Son zamanlarda ilişkilerimizin askıya alındığı hatta kopma noktasına geldiği iki örgütü kısaca hatırlatmak ve bilmeyenlere tanıtmak istiyorum.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da ister kaybeden ister kazanan ülke olsun, her yönden büyük yıkımlara uğramıştı. Bu kayıpların en kısa sürede giderilmesi için Avrupa’da devletler ekonomik ve politik işbirliğine yönelmişler ve birbirlerine yakınlaşmışlardır.

Batı Avrupa ülkeleri arasındaki ilk siyasi örgüt olan Avrupa Konseyi 5 Mayıs 1949 yılında on ülke (Belçika, İngiltere, İtalya, İrlanda, Norveç, Fransa, Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, İsveç) tarafından kuruldu.

Kuruluş amacının başında insan haklarını, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak gelmektedir. Bunun yanı sıra ortak mirasları olan ülkü ve ilkeleri korumak ve gerçekleştirmek, ekonomik ve sosyal ilerlemelerini kolaylaştırmak üzere üyeler arasında güçlü bir ortaklık oluşturmaktır.

Konseyin hedefleri, insan haklarını, çoğulcu demokrasiyi ve yasa düzenini korumak, kültür kimliği ve farklılıkları bilincini teşvik etmek, siyasal, yasama ve anayasal alanlarda reformları destekleyerek Avrupa’da demokratik istikrarın gelişmesine yardımcı olmaktır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Avrupa Konseyine bağlıdır. Bundan başka üç temel organı daha vardır. Bunlar;

Bakanlar Komitesi: Konseyin karar organıdır. Bütün üye devletlerin dışişleri bakanlarından (veya daimi delegelerinden) oluşur.

Parlamenterler Meclis: Konseyin görüşme ve karar organıdır ve üyeleri ulusal parlamentolar tarafından atanır.

Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi: Yerel ve bölgesel yönetimleri temsil eder ve bir danışma organıdır. Kongre 1975 den beri yılda bir kez toplanmaktadır.

Türkiye, Avrupa Konseyi sözleşmesini 12Aralık 1949 da onayladı. 13 Nisan 1950 den itibaren de Konsey üyesi oldu. 1990 lı yılların başlarında Konsey bir denetim süreci başlattı. Türkiye 1996 yılında bu denetime dahil edilmişti. Gerçekleştirdiği reformlar sayesinde Haziran 2004 de süreçten çıkarılmış ve bu durum Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinin başlamasında etkili olmuştu.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu bu yıl Nisan ayında 45 e karşı 113 oyla Türkiye’nin yeniden denetim sürecine alınmasına karar verdi. Bu kararla süreçten çıkarılıp yeniden alınan tek Avrupa ülkesi olduk. Kararda ayrıca Türkiye’ye yönelik 35 maddeden oluşan tavsiyeler yer alıyor.

Kararın alınmasında AGİT (Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı) in son Anayasa Referandumu oylamasındaki  gözlemci heyet başkanının açıklamaları ve Türkiye’deki basın özgürlüğü üzerine yapılan eleştiriler etkili olmuştur. Hükümet çevrelerinin tepkilerine kulak asan olmadığı gibi, bizim bu gibi kararları tanımama lüksümüz de yok.

Avrupa Konseyi her ne kadar Avrupa Birliği ile karıştırılsa da aslında tamamen birbirinden ayrı kurumsal yapılardır. Ancak şimdiye kadar hiçbir Avrupa ülkesi, Avrupa Konseyine üye olmadan Avrupa Birliği üyesi olmadı.

Avrupa Birliği’nin kuruluşu İkinci Dünya Savaşı sonrasına gider. O günlerde Avrupa ülkelerinin liderleri tekrar savaş ortamının oluşmasını engellemek ve devamlı barış ortamını sağlamayı düşünüyorlardı. Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasında artan kutuplaşma Batı Avrupa’nın Sovyet tehdidine karşı korunmasını gerektiriyordu.

Gerek ortak savunma düşünceleri gerekse ekonomik kaygılar savaş sonrası yeni girişimlere neden oldu. İlk somut gelişme olarak “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu” kuruldu. O dönemin iki önemli savaş sanayi ana maddesinin üretimi bu kurum tarafından kontrol altında tutuldu. Anlaşmayı Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda Nisan 1951 de imzaladı ve Temmuz 1952 de yürürlüğe girdi.

Yukarıdaki bu devletlerin dışişleri bakanları 1955 ve 1956 da iki defa bir araya geldiler. Avrupa’nın tarım, enerji ve savunma gibi konularını konuştular. Sonuçta alınan kararlar 1957 de imzalanan Roma Antlaşmasının esaslarını belirledi. Bununla da “Avrupa Ekonomik Topluluğu” kurulmuş oldu.

Diğer bir gelişmede 1986 da imzalanıp 1987 de yürürlüğe giren “Avrupa Tek Senedi” ile yaşandı. Bunun özelliği 31 Aralık 1992 ye kadar Tek Pazarın tüm hazırlıklarının tamamlanmasını öngörmekteydi.

Çalışmalar hızla ilerleyip Avrupa Birliği Antlaşması üye devletlerce 7 Şubat 1992 de Maastricht’te imzalandı, Kasım 1993 de yürürlüğe girdi.

Avrupa Birliği’nin 29 üyesi bulunmakta ve birçok alanda üye ülkeler hukuk sistemlerinden, politikalarına kadar ortak hareket etmektedirler. Ortak para birimi, ortak pazar, malların ve vatandaşların serbest dolaşımı gibi konular diğer ayrıcalıklardır.

Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği için yıllardır bekletilirken Bosna Hersek Eylül 2016 da Birliğe kabul edilen 29. Üye oldu. Bosna Hersek 15 Şubat 2016 tarihinde AB’ye resmi olarak üyelik başvurusunda bulunmuştu. Böylece ilk kez Müslüman bir ülke AB üyeliğine girmiş oldu.