Becan, TSK’nın hem güvenlik tehditlerine hem de afetlere karşı daha etkin bir yapıda olması gerektiğini vurguladı.
“TSK, Hazır ve Teçhizli Olmalı”
Becan, günümüz güvenlik ortamının karmaşıklığına dikkat çekerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin; Türkiye’nin sınırlarını, vatandaşlarının güvenliğini ve ulusal çıkarlarını korumak üzere birden fazla coğrafyada harekât yapmaya hazır ve modern teçhizatla donatılmış olması gerektiğini belirtti.
Bu doğrultuda TSK’nın siyasi etkilerden uzak tutulması, kışlalardan tarikat, cemaat veya yasadışı yapılanmaların tamamen temizlenmesi, deniz, kara ve havada uluslararası hukuktan doğan hakların kararlılıkla korunması gerektiğini ifade etti. Ayrıca personel eğitiminin çağın gereksinimlerine göre geliştirilmesi ve hem muvazzaf hem de emekli askeri personelin özlük ile sosyal haklarının düzenli şekilde iyileştirilmesinin önemine değindi.
“Şehit Aileleri ve Gazilerimizin Haklarını Savunan Her Öneriyi Destekleyeceğiz”
Konuşmasında jeopolitik gerilimlerden terörizme, siber saldırılardan organize suç örgütlerinin faaliyetlerine kadar geniş bir tehdit yelpazesinin güvenlik ortamını şekillendirdiğine dikkat çeken Becan, askeri eğitim kurumlarının kapatılması ve yeniden yapılandırılmasına ilişkin sert eleştirilerde bulundu:
“Hiçbir bilimsel veriye dayanmayan gerekçelerle Askeri Liseler, Harp Okulları ve Harp Akademileri kapatılmıştır. Daha sonra Milli Savunma Üniversitesi adı altında dünyada örneği olmayan bir yapılanma ile yeniden açılmış; ancak askerlikle ilgisi olmayan sivil kişiler her komutanın yanına adeta siyasi komiser gibi atanmıştır. Mevcut yapısıyla MSÜ, TSK’nin eğitim yükünü taşımaya yeterli değildir.”
Becan, modern silahlara sahip olmanın tek başına yeterli olmadığını, bu sistemleri kullanacak askeri personelin motivasyon, aidiyet ve nitelikli eğitim düzeyinin belirleyici olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Türk Silahlı Kuvvetleri gücünü, emekli ve muvazzaf personeli ile şehit aileleri ve gazilerimizle kurduğu o ayrılmaz bütünden alır. Kimden geldiğine bakmaksızın, şehit aileleri ve gazilerimizin haklarını savunan her öneriyi destekleyeceğiz. Bu, siyaset üstü bir namus meselesidir.”
“TSK Afet Müdahalesinde Esas Olmalıdır”
Deprem gerçeği ve artan orman yangınlarının Türkiye için ciddi risk oluşturduğunu söyleyen Becan, TSK’nın afet yönetimindeki rolünün yeniden tanımlanması gerektiğini belirtti.
Becan’a göre Türkiye Afet Müdahale Planı revize edilmeli ve TSK, afet müdahalesinde “destek unsuru” olmaktan çıkarılıp “esas çözüm ortağı” olarak konumlandırılmalıdır. Becan önerilerini şöyle sıraladı:
- MSB ve Genelkurmay temsilcileri, Afet ve Acil Durum Kurulu’nda sürekli yer almalıdır.
- Denize kıyısı olan illerde kurtarma ve yardım deniz yoluyla da ulaştırılabilmeli; limanlar güçlendirilmelidir.
- Sağlık Bakanlığı envanterine Hastane Gemisi dâhil edilmelidir.
- TSK’dan ayrılan uzman erbaş ve sözleşmeli erler, tecrübelerinden yararlanmak üzere orman işçisi ve orman muhafaza memuru olarak istihdam edilmelidir.
- Türk Hava Kurumu yeniden yapılandırılmalı, TSK’nın rezerv filosu yangınlara destek vermelidir.
