1992 doğumlu genç sanatçı Sevgi Atamış, Yalova’nın tarihi ve kültürel miraslarını konu alan özel sergisiyle sanatseverlerin beğenisini toplamıştı. İstanbul Gedik Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı mezunu olan Atamış, Turizm Bakanlığı’na bağlı Galata House’da eserlerini sergilemeye devam ederken, gönüllü olarak özel çocuklara resim eğitimi de veriyor. Sanatçı Sevgi Atamış, “Yalova’yı çok seviyorum. Tarihi ve kültürel yapıların çizimlerini Yalova kağıdına yansıtmak kültürel geçişi sanatımla göstermeye çalışıyorum” dedi. Kendisini “araştırmacı sanatçı” olarak tanımlayan Sevgi Atamış, sanatını yalnızca estetik değil, kültürel bir bellek çalışması olarak da görüyor. Atamış, çalışmalarının arkasında aylar süren titiz bir araştırma süreci bulunduğunu belirterek, “Kültürel miraslarımızla ilgili çalışmalar yapıyorum ve bunların arka planında çok ciddi bir araştırma var. Aylar süren araştırmalar sonucunda çizimlerimi oluşturuyorum. Her eserimin bir hikayesi, bir kültürel kökeni var. Yalova çok özel bir şehir. Kültürel mirasları yeterince tanınmıyor. Bu değerleri sanat yoluyla anlatmak istedim. Videolar çektim, tarihi yapıları yerinde inceledim, detaylı çizimler yaptım. Sonuçta ortaya ‘Yalova’nın İzinde’ sergisi çıktı. Atatürk’le ilgili iki çalışma yaptım. Biri Yalova Atatürk Köşkü, diğeri ise Yürüyen Köşk. Her iki yapı da hem mimarisi hem de tarihî hikayesiyle çok özel. Bu eserleri hazırlarken detaylara büyük önem verdim. Termal suyu ile ilgili ödüllü armaları inceledim. Roma ve Osmanlı dönemine ait mimari detayları iki farklı tarihsel katmanda resmettim. Yalova’da Roma’ya ait kalıntılarla Osmanlı izleri bir arada. Ben de bu kültürel geçişi sanatımla göstermeye çalıştım. Babam kaptan ama teknik resim konusunda çok yetenekliydi. Annem de tasarımcıydı. Evde sürekli çizimler, renkler, tasarımlar konuşulurdu. Sanat bizim evde bir yaşam biçimiydi. O ortamda büyüyünce başka bir şey yapmanız mümkün olmuyor. Atölyemde güzel sanatlar sınavlarına hazırlanan öğrencilerle çalışıyorum. Aynı zamanda sanat danışmanlığı ve tasarım hizmetleri veriyorum. Her bireyin içinde bir sanat potansiyeli olduğuna inanıyorum” dedi.


            
                            




