Yalova'nın Termal İlçesi Grand Aydoğan Otel'de 2 gündür devam eden "Yalova'nın Eğitimde Dünü Bugünü Geleceği Çalıştayı"nın son gününe AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'de katıldı. Yalova Valisi Esengül Civelek, AKP Yalova Milletvekili Temel Coşkun ve AKP Yalova İl Başkanı Mustafa Pehlivan tarafından karşılanan Çelik eğitimin kapanış konuşmasını da gerçekleştirdi.

Çelik'ten önce söz alan AKP Yalova Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi olan Temel Coşkun konuşmasında ilin eğitim alanında mevcut durumuna değinerek, "Yalova eğitimde marka olma iddiasını taşıyan bir il. İl dışında da eğitim kalitesi dendiğinde akla ilk gelen iller arasında yer alıyoruz. Eğitim her zaman bu ilin olmazsa olmaz öncelikleri arasında yer almıştır. İlimize baktığımızda eğitim tesisleşmesi anlamında neredeyse hiçbir sıkıntısı yok. Bu anlamda Türkiye ortalamasında da en iyi durumda olan illerden birisi Yalova. İlin en az 50 yılının planlanacağı bu toplantı ilin eğitimine ciddi bir katkı sağlayacak" şeklinde konuştu.

Yalova'da eğitim alanında yapılan yatırımların her gün arttığına dikkat çeken Yalova Valisi Esengül Civelek ise, "Yalova eğitim alanında ve eğitim tesisleri alanında çok iyi bir durumda. Geçtiğimiz yıllarda her ne kadar üniversite sınavlarında bir düşüş yaşansa da kısa sürede Yalova yeniden hak ettiği yere yükselecektir. Yalova'da eğitim yatırımlarına tahsis edilen yerlerin oranında da ciddi bir atış gözleniyor. Günümüzde insana yapılan yatırım, yatırımların en önemlisidir. Bu anlamda atılan en geçerli adım ise eğitimdir. Çağı yakalamak istiyorsak yetişmiş insana ihtiyacımız var. Yetişmiş insan yetiştirilebilmesi için iyi planlanmış eğitim sisteminin önemini kimse göz ardı edemez. Buradan yola çıkarak düzenlenen bu çalıştayın özelde ilimiz, genelde ise ülkemizin eğitimine katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.

Civelek'in ardından kürsüye gelen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Yalova'nın eğitim düzeyine övgüler yağdırdı. Çelik konuşmasında, " Şimdi Yalova merkezi sınavlarda Türkiye'de birincilikleri yakalamış bir il. Şimdi 12-13'ncü sıraya düştü. Matem tutmuşsunuz. Bakın Rize 65'nci sıradan, 63'ncü sıraya çıkmış bayram ediyor. Kendinize haksızlık etmeyin. Yalova gerçekten eğitim açısından çok iyi olan bir ilimiz. Elbette en iyi iyinin düşmanıdır. Elbette mükemmele, en iyiye talibiz ama o kadar da kendinize haksızlık etmenizi yerinde bulmuyorum. Yalova'da çok iyi bir ahenk var. İlin Valisi, Milletvekili, eğitim bürokrasisi, Belediye Başkanı, STK'lar burada armonik bir çalışma sergiliyorlar. Bu çok önemlidir bir şehir için. Bu olduğu içinde sizin önünüzde dur durak olamaz. Merkezi hükümette, yerel yönetim de burada üzerine düşeni yapıyor" sözlerine yer verdi.

Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu'nun ise Yalova açısından büyük bir şans olduğuna da vurgu yapan Çelik, "Diplomalı bir nesil yetiştirmekle eğitimli bir nesil yetiştirmek farklı şeylerdir. Mesele diploma meselesi değildir. Bu konuda değerli üniversite hocalarımızdan istifade edeceğiz. Yalova'da bir üniversitemiz var. Niyazi Eruslu bey rektörümüz.  Kendisi çok eskiden beri tanıdığım çok değerli birisidir. Bence Niyazi hocanın burada rektör olması çok önemli bir şanstır.  Yine iyi bir öğretim kadrosu da var" diye konuştu.

"En Fırtınalı Dönemde Bakanlık Yaptım"

Konuşmasının devamında Milli Eğitim Bakanlığı dönemine değinen AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik bu dönemde Ahmet Necdet Sezer adeta muhalefet partisinin adeta genel başkanı gibi çalıştığını söyledi. Yargıtayın ise bakanlık bürokratlarını içeri atmak için entrikalar çevirdiğine vurgu yapan Çelik, "Ben fırtınalı bir zamanda, okyanus dalgalarının gemiler batırdığı bir dönemde Milli Eğitim Bakanlığı yaptım. O dönemin Cumhurbaşkanı sayın Ahmet Necdet Sezer adeta muhalefet partisinin adeta genel başkanı gibi bize muamele ederdi. Kararname gönderirdik 5 ay orada beklerdi sonra hiçbir açıklama yapmadan geri gönderirdi. Anayasa Mahkemesi akla ziyan icraatlara imza atıyordu. Kanun çıkartırdık sayın Sezer bize iade ederdi. Bir daha çıkartırdık. Anayasa Mahkemesine gönderirdi o da iptal ederdi. Danıştay bizi çalıştırmamaya ahd etmişti. Yargıtay benim bürokratları içeri atmak için akla hayale gelmez entrikalar peşindeydi. Benim o dönemdeki müsteşarım Nejat Bilgi'nin peşinden gelen devam eden halen onlarca dava var. Sivil ve askeri bürokrasiden oluşan Türkiye'de bir vesayet sistemi vardı. YÖK, Üniversitelerarası Kurul bir ayrı alemdi. Sendikalar bir taraftan, meclis içi muhalefet başka bir taraftan, medyada 3 günün 1'nde benim aleyhimde bir manşet yoksa hiçbir şey yok her şey güllük gülistanlık derdik biz. Böyle bir dönemde bu işleri yaptık biz" dedi.

"Bir Elimizle Şeytan Taşlayıp Bir Elimizle İbadet Yaptık"

Çelik o dönemde yaşadıklarını bir Temel fıkrası ile desteklemeyi de ihmal etmedi. Çelik, " Temel Hacca gitmiş. Dönüşte, 'Ne yaptın' diye sormuşlar. Demiş ki, 'Büyük şeytanı taşladım. Sonra Ortanca şeytanı daha sonra küçük şeytanı taşladım. Sonra yine büyük, orta, küçük şeytan' 'E sen başka bir şey yapmadın mı' demişler. 'Valla şeytan taşlamaktan ibadete vakit kalmadı ki' demiş.
Eğitim tarihini yazanlar bir elimizle şeytan taşlayıp bir elimizle ibadet ettiğimiz halde bizim yaptıklarımızı her halde hayırla yad edeceklerdir" diye konuştu.

"Fakirin Çocuk Sorunu Yok"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 çocuk yapın önerisine de değinen AKP Genel Başkan yardımcısı Hüseyin Çelik, "Türkiye'de yönetenlerin zaafı, beceriksizliği hep bizim nüfusumuza fatura edilmiş. Bizim topraklarımız 200 milyon nüfusu rahatlıkla besler. Şuna katılıyorum; Eğer nüfus sağlıksız, eğitimsiz, idealizmden mahrum olursa, karnı tok, sırtı pek olmazsa bu nüfus başınıza bela olur.

Çok şükür nüfusumuzun yaş ortalaması 28 yaş. Dünyada ki bütün ülkeler için eğitim önemlidir, lazımdır, ama bizim için elzemdir. Çünkü çok genç bir nüfus potansiyelimiz var. Eğer biz bunu doğru değerlendirebilirsek biz dünyanın en büyük servetine kavuştuk demektir. Başbakanımız nikahlarda asgari 3 çocuk diyor birileri kendi aklınca bunu Ti'ye alıyor. 'Kim bakacak' diyorlar. Fakirin çocuk diye bir sorunu var mı? Fakirin zaten bir düzine var. Esas çocuğu olmayanlar zenginlerdir. Asıl çocuğu olmayanlar hali vakti yerinde olanlardır. Holding sahipleri, valiler, büyükelçiler, profesörlerin çocuğu azdır. Köylü vatandaşa sen çocuk yapma desende çocuk yapacak. Kuzuya, ineğe, çarşıya, pazara lazım. Mesele bu. Kim bakacakmış. Onun için mevcut olan genç ve dinamik nüfusumuzu çok iyi ve kaliteli bir nüfus olarak eğitmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından Çelik eğitime katılan Uludağ Üniversitesi'nden Doç. Dr. Feyyat Gökçe ve Doç. Dr. Sedat Yüksel, Amasya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Murat Gökdere ile Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Taşpınar ile birlikte fotoğraf çektirdi. 
Editör: TE Bilişim