Kaldırım Muhabirleri; Vatandaş Arapça Tabelalara Ne Diyor? Kaldırım Muhabirleri; Vatandaş Arapça Tabelalara Ne Diyor?

Yalova gazetesinin özel serisi “ Kaldırım Muhabirleri” Yalovalılar ile buluşmaya devam ediyor. Ülke genelinde 1 ve 2 Ağustos’ta SABİM ( Sağlık Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu) ve Yalova Hekim Birliği Sendikası’na bağlı sağlık çalışanları iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Acil dışında poliklinikler iki gün boyunca hizmet vermeyecek.  Eylemde öne çıkanlar başlıklar ise şöyleydi: “Sağlıkta şiddet, art arda gelen zamlar, yetersiz hizmet koşullarında hizmet vermek, liyakatsizlik gibi konulara dikkat çektiler. Sağlık çalışanları yaptıkları eylemde şunları dile getirdi: “Ölüyoruz! Öldürülüyoruz! Ekonomik olarak açlık sınırındayız! Tükeniyoruz! Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz! Şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını biliyoruz! Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri. Şiddeti üreten, bu sistemin kendisi, biliyoruz. Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece %17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz. Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz. Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor, düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor. 2010 yılından bu yana sayısız başarı elde etmiş aile hekimliği uygulaması, liyakatsiz eller sebebiyle geriye gitmeye devam ediyor. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanuna göre ceza verilerek anayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet, yönetimdeki etki alanını giderek arttırıyor.”

Editör: Rümeysa Şahin