Kurucu üyeler ve edebiyatsever öğretmenlerin katıldığı toplantının moderatörlüğünü Emel Zehra Tunçinan üstlendi.
Toplantıda Kristof’un yalın ama sarsıcı dili ile varoluşsal temaları merkeze alındı. Moderatör Emel Zehra Tunçinan, “Agota Kristof, sözcükleri törpülerken okuru doğrudan insanın en kırılgan yanlarıyla baş başa bırakıyor. Üçlemede hafıza, kimlik ve gerçeğin sınırları okuma boyunca sürekli sorgulanıyor; bu sorgulama öğretmenlerimiz arasında zengin tartışmalar yarattı,” diye konuştu.
Kurucu üyelerden Sezgin Altınel ise kitabın biçimsel özellikleri ve anlatı teknikleri üzerine değerlendirmelerde bulundu: “Büyük Defter’deki not tutma düzeniyle başlayan anlatı, Kanıt’ta adeta bir kanıt toplama sürecine dönüşüyor; Üçüncü Yalan ise okurun güvenini teste tabi tutuyor. Kristof’un sunduğu ‘anlatıcının güvenilmezliği’ meselesi, geçmiş ve gerçeklik arasındaki dolaşıma dair önemli sorular üretiyor. Ayrıca çevirinin metindeki soğukkanlılığı ne kadar koruduğu da bizim için keyifli bir tartışma konusu oldu.”
Katılımcılar, üçlemenin savaş, açlık, aidiyet ve dil üzerinden kurduğu insan portrelerini ele alarak karakterlerin vicdani ikilemlerini ve anlatıdaki sembolik öğeleri masaya yatırdı.
Toplantı, samimi bir atmosferde devam eden fikir alışverişiyle sona erdi; grup üyeleri Kristof’un üslubunun edebiyata farklı bakış açıları kazandıracağı konusunda hemfikir oldu.
