Sevgili okurlarım. Yüce Allah, yarattığı canlıların içinde, insanı en şerefli varlık olarak yaratmıştır. Zaten et-tin suresinde (fi ahseni takviyn) demiştir. Huzurlu bir hayata kavuşabilmemiz için de her şeyi emrimize vermiştir. Allah’ın sayılmayacak kadar çok olan nimetlerinden insanoğlu yuvarlanıp, dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamamızın bir şartı vardır. O da bir arada dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşamamızdır. Allah; “ iyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir. “(kaynak maide suresi ayet 2) sevgili kardeşlerim. Müslümanların, ahlaki konuda ve toplumun yararına olan işlerde birbirlerini desteklemeleri gerekir. Tyüce yaradanımızın kulu ve habibi olan bizide rahmet peygamberimiz “Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onunla barışı bozmaz. Kim kardeşinin ihtiyacını karşılar ve Müslüman kardeşinin sıkıntısını giderirse;  Allah da onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim bir müslümanın ayıbını örterse; Allah da kıyamet ünü o kimsenin ayıbını örter”(kaynak riyazü’s-salihin, 1/284 h. No 242) Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde dünya hayatının geçici, ahretin ide ebedi olduğu, insanların dünyanın geçici zevklerine ve aldatmacalarına kanmaları daha hayırlıdır. Ve kalıcı olan ahiret mutluluğunu yakalamaları gerektiği vurgulanmaktadır. Bununla birlikte Kur’an, dünya hayatının da ihmal edilmemesi gerektiğini, çünkü ahretin dünyada kazanılacağını, ahrette mutlu olmanın dünyadaki yaşayışa bağlı bulunduğunu ifade etmektedir.” Yüce mevlamız bakara suresinin 201. ayetinde de bu dengeyi görebiliriz. Sevgili kardeşlerim. Peygamber efendimizin hayatına baktığımız zaman, günlük hayatında bir taraftan ibadetle meşgul olurken, diğer taraftan müslümanların ve aile fertlerinin işlerini tanzim buyururdu. Bununla da kalmaz, hastaları ziyaret eder, akraba ve dostlarna yardımcı olurdu. Yüce Allah herkese yardımda ve ziyaret etmekte bulunsun. 


- - - - -