Yalova’da hem itfaiye eri hem de dünya zıpkın rekortmeni olan Selçuk Koşar, iki farklı alandaki başarılarıyla adından söz ettiriyor. Bir yanda yangın ve kurtarma görevlerinde hayat kurtaran Koşar, diğer yanda sportif balıkçılıkta elde ettiği uluslararası derecelerle öne çıkıyor. Zıpkınla balık avında kırdığı dünya rekoru ve olta balıkçılığı projeleriyle dikkat çeken Koşar, “Tüm çabam, çocuklara ve gençlere denizi sevdirmek” dedi.
Dünya Rekorunun Ardından
Selçuk Koşar, 2021’de Yalova’da zıpkınla avladığı dev balıkla dünya rekorunu kırdı. O günleri şöyle anlatıyor:
“Dünya rekoru kırdığım yıl Marmara’da yoğun bir müsilaj vardı. Görüş neredeyse sıfırdı ama levrek çoktu. Yorulmuştum, son dalışımda gölgesini görerek atış yaptım. Balığı gördüğüm an çıkarken arkadaşlarıma ‘Dünya rekoru!’ diye bağırmışım. Çok heyecanlı bir andı.”
Koşar, bu sporun tehlikelerine de dikkat çekiyor:
“Zıpkınlı balık avı çok riskli. Gençler hırs yapıyor ama mutlaka eğitim şart. Eşli dalış yapılmalı, yanında body olmalı. Büyük balıklarla mücadele çok tehlikeli olabilir. Orkinoslar mesela sizi dolayarak boğabilir.”
“Amacım Çocuklara Denizi Sevdirmek”
Rekorun ardından Koşar, oltaya ağırlık vermeye başladı. Şimdi ise en büyük amacı çocuklara sportif balıkçılığı sevdirmek:
“Gençler bana çok yazıyor, ‘Abi balık, abi balık’ diye. Ben de yakaladığım balıkları İl Tarım’a işletip resmi izinlerle çocuklara dağıtıyorum. İlk kez balık tadanlar, ‘Biz böyle lezzetli balık yemedik’ diyor. Bu benim için en büyük mutluluk. Çocuklara hem balığı sevdirmek hem de sporu öğretmek istiyorum.”
Koşar’ın aklında kulüp kurma fikri de var:
“Yalova’da çocukları teknelere bindirip balıkla buluşturmak istiyorum. Onlara ekipman sağlanmalı, hem spor yapsınlar hem balık tutsunlar. Balığımız az değil, türüne göre çok zengin bir denizimiz var. Yeter ki çocuklar bu sporu keşfetsin.”
“Maalesef denizimiz kirli ve bulanık”
Koşar, Marmara Denizi’ndeki kirliliğe dikkat çekiyor:
“Maalesef denizimiz kirli ve bulanık. Müsilaj arttı, su yeşile döndü. Ne görsel keyif alabiliyorsun ne de sağlıklı dalış yapabiliyorsun. İzmir’de, Ege’de dalış yapınca mercanlar, anemonlar görüyorsun. Marmara’da bu yok. İnsan etkisi, fabrika atıkları, çevre kirliliği… Hepsi denizimizi zorluyor.”
Buna rağmen sportif projelerden vazgeçmeye niyeti yok. İstanbul Boğazı’nda geçen yıl yapılan bir çalışmada profesörlerle birlikte lüfer balıklarına çip takarak göç yollarını incelediklerini anlatıyor:
“Bu sene de devam edecek. Lüfer dünyanın en değerli balıklarından. Onları izlemek, göç yollarını anlamak çok kıymetli.”
“Deniz Sevgisi Kazandırmak En Büyük Başarı”
Selçuk Koşar, hem mesleğinde hem sporunda bir denge yakalamış durumda. Dünya rekorları, projeler ve gönüllü çalışmalarıyla denizi bir yaşam alanı olarak gören Koşar, şunu özellikle vurguluyor:
“Benim tek amacım çocuklara denizi sevdirmek, balığı tanıtmak. Onlar bu sevgiyi kazanırsa zaten geleceğimiz için en büyük başarı bu olacak.”