Sevgili okurlarım. Yeryüzünde yaşayan bütün  insanlar bilsin veya bilmesin aslında her insan Allah’ın kuludur. Hatta “göklerde ve yerde olanların hepsi Rahmana abd olarak varırlar.” Kaynak Meryem süresi ayet 93 ayetinin hükmüyle, her varlık Allah’ın kuludur. Küçük yaşta ormanda kaybolan bir şehzadenin, günün birinde şehzade olmasını ve olduğunu bilmesi, nasıl kendisini birden farklı bir atmosferde bulmasına sebebiyet verirse, “Abdullah” olduğunu bilmek de insanı rahatlatır, yükseltir. Sevgili kardeşlerim.

Kuran-ı Kerim Hz. Peygamberin en ileri seviyede bir mazhariyeti olan mirac hadisesini biz kullarına anlatırken, Hz. Peygamberden “Abdal” olarak bahseder. “Ayetlerimizden ona göstermek için, kulunu bir gece mescid-i haramdan, etrafını mübarek kıldığımız mescidi aksaya getiren Allah’ın sanı ne yücedir.” Kaynak İsra süresi ayet 1) ayette Hz. Peygamber’in “abd” olarak nitelendirilmesi, ubudiyet makamıyla uluhiyet makamının birbirine karıştırılmamasını biz insanlara anlayalım diye ders verir.

Yani Hz. Peygamber en yüksek mertebeye bir kul olarak çıktı. Bu yükseliş onu -haşa- ilah yapmadı. O, yani sevgili peygamberimiz miraçta bir abd idi. Kuran’ın başka ayetlerinde de Hz. Peygamberden abd olarak bahseder. Mesela, Cin süresi ayet 19 da Hz. Peygamberden “Abdullah” yani Allah’ın kulu olarak bahsedilir. Bakara süresi (23) Enfal süresi (41) ayetlerde “Kulumuz” demektedir. Kur’an-ı Kerim Hz. Musa’nın Hz. Hızırla seyahatinin başlangıcını haber verirken Hz. Hızır’ı “kullarımızdan bir kul” ifadesiyle anlatyır.(kaynak kahf süresi ayet 65) Sevgili okurlarım okuyalım bakalım Hz. Allah’a (İsa) aleyhisselam (Meryem) süresi ayet 30 da Hz. İsa’nın ilk sözünün “Ben Allah’ın kuluyum” olması, ubudiyetin şerefine delalet eder. (Razi 1,250) Kuran-ı Kerim, bir şükür kahramanı olan Hz. Süleyman’ı ve bir sabır kahramanı olan Hz. Eyyubu “ne güzel kul” ünvanıyla taltif eder. (kaynak sad süresi 30,44) sevgili kardeşlerim, müfessirlerinde dikkat çektikleri gibi gerek Hz. Peygamberin, gerek diğer peygamberlerin “abd” olarak nitelendirmeleri, “terkim ve teşrif” içindir.

Cenab-ı Hak bu ifade ile Allah’a kul olmanın mükeremiyetine ve şerefine dikkat çekmiştir. (kaynak Subani, Muhammed Ali, Safvetut-Tefasir, Ensar Yay, İst, 1987,11,156) Allah bütün insanları kendine kul olmasını nasip etsin. Sevgili kardeşlerim bir makamın ileri geleni o makamın sorumlusudur. Sayın Mahmud müdürümde mevki gözetmeksizin sırf Allah rızası için hangi camiye teravih için gitse hemen o caminin imamını dinlendirmek için cübbeyi giyip mihraba geçer. Vitir namazında da el maün süresini okuyup manasını anlayanlara yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar. El kevseri de okuyup Allah’a yakınlığımızı bildiriyor. Sonunda da ihlas bütün yaradılanlara Allah’ın bir olduğunu bildiriyor. Sayın Mahmud hocam Allah her şeyi kalbine göre versin Allah yolunu açık etsin. Amin