“Bir kayıp yılını fırsat yılına çevirdik”
Altınova’da 20 yılı aşkın süredir hurma üretimi yapan Aydoğan Fidancılık İşletmecisi Fikret Aydoğan, değişen iklim koşulları ve don zararlarının ardından üretim anlayışlarını yenilediklerini anlattı. Aydoğan, “Bu sene soğuklar bizi etkiledi ama biz bunu fırsata çevirdik. Ağaçlarımızı düşürdük, budama tekniğimizi değiştirdik. İnşallah seneye meyveli halini siz de çok seveceksiniz” dedi.
İspanyol hurmasıyla yeni dönem başladı
Aydoğan, hurmacılık serüvenlerinin 20 yılı geçtiğini belirterek özellikle İspanyol hurma çeşitlerinin dünyada en çok tercih edilen türlerden biri olduğunu söyledi:
“İspanyol çeşitleri geldiğinde farkı hemen gördük. Dokusu, tadı farklıydı. Avrupa’da, dünyada en çok tüketilen hurma bu. Orada gördük; kivi ya da elma yerine telli terbiye bahçelere hurma dikiyorlardı. Üstüne tül çekip ciddi bir rekabet oluşturmuşlardı. Biz de bu sistemi Yalova’ya uyarladık.”
Soğuk zararına rağmen üretim azmi
2025’in Nisan ayında yaşanan don olayından hurma bahçelerinin büyük zarar gördüğünü belirten Aydoğan, “Ovanın yüzde 30’u etkilendi” diyerek yaşanan kayıpları şöyle anlattı:
“Bu ağaçlar dört yaşındaydı. Soğuktan etkilenince zarar kaçınılmaz oldu. Arkasında bir kiviliğimiz var, geçen sene 20 ton kivi toplamıştık, bu sene belki 200 kilo alacağız. Ama biz ne yaptık? Ağaçlarımızı yüksekten alçaltarak, yeniden şekillendirerek aslında bir kayıp yılını fırsat yılına çevirdik.”
Doğal üretim, yormadan verim alma hedefi
Aydoğan, meyvecilikte temel hedeflerinin ağacı yormadan, doğal yolla yüksek verim almak olduğunu vurguladı:
“Hurma, elma, kivi fark etmiyor; herkes ağaç başına 40-50 kilo hedefliyor. Biz bitki gelişim düzenleyicilerini mümkün mertebe az kullanıyoruz. Deniz yosunlarıyla, doğal takviyelerle üretimi destekliyoruz. Ağacı yormadan ekonomik verimi artırmak istiyoruz.”
“Belki Türkiye’de ilk, belki dünyada”
Soğuk zararı sonrası ağaçların yüksekliğini düşürme kararı alan Aydoğan, bu uygulamanın örnek teşkil edebileceğini söyledi:
“Hazır ürün yokken dedik ki bu ağaçları düşürelim. Danışmanlarımızla konuştuk, budamaları erken bitirdik. Güzel bir iş yaptığımız ortaya çıktı. Belki Türkiye’de bir ilk, belki dünyada. Ama önemli olan ağacın ne istediğini anlamak.”
İncirle yeni bir deneme: “Soğuk bize fayda da sağladı”
Hurmalıkların arasına siyah incir diktiklerini söyleyen Aydoğan, bu sayede farklı bir üretim modeli geliştirdiklerini belirtti:
“Soğuğun bize faydası da oldu. Hurma direklerinin arasına incir diktik. 150-200 ağaç kadar. İncir hem az su istiyor, hem ilaç gerektirmiyor, hem de çok tatlı. Bursa gibi Marmara iklimi, meyve etinin kalın olmasını sağlıyor. Azalınca daha tatlı oldu. Bu ürün hem dış pazarda hem iç pazarda ilgi görüyor.”
“Yalova tarımda güçlü bir potansiyele sahip”
Yalova ve Altınova’nın verimli yapısına dikkat çeken Aydoğan, bölgedeki tarımsal çeşitliliğin her geçen yıl arttığını söyledi:
“Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre sadece ovamızda 6-7 bin dönüm kivi var. Biz de önceden kiviciydik, sonra hurmaya döndük. Şimdi incirle yeni bir sayfa açtık. Her sene bir şey öğreniyoruz, bir eksikliğimizi fark ediyoruz. Tarıma katkı sunmak istiyoruz.”
“Topraktan öğrendiklerimizi paylaşmak istiyoruz”
Yeni denemelerle birlikte farklı budama ve terbiye sistemlerini de araştırdıklarını söyleyen Aydoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Soğuk zararı sonrası ağaçları dört dal alçak goble sistemine geçirdik. Topraktan 10 cm’den kesip 4-5 dal alıyoruz. Bu sistem telli terbiyeye gerek bırakmıyor. Belki ileride serada da deneyeceğiz. Her sene bir ders alıyoruz ama en güzeli şu: Toprağa ne verirsen, o da sana karşılığını veriyor.”
Altınova’dan Türkiye’ye model olabilecek bir deneme
Fikret Aydoğan’ın öncülüğünde yürütülen bu uygulama, Yalova tarımı için hem deneysel hem de ilham verici bir örnek niteliğinde. Soğuk, dolu ve iklim zorluklarına rağmen üretimi sürdürmeyi başaran Aydoğan, meyvecilikte bilimsel yaklaşımın ve doğayla uyumun önemini bir kez daha hatırlattı.