Polikliniğin o curcunası içinde bizim Fazilet Abla içeri girdi ve hasta koltuğunu itekleyerek yanıma kadar yaklaştırıp oturdu..Artık nefesini hissediyordum neredeyse..Karadeniz insanının bütün sempatiklği, yöresel şivesi, vücut dili, heyecanlılığı, tezcanlılığı...Yani o yörenin insanındaki bütün özellikleri kişiliğinde temsil eden bir prototip bizim Fazilet Abla.... Yaşı seksenlere yakın..Avurtları çökmüş, uzun boylu...Bir deri bir kemik desem yeridir. Ama dinç bir bünye..Ellerinin üzerinde ve yüzünde yaşlılık çilleri oluşmuş..Daha bir sevimli gösteriyor kendisini..

           “Fazilet Abla nedir şikayetin?” dediğimde bir tavana baktı, bir sekretere...Belli ki çekiniyordu sekreterin yanında... Bana özel bir konuda danışacağı anlaşılıyordu..Onu rahatlatmak için “Anlat canım o senin torunun sayılır, kız kıza bir sakıncası yok” dediğimde güldü. Kulağıma eğilerek “Önce söz ver yapacağına dair... Seni severim, güvenirim..Bu derdime derman olacağını bildiğim için sana geldim!”  Zor bir durumla karşı karşıya idim...Düşünüyorum, bilmediğim bir konuda önceden nasıl söz vereyim?”

            Üsteliyorum; “hele bir anlat, olabilecek bir işi neden yokuşa süreyim!” diyorum.. Böyle dediğimde başlıyor anlatmaya..

            “Bizim adam azgın bir boğa oldu!”

            “O kim Fazilet Abla”

             “Anla işte amcan...Bizim herif!”

              Bir an duraklıyor...”Ha az daha unutuyordum, sana komşumuz Fatma Hanımın da selamı var..Söyleyeyim üzerimde kalmasın...Derdimi ona açtım, o da seni tavsiye etti!” Fatma Hanımı hatırlamıştım...”herşeyi bilen teyze...” O an aklıma bir Rus yazarının tarif ettiği çok bilen hemşiresi aklıma geldi.. Rus hekimi onu şöyle anlatıyor: “Her şeyi bilen Aksinya'nın dediğine göre bütün bu olanlar, Şalometyevo'da yaşayan Palçikov adında bir katibin, bir tarım uzmanının kızına aşık olmasıyla başlamıştı. Zavallı yüreğini kavuracak kadar şiddetliymiş adamın aşkı.” Bak nelerden haberdar! Neyse biz dönelim konumuza...

            “Bizim adama birşeyler oldu..Sanki 25 yaşında bir delikanlı...Evladım ben yaşlı bir insanım..Artık kaldıramıyorum.!”

            “Tamam da biz erkekliği zayıf olanlara yardım ediyoruz...Burada bir fazlalık var, yapabileceğim bir şey yok.!” Yüzüme anlamlı anlamlı bakıyor.  “Fatma Hanım dedi ki bir iğnesi varmış bunun...Yapıyormuşsun kalçadan, bir daha da erkeklik namına bir şey kalmıyormuş. Bizimkine de bu iğneden yaz!” Anlamıştım..Nereden de öğrenmişler, hayret diye düşünmeden edemiyorum..Bir yandan da “çattık bir belaya” diye düşünüyorum. Prostat kanserinde androjenleri baskılayan iğneden bahsediyor hastam... Hastam değil de hastamın elçisi diyeyim...

            İzah ediyorum. “Abla o iğne prostat kanserli hastalardan başka kimseye yazılmaz..Bu çok zor bir konu..Amcaya yazarsam suç işlemiş olurum!”

            Kulağıma eğilip söylüyor.: “İkimizin arasında kalacak..İltihap iğnesi der, yaptırırım!”

           Uzun uzun izah edip Fazilet Abla'yı yocu ediyorummm Daha doğrusu kurtuluyorum..Giderken yarı küskün bir halde şunu söylüyor:”Bir işim düştü, onu da yapmadın..Olsun yine de canın sağ olsun!”

           Aradan birkaç gün geçmişti ki bir sabah vizit yapıyorum...Koğuşa girdiğimde Fazilet Abla eşinin başucunda oturuyor...Yanında da ameliyat ettiğim hastam yatıyor. Onlara da geçmiş olsun diyorum..Genel cerrahi hastası..Her vizitte onlardan da selamı ve sempatiyi esirgemiyorum..Birkaç gün sonra bir baktım ki amcanın yatağı boş..Eşi yatağının başında. “Fazilet abla amcaya ne oldu, nerede?” diye sorduğumda öğreniyorum ki akciğer probleminden dolayı yoğun bakıma yatırılmış. Kendisini teselli için “Endişe etme  Allah şifasını verir!” diyorum ve daha lafımı bitirmeden teyze itiraz ediyor.. “Çıkmasın yoğun bakımdan..Öyle deme, şifa bulmasın..Ölür de ben de kurtulurum!” Sanki ben şifa dileğince ölmeyecek! Birkaç gün sonra vizitte amcayı yatağında görüp seviniyorum..”Fazilet Abla gözün aydın...Bak amca sağ salim çıktı yoğun bakımdan!” Ben böyle söyeyince ablanın yüzü geriliyor, ayağa kalkıp bana doğru yaklaşıyor ve bir suçluya hitap eder gibi  hiddetini bana boca ediyor. “Sen Allah şifasını verir diyordun,iyi mi oldu şimdi. Ben de kurtuldum diye seviniyordum!”

                                                                  

                                       AKTİVİTELERİM

            1.Plazmakinetik enerji sistemi ile kapalı prostat ameliyatı

2.               Holmium lazer sistemi ile üreter taşlarının endoskopik ameliyatı

3.               Transrektal ultrasonografi eşliğinde prostat iğne biyopsisi

4.               Mesane sarkıklığı olup idrar kaçıran bayanlarda endoskopik ameliyat:TOT

 

 

                                                                                                 op dr fikret solak