Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…

AKP İl Başkanı Pehlivan’ın açıklamalarına “Ben ne sormuşum, ne yazmışım, o ne yanıt vermiş. Partisinin oy oranlarını açıklarken doğruları söylemediğini, Başbakan’ın Ankara’da toplantıda açıkladığı oranları bildiğimi ve yüreği yetiyorsa kamuoyuna açıklaması çağrısında bulunmuştum” sözleriyle tepki gösteren Salman, “Ama verdiği yanıt bana bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu dedirtmiştir. Açıklamamın başında bir kez daha soruyorum. Be heyy! Sayın Pehlivan, siyasi hafızanı tazelemek isterim. Senin SON partin AKP, Yalova’da 3 Kasım 2002 den beri hangi seçimde Türkiye ortalamasının üstünde oy aldı da, %67-70 oranlarını telaffuz ederek yüksekten uçuyorsun.  Yere bassın ayakların ve mantığın, referandumda bile Türkiye ortalamasının çok çok altındaydın.

Geleyim bana sesleniş ve serzenişlerine. Bana yazdığın yazıyı kendine yazmış, kendi özeleştirini yapmış gibi yeniden okursan, cuk diye kendi siyasi yaşamına oturduğunu göreceksin. Bir kere bana ne meslek olarak, ne siyasal yaşam olarak asla örnek olamazsın. Siyasal olarak Yalova’da ki en kötü örneksin ve kötü örnek, örnek olamaz. Meslek olarak zaten, mesleklerimizin hiçbir bağı bulunmadığından bana örnek olman da mümkün değil.

Kaldı ki benim, başta babam İhsan Salman olarak büyüklerimden aldığım siyasi öğreti de, kişilerin özel ve mesleki yaşamları üzerinden siyaset yapmak, hele hele belden aşağı vurmak asla ama asla yoktur. Bana siyasi dik duruşu öğretirken, kişinin kimliği ile siyasi kimliğini karıştırmamam gerektiği birinci koşul olarak aşılandı. Ama Sayın Pehlivan daha dün denilecek bir tarihte Ahmet Özsümer’e meslek yaşamı üzerinden bel altı vurmadın mı? Bu yüzden kamuoyu, senin beni önemsediğinden çok daha fazla önemseyecektir.

Gazetecilik yaşamımda olduğu gibi…Bana Sevgili Vefa Kardeşim diye seslenirken, yaşça büyük olmana rağmen boynuzun kulaktan sonra çıktığı ve kulağı geçtiği gerçeğini unuttuğunu görüyorum. Zaten bu ifadeni okuyunca aklıma Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye Ey Oğul! diye başlayan öğütleri geldi. Şeyh Edebali’nin öğütleri uzun, merak ediyorsan aç hepsini oku. Fakat siyasi yaşamın için şu son bölümünü aklından çıkarma” dedi.

“Komik olma Allah aşkına”

“Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez, Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın” sözleriyle AKP İl Başkanı Pehlivan’a seslenen Salman, “Ve demiş ki Sayın Pehlivan, Yalova siyasetinde ve partimde yer edinme kaygıları taşıdığımı düşünüyormuş. El insaf ve pes yani, Allah aşkına komik olma ve güldürme beni. Ben, Türk siyasi tarihinin 90 yıllık temeli partimde iki dönem il yöneticiliği, bir dönem merkez ilçe yöneticiliği, 2004-2009 belediye meclis üyeliği (nasıl hakkını vererek yaptığımı yakından bilirsin) yaptım ve halen il disiplin kurulu üyesiyim. Daha partimde ne diye yer edinmek için kaygı taşıyayım.

Üstüne üstlük ben ideolojimi ve dünya görüşümü satmak ve tam karşıt görüşe hizmet etmek yerine, siyaseti bırakmayı yeğleyecek kadar da makam ve koltuk meraklısı değilim. Sen çok iyi bilirsin kalemimi satmak yerine, kırarım.Sana gelince, Sayın Muharrem İnce CHP İl Başkanı, sen il yöneticisi iken Cuma Namazına gittiği için onu yobaz ve gerici diye suçlarken, bugün Merkez Camiinde aynı safta Cuma Namazına durduğunda ne düşünüyorsun gerçekten çok ama çok merak ediyorum. 1999 yılında belediye meclis üyeliğinde 7. sırayı beğenmeyip partiden istifa ettiğin gerçeğini CHP de ki yol arkadaşların unuttu mu sanıyorsun. Bunlar Yalova siyasetinde ve partisinde kimin yer edinmeye ihtiyacı olduğunun küçük iki örneği sadece.

Son olarak beni en çok yaralan noktayla sana vurgu yapmak istiyorum. Neden bana Joseph Rudyard Kipling’in şiiriyle göndermede bulunma gereği hissettin. Henüz on yıl önce yüksek sesle okuduğun Nazım Hikmet Ran’ın şiirlerinin suyu mu çıktı. İsterdim ki AKP’nin yüzünden bölünmeye giden güzel ülkem için bana Nazım’dan Kuvayi Milliye Destanıyla seslenseydin.Kamuoyundan bu  Pehlivan!!! Tefrikası polemikten dolayı özür dilerken, bir daha ciddiye alıp yanıt vermeyeceğim bilgisiyle, en derin saygılarımı sunuyor, karıştırmaması için meslek ve özel yaşamını kapsam dışı tutarak,  siyasi çizgisinden dolayı harbiden adam ol Sayın Mustafa Pehlivan diyorum” dedi.

Mevlana’nın “ Bin kere tövbeni bozsan da gel” sözleriyle Pehlivan’a seslenen Salman, “ Unutma gün gelir her şey aslına rücu eder…Mevlana çağrısını senin siyasi yaşamın için yineliyorum” diye çağrıda bulundu.
Editör: TE Bilişim