Türkiye’de 3568 sayılı yasa kapsamında işletmelerde çalışan ya da kendi ofislerinde serbest çalışan 130 bin civarında mali müşavir bulunuyor. Bunların yanında çalışan personeli ve ailelerini de kattığımızda sayısı bir milyonun üzerinde olan bir camiadan söz ediyoruz. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Odaları bünyesinde örgütlü olan bu meslek mensupları bugünlerde çok sıkıntılı ve geçen hafta seslerini duyurmak için sokağa çıktılar.

Mali Müşavirlerle Önce Enflasyona Yenildiler

Mali müşavirler, avukatlar, mühendisler, mimarlar, eczacılar, veterinerler, diş hekimleri, tabipler, tümü Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyondan olumsuz etkilendiler ama akademik meslekler arasında enflasyondan dolayı gelirleri en çok eriyen meslek grubu mali müşavirler oldu. Mali müşavirlerin gelirleri; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın meslek mensupları için yayımladığı asgari ücret tarifesine göre, Eylül 2021 tarihinden bu yana reel olarak yarı yarıya erimiş, buna karşılık kırtasiye, bilgi işlem, elektrik, su, doğalgaz gibi büro masrafları, kira ve personel ücretleri yüzde 300’ün üzerinde artmış bulunuyor.

İşyerinde Hapis Kaldılar

Başta Gelir İdaresi Başkanlığı olmak üzere, dijital dönüşüm uygulamalarını hayata geçirmeye çalışan kamu kurumları, her gün artmakta olan beyan, bildirim ve işletmelerden veri toplama ihtiyaçlarını mali müşavirlerin sırtına yıkmış durumdalar. En son mali tablolarda enflasyon düzeltmesi yapılması konusu da bu ağır iş yüküne eklenince meslek mensupları, 7/24 saat işyerlerinden çıkamaz hale geldiler.

Kamusal Hizmet Verdikleri Dikkate Alınmadı.

Kamu finansmanın ana unsuru olan vergilerin sağlıklı toplanabilmesi, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde yürüyebilmesi, defterlerin ve mali tabloların gerçeği yansıtması, bunların denetlenip raporlanması, işletmelerin yasal mevzuata uygun faaliyette bulunabilmeleri ancak mali müşavirlerin işlerini bilgiyle, yetenekle ve titizlikle yapabilmeleriyle mümkündür. İki yılda bir çıkarılan vergi aflarıyla yaptıkları işler değersizleştirilse de mali müşavirler hem kamuya hem de özel sektöre değer katan önemli kamusal hizmetler vermektedir. Pandemide birçok mali müşavir çalışmak zorunda olduğu için hayatını kaybetti.

Daha da üzücü olan, diğer meslek gruplarından farklı olarak bu meslek grubuyla ilişkili, düzenleyici ve gözetim kurumu yetkisine sahip olan Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu meslek grubunun temel sorunlarına karşı hep kayıtsız kalıyor olmasıdır. Elbette kendi sistemlerinin çalışmamasından veya zorunluluktan kaynaklanan zaman zaman yaptıkları süre uzatımlarını saymıyorum.

Mali müşavirleri, emeklerinin karşılığı verilmeden her işi yapacak makineler olarak görmek, üzerlerinde tahakküm kurarak ofislere kapatmak, onların psikolojilerini bozmaktan, yaratıcılıklarını ve verimliliklerini düşürmekten başka bir işe yaramamaktadır. Bu bilinçsizlik haline bir son vermenin zamanı gelmedi mi?

Meslek örgütünü muhatap alan, katılımcı ve çoğulcu bir demokratik kültürü yaratmak topyekûn bir zihniyet değişimini gerektiriyor. Rasyonel, şeffaf, adil, hesap verebilir ve erdemli bir yönetim için bir yerden başlamak gerekiyorsa öncelikle toplumun ve meslek örgütlerinin güçlendirilmesi üzerinde durulmalıdır.