İkinci Yeni şiir akımının önde şairlerinde olan Cemal Süreya'nın soyadındaki ikinci Y harfini atış öyküsü oldukça ilginçtir. Buna geçmeden kendisini biraz tanıyalım.

İkinci Yeni denince İlhan Berk,Turgut Uyar,Edip Cansever,Sezai Karakoç ,Ülkü Tamer ve Ece Ayhan'ı hatırlamamak olmaz.Bu akım 1. Yeniye tepki olarak gelişmiştir.

1.Yeni ya da diğer adıyla Garip Akımı varoluşunu 40 lı kuşağın şairleri Orhan Veli,Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat üçlüsüne borçludur.
Orhan Veli ''hece ölçüsü'' ve ''uyak'' ın şiiri yozlaştırdığını savunmaktadır.Ona göre şiire yerleşen kalıplaşmış ögeler kaldırılmalı ve şiir toplum çoğunluğuna seslenmelidir.

''Cep delik, cepken delik / Kevgir misin be kardeşlik'' derken savaşın var olan yoksulluğu daha da arttırdığına dikkat çekmektedir.
Efkarlıdır toplumdaki çokları gibi. Efkarını dağıtmak için Rumeli Hisarına oturmuş ve bir de türkü tutturmuştur. Arkadaşları başında uçuşan martılardır. Açlıklarını çığlıkları ile duyurmaktadırlar. Orhan Veli de çığlık çığlığadır.

Garipçiler olarak adlandırılan şairlerce yazılan şiirler sokaktaki adamın anlayabileceği biçimde şekillenmektedir. Bu yeni şiiri geniş bir kesim ilgiyle karşılarken seçkin bir kesim kabullenmeyecektir. Attila İlhan en ağır eleştirileri yapmaktan geri kalmaz.

Garip Şiirinin karşısına başka bir şiir çıkar. Bu sokağa düşmüş olan şiiri yeniden tahta çıkaracak olan 2. Yeni Şiir akımıdır. 1961 Anayasasının özgürlük ortamında giderek gelişir.

Cemal Süreya ile başlayan akıma İlhan Berk,Sezai Karakoç,Edip Cansever gibi şairlerden sonra Oktay Rıfat da katılır.Alışılmışın dışındaki şiir akımına adını veren Muzaffer İlhan Erdost’dur.

İkinci yenicilerin amacı anlamsızdan anlam çıkarmaktır. Gözden kaçanları anımsatarak önemsetmek. Bu akıma katılan Hilmi Yavuz, Ataol Behramoğlu, Refik Durbaş, Can Yücel gibi şairlerle bu gün de varlığını sürdürmektedir.

Yıl 1975 Cemal Süreya Darphane Müdürü’dür. İktidarda Milliyetçi Cephe Hükümeti vardır. Yılmaz Ergenekon Maliye Bakanı 'dır. Kendi kadrolarını oluşturmaktadır. Cemal Süreya'yı görevden almak istemektedir ama bir kılıf hazırlaması gerekmektedir. Darphaneyi teftiş eder. Ancak her şey düzenlidir. Ama bir şey bulunacaktır. Bir tutanak hazırlanır. Darphanenin çok pis olduğu,gerekli temizliğin yapılmadığı zapta geçilir. Resmi bir yazıyla Cemal Süreya görevden alınır. Bu yazıya şu sözlerle yanıt verir:
''Darphane binası tarihi boyunca yalnızca iki saat kirlenmiştir. O da Bakan beyin ziyareti nedeniyle.''

Cemal Süreya ve Sezai Karakoç Mülkiye'de arkadaşlar. Hem de aynı sınıftalar. İkisi de aynı kıza gönüllerini kaptırmışlar: Muazzez Akkaya, birbirlerine hep bu kızdan söz ederler. Aşkları platonik bir aşktır. Şiirle yazarlar, yazdıkları şiirleri Muazzez Akkaya yerine birbirlerine okurlar.

Aynı kızı seven iki gencin aşkı, bu aşktan haberi olmayan kızın kimin olacağı yarışına döner. İddiaya girerler.Kazanan sevgilisine kavuşacak, kaybeden bu acısını ömrünün sonuna kadar çekecek. Bu fiziksel ceza olmamalı. Ama nasıl olacak? Kaybeden adından bir harfi atacaktır. Eğer kızı Cemal Süreyya kaparsa Sezai Karakoç soyadındaki a dan birini atacak ve Karkoç yapacak.Cemal Süreyya iki y den birini atacak ve Cemal Süreya olacak.
Sonuç malum. Elma adlı şiirinde adının bir harfini attığını söylüyor:

……………………

Denizin ortasında elma yiyorsun/Yüreğimin ortasında kadar elma yiyorsun/Bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz/Bir yanda Sirkeci'nin tren dolu kadınları/Adettir sadece ağızlarını öptürürler/Ayak üsttü işlerini görmek yerine/Adımın bir harfini atıyorum.