Saygı değer okurlarım,

Geçen haftaki yazımda meşhur ve ünlü sanatçıların sahne aldığı gazinoların kulis hayatını ve sahne hazırlıklarını yaşadığım kadarıyla siz sayın okurlarımla paylaşmış idim.

Bu haftaki yazımı yine merak konusu, yakın geçmişimizde kalmış gazinolarımızın varlıklarından ve çalışma prensiplerinden bahsedeceğim.

5 yıldızlı tabir ettiğimiz gazinolar bilhassa İstanbul ilimizin belli bazı semtlerine dağılmış, müzik ve eğlence konusunda olmazsa olmaz tabirini hak ediyorlardı.

Baltalimanı Grant Gazinosu, Aşiyan Gazinosu, Bebek Maksim Gazinosu, Bebek Belediye Gazinosu, Taksim Belediye Gazinosu, Maksim Gazinosu, Çakıl Gazinosu, Lunapark Gazinosu, Gar Gazinosu olarak sıralayabiliriz.

Her gazinonun bir metroteli, 4 şefi, 20 garsonu, 30 civarında da komisi salonda görev yaparken, en az 20 kişilikte mutfak kadrosu olurdu.

Müzikholler bin ila 3 bin kişiye hitap edilecek büyüklükte olurdu. Her gazinonun önünde ışıl ışıl yanan neonların heybetli görüntüsü bir başka güzellikte idi.

Sahne değerli söz üstatlarının eşliğinde fasıl heyetinin yarım saatlik T.S.M icrasıyla açılırdı. Hatta fasıl heyetini dinleyip ayrılan musikişinas dinleyicilerimizi de hiç unutamam.

Gazinoların üç bölümünde yapılan servisin ilki altın masalardır, diğeri alakart, bir diğeri de fiks menü servisi olarak dizayn edilir.

Altın masa T olarak bilinen podyumun önü, alakart masalarda sanatçıya yakın olan masaların yanında, arka bölümlerde de fiks menü servis açılır.

Fiks menü servisi standart bir yiyecek ve ücrete tabidir. Alakart masalar serpme mezeler, ara sıcak, ana yemek ve limitsiz içki türü servisi ile faturalandırılır.

Altın masa altınla işlenmiş tabak, çatal, bıçaklarla yapılan servis sonrası ödemeler salonda yapılmaz. Bilahare konukların iş yerlerinde veya ofislerinde mesul kişiler tarafından karşılanır.

Salonda yapılan konuklar arası ikramların karşılığı verilmez, çünkü altta kalmamak için yapıldı sanılır.

Fasıldan sonra çıkan solistlerin sonrasında solist altı tabi edilen sanatçıya bir başka önem verilir. Her programda olduğu gibi, renk tabir edilen oryantal veya komedyen sonrası sıra assoliste gelir.

Sahne dekoru, ışıklar, saz heyetinin çokluğu, solistin sahneye çıkmasını oyalamalar hepsi bir taktik icabıdır. Mesele assoliste sıra geldiğini halka hissettirip salondaki sessizliği sağlamak.

Bu arada tabi ki garsonlar masada bulunan tüm yiyeceklerin yerine yeni bir servisle meyve ikramında bulunurlar. Assolistin sahneye adım atmasıyla tüm personel geri planda, müstesna bir isteğe gözlerini dikmiş şekilde beklerler.

Ben bu konuda çok şanslıyım, yaşım itibari ile bu asaleti bu güzellikleri hem de sanatçı olarak yaşamam bir başka mutluluk benim için.

Tabi ki bu tür salonların müdavimleri benim geçmişteki gazino anılarımı okudukça, içlerini çekerek hey gidi günler hey demezler mi.

Saygılarımla.