ RÜMEYSA ŞAHİN

Editör: Arda Yavuz