1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. Jeoloji Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilciliği, bu süreçte kentlerin afetlere karşı daha dirençli hale gelmesi gerekirken Yalova’da hâlâ ciddi risklerin bulunduğunu açıkladı. Oda tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. Bu acı deneyimin ardından ülkemizin ve kentlerimizin afetlere karşı daha dirençli hale gelmesi gerekirken, bugün hâlâ aynı risklerle hatta daha da derinleşmiş sorunlarla karşı karşıyayız. Son günlerde kamuoyunun gündemine düşen sahte diploma skandalları, sadece bireysel bir ayıp değil, aynı zamanda bir ülke güvenliği ve halk sağlığı sorunudur. Liyakat yerine kayırmacılığın, şeffaflık yerine gizliliğin, denetim yerine kontrolsüzlüğün hâkim olduğu bir sistemde; afetlere karşı toplumsal güvenliğin sağlanması mümkün değildir. Bu tablo, bizleri her geçen gün daha büyük bir acziyetin içine sürüklemektedir.

‘Ülkemiz hafızasında derin izler bıraktı’
‘Ülkemiz hafızasında derin izler bıraktı’
İçeriği Görüntüle

Yalova’nın Ekolojik Dengesi Tehlike Altında

Yalova, yüzölçümünün %60’ından fazlası ormanlarla kaplı olan, aynı zamanda deniz ve göl ekosistemleriyle zengin, hassas bir coğrafyadır. Bu ekolojik denge, yanlış imar kararları, denetimsiz yapılaşma ve doğal alanların hoyratça kullanılmasıyla giderek bozulmaktadır. Ormanlarımız yalnızca bir doğal zenginlik değil, aynı zamanda deprem sonrası yaşam için de bir güvenlik alanıdır. Su kaynaklarımızı, temiz havamızı ve topraklarımızı korumak, afetlere karşı en büyük güvencemizdir.

Eski ve Riskli Yapı Stoku

Yalova’da özellikle 1999 öncesi yapılmış binlerce bina hâlâ risk taşımaktadır. Bu noktada, Yalova Belediyesi, Yalova Üniversitesi, AFAD, Mimarlar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası ve Jeoloji Mühendisleri Odası’nın işbirliğiyle eski yapı stoku envanter çalışmalarının başlatılması kritik bir öneme sahiptir. Bu çalışmalar sadece Yalova ile sınırlı kalmamalı, tüm ilçe ve beldelere planlı bir şekilde yaygınlaştırılmalıdır. Ancak en önemlisi, ortaya çıkacak riskli yapı tespitleri sadece bir istatistik olarak raporlarda kalmamalı, mutlaka uygulamaya dönük adımlara dönüştürülmelidir.

Sonuç;
Bilimden uzak, liyakatsiz kadrolar ve sahte diplomalarla yönetilen bir ülkede afetlere karşı direnç sağlanamaz. Doğayı, ormanı, suyu ve toprağı korumayan bir şehircilik anlayışı, toplumsal güvenliği de koruyamaz. Katılımcı, şeffaf, ekolojik ve bilim temelli bir afet risk yönetimi artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Jeoloji Mühendisleri Odası Yalova İl Temsilciliği olarak bir kez daha uyarıyoruz:
Eğer bilimsel akıl ve liyakat kent yönetimlerinin temel ilkesi olmazsa, olası yeni bir afette Yalova da ülkemizin diğer şehirleri gibi ağır bedeller ödemek zorunda kalacaktır.”

Kaynak: Haber Merkezi