Kadın Meclisleri, İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilene kadar eylemlerini sürdüreceğini açıkladı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi Üyeleri, Cevdet Aydın Parkı önünde bir araya gelerek İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesini protesto etti. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri adına açıklama yapan Kadın Meclisi Üyesi Feyza Sevimli, “Biz kadınlar özgürlük istiyoruz eşitlik istiyoruz bu temel haklarımızı kimsenin vicdanına bırakmayacağız. Yetkililerin kâğıt parçaları olarak bahsettiği sözleşmeler bir hukuk devletinde uygulanması gereken asıl şeylerdir. Bir hukuk devleti uluslararası sözleşmeye imza atıyorsa bu sözleşmeye “uyacağım” güvencesi vererek imza atacaktır. 2011 yılında İstanbul sözleşmesinin ilk imzacısı olan Türkiye bu ülkede de kadınların eşit ve özgür bir şekilde yaşayacağına siyasi iradesini ortaya koyarak imza atmıştır. Böyle bir sözleşmeye imza atan bir hükümet birkaç sene sonra hiçbir hukuksal dayanağı olmadan keyfi bir iradeyle sözleşmeden çıkacağım diyemez. İstanbul sözleşmesi tüm evrensel değerlerin, kadın mücadelesinin bir emeğidir. Bu sözleşme kadına yönelik şiddet ve istismarın her şekilde önüne geçilmesi için uluslararası çapta bir korucu hükmündedir. Bu yüzden verilen fesih kararı yok hükmündedir. Bu ülkede yaşayan herkes eşit yurttaşlık hakkına sahiptir. Anayasa da, imzalanan diğer uluslararası sözleşmelerde hiçbir din, cins, ırk ve cinsel yönelim fark etmeksizin ayrımcılık yapmadan bu hakların kullanılması gerektiği yazar. Buna rağmen bu ülkede her gün LGBTİQ+ları hedef haline getiriyorlar. Bunu boğaz içinde direnen arkadaşlarımızı hedef göstererek, eylemlerimizde LGBTİQ+ bayrak ve dövizlerini elimizden almaya çalışarak, sloganlarımıza karışarak yapmaya çalışıyorlar. Bizim mücadelemizi cinsel yönelim farklılıklarıyla bölmeye çalışıyorlar. Ama şunu kimse aklından çıkarmasın ki LGBTİQ+ ve Kadın mücadelesi ilelebet beraber yürüyecektir. Geçtiğimiz günlerde Zincirlikuyu’da asılan dev şikayet dilekçesi afişi yine bir gecede indirildi. Sözleşmeden çekilme kararı alan yetkililer kadınların yaşamak için kullandığı yolları görmeye tahammül bile edemediler. O şikayet dilekçesinde şunlar yazılıydı: tedbir kararını ihlal edip şahsi numarama ulaşarak bana küfür ve hareket eden, beni tehdit eden şahıs beni ÖLDÜRMEKLE TEHDİT EDİYOR. Şahıs bana şu tarihte saldırdı ve ben esnafa sığındım. Polis aracı beni adliyeye yönlendirdi. Tedbir kararını ihlal ettiği için kendisinden şikayetçiyim. Bu dilekçeyi sizlere tercüme edecek olursak bu dilekçede bir kadın korunamadığını anlatıyor. Son günlerde polise uzaklaştırma kararı almaya giden kadınlar geri çevrildiklerini, eski düzene döndük dendiğini söylüyor. Biz eski düzeni kabul etmiyoruz. Yine geçtiğimiz hafta Tokat’ta kararı geri çek eylemi yapmak isteyen arkadaşlarımız eylem başlamadan darp edilerek gözaltına alındı. Anayasal haklarımız olan taleplerimiz sizin istekleriniz doğrultusunda engellenemez. Polisler arkadaşlarımıza müdahale ettiğinde gençleri yakacaksınız dediler. Biz genç kadınlar, tüm kadınlar gibi kendi kararlarımızı kendimiz almak için, özgürlüklerimizi ve kazanımlarımızı kaybetmemek için kendi isteğimizle meydanlardayız. Tüm kadınlar ve LGBTİQ+lar eşit ve özgür yaşam haklarını elde edene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Meydanlar, sokaklar, İstanbul Sözleşmesi bizimdir. Cumhurbaşkanı kararı geri çekilene kadar, İstanbul Sözleşmesi etkin uygulanana kadar, LGBTİQ+LAR eşit ve özgür bir şekilde yaşayana kadar Kadın meclisleri olarak Ağrıda, Van’da, Bitlis de Yalova’da yani Türkiye’nin 7 bölge 81 ilinde açık açık örgütlenerek yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim