Kotcioğlu, “Okullarda ki en büyük yük şüphesiz okul müdürlerinin sırtındadır. Okulun başarısından tamir tadilatına, tüm gelir giderlerinin karşılanmasından, eğitim öğretime, temizliğinden, projelere, öğrenciden veliye tüm işlerin merkezi Okul Müdürüdür. Eski bir söz vardır, ‘Okul, Müdürü kadardır.’ Okul Müdürünün odası her zaman doludur, her zaman bir işi vardır onun. Ev de oturduğu zaman bile derdi düşüncesi okuludur. En küçük okulda bile yüzlerce öğrenci, veli, öğretmenler çözülmesi bekleyenler sorunlar vardır. Okul Müdürlerimiz tüm bu işlerle uğraşırken bir taraftan da ne yazık ki, ya iş bilir bir idareci ya bir veli ya da herhangi bir kişi, dernek sendikanın hedefi olur. Ya bir öğrencinin olmaması gereken kaydı, ya birinin olmaması gereken talebi olur. Müdür bu talepleri yerine getirirse iyi mükemmel müdür olarak kabul edilir. Getirmezse bu sefer şamar oğlanına çevrilir. Kimse kalkıp bu kadar hizmet etti şuna sahip çıkalım da demez. Halbuki müdürün evet hayır diyecek bir durumu yoktur. O kendisine verilen yetki kapsamında hareket etmektedir. Yaptığı veya yapmadığı buna göredir ve bundan (yaptığından) idari olarak sorumludur. Şimdi okullar açıldı. Ders programları yapılıyor. Okulun ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor. Bu süreçte en önemli iş ders programlarının yapılmasıdır. Okul idarecileri öğretmelerin talep ve durumuna ve en önemlisi öğrencilerin ihtiyacına göre ders programını yapar öğretmen, öğrenci ve velilere duyururlar. Öğretmenlerde kendi durumlarına göre okul idaresi ile iletişime geçer, program sürecine dahil olur taleplerini iletirler. Okul idaresi de imkanlar ölçüsünde bu talepleri karşılamaya çalışır. Ancak duyduğumuza göre bir okulumuzda da işler böyle yürürken birileri işin işine karışmış. Bir öğretmenin programı için bir talepte bulunulmuş. Ancak ders programı talebi öğrenci ve okul için uygun olmayınca yapılamamış, yapılamayınca da bir bardak suda fırtına koparılmış. Okulda hiç hoş olmayan, okula yakışmayan gergin bir ortam oluşmuş. İş orada da kalmamış sosyal medyada ve yerel basında müdüre bu sefer intikam yazıları, gerçek olmayan, aba altından sopa gösteren devletin memurunu tehdit eden yazılar görüşler yazılmış. Bir de isim cisim olmadığı için tüm okul müdürleri de ne yazık ki zan altında bırakılmış. Biz şunu diyoruz, ‘Okul idarecileri kimsenin şamar oğlanı değildir.’ Tüm okul müdürleri devletin kural ve kaidelerine göre okulu yönetmekle görevlidir. Yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını da devlete verecektir. Kim olursa olsun (hiçbir kişi, dernek, sendikanın vs.) devletin memuruna baskı yapmasını, tahakküm oluşturmasını tehdit etmesini kabul etmiyoruz. Okul müdürlerimizin, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin yanındayız” dedi.