Vizyon gelecek öngörüsüdür. Tefekküre ihtiyacı vardır. Önce sorularınız olacak; iyiyi, doğruyu ve güzeli elde etmek için. Sorusu olanın cevabı da olur. Tesadüfi vizyon olamaz.
99 yılında Belediye Başkanı olunca gündemime giren en önemli soru “yönetim” ile ilgiliydi. Kurumun daha verimli nasıl yönetileceği idi. Zambak adını verdiğimiz yönetim modeli işte bu sorunun cevabı idi. Ama şehrin geleceği ile ilgili soruları Başkan olmadan evvel sormuş ve gerekli çalışmaları yapmıştım. Belediye’den evvel Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yapıyordum. Biliyorsunuz Yalova 95 yılında İl oldu. Müteakip yıllarda Yalova’nın gelecek planlamasını hep gündem yapmıştık ve 98 yılında Ticaret-Sanayi Odası ve Valilik müştereken bir kongre organize ettik.
  6 ay ön hazırlığı süren “Yalova Kongresini”, ben İzmir İktisat Kongresine benzetirim. Nasıl ki Cumhuriyet’in ilanından birkaç yıl sonra yapılan İzmir İktisat Kongresi ülkemizin ekonomik politikalarına yön verdiyse, Yalova Kongresini de aynı amaçla yani yeni İl olan Yalova’nın geleceğinin sektörel ve sosyal inşası bu kongrede şekillensin istedik. Kongre tam bir hafta sürdü. Dönemin Başbakanı kongrenin açılışını yaptı. Akademisyenler, stk’lar, siyasiler ve halkın katılımıyla tam bir demokratik çalışma oldu. 
 Tabii ki siyasi çekememezlikten dolayı beğenmeyenler oldu. Bir de AKSA gurubu hoşnut olmadı, çünkü onların taleplerinin hilafına kararlar alınmıştı. O gün bugün siyaseten hep karşımda oldular. Eee..adamların menfaatlerine dokunduk.  Hiç unutmadığım anılarım var; Vali beyle kongre öncesi köyleri dolaşıyoruz ve diyoruz ki “Saçma sapan olmasından korkmadan hayal kurun, elinizde sihirli değnek olsa, köyünüzde ve şehirde ne olmasını arzu edersiniz.” Öyle güzel sohbetler yapıldı ki, bir kez daha “derin milletin” irfanına şahit olmuştuk.
  İşte bu kongrenin muhatap olduğu sorulara bulunan cevaplar Yalova adına benim hep yol haritam oldu. “Yerel Kalkınma Modeli” çerçevesinde bir sorgulamaydı, kongre.
  Yerel kalkınma mantığı birkaç unsur üzerine kurulur; önce göreceli avantajlarınızı tespit edeceksiniz. Yani başka kentlere kıyasla üstünlük yanlarınız nelerdir? Bunlar şehir olarak sizin rekabette lehinizde kullanabileceğiniz yanlarınızdır. Meselâ şehir olarak kuvvetli rüzgârlara sahipseniz, rüzgâr enerjisi için santrallerin kurulumunda öncelikli kent olabilirsiniz; Sinop gibi. Yalova’nın sahip olduğu 3 adet göreceli üstünlük tespit edilmişti; 1-coğrafi konumu ki üç büyük kentin ortasında üçüne de aynı uzaklık ve yakınlıkta bulunmak. 2- başta çiçekçilikte olduğu gibi intensif tarım alanında olmak üzere nitelikli, eğitimli insan potansiyelimiz. 3- %60’ı orman olmak kaydıyla, şehir olarak sırtımızın dayandığı Samanlı dağlarında ülkemizin en zengin florasının bulunması yani çevresel değerler. 
 Tabii ki yerel kalkınmanın oluşturulması için ulusal ve küresel trendler bilinmeli ve onlarla çelişmeyen tercihler ortaya konmalıdır. Kısacası yerel kalkınma modeli başka şehirleri kopyalayarak oluşturulmaz. Gündeme gelen sektörler üç bağlamda ele alınır; teşvik edilecekler, engellenecekler ve kendi haline bırakılacaklar. Neticesinde Yalova’da üç sektörü teşvik edilmesi gerekenler olarak öne çıkardık; Üniversite, Turizm ve Bilişim. 
 -İşte Belediye Başkanı olduğumda şehri hangi istikamete yönlendireceğimizi biliyordum. Çok şükür başardık sayılır. Bugün Yalova’da 12 bin Üniversite öğrencisi varsa, bunda Belediye olarak payımız büyüktür, çünkü şehir içindeki kullanılan 5 binanın hepsi Belediyenin tahsis ettikleridir. Safranyolu’nda ki Yüksekokul ve İktisat Fakülte binaları deprem sonrası özel gayretimizle İşverenler Sendikasına yaptırılmıştır. Karizma iş merkezi ve Safranyolu Binalarını Üniversiteye tahsis etmek üzere inşa ettirdikve bunların haricinde, ikinci kez göreve geldiğimde inşaat halinde olan iki ayrı binayı da tamamlayıp, Üniversiteye verdik.
- 2 milyon turist hedefli Turizm projemizin belediye açısından iki yaptırımı vardı. Biri 5 yıldızlı otel ve kongre merkezi yaptırmak, bir de turistin şehir içinde para harcamasını sağlayacak kentsel düzenlemeler yapmak. Çok engellemelere rağmen ciddi mesafeler aldık. Tesisle ilgili çok başarılı bir süreç yönetimi uyguladım ve Fatih caddesinin sonunda bin yataklı ve kongre merkezli olmak kaydıyla 5 yıldızlı otel yerini hem de üstüne Belediye kasasına para alarak üç adet özel sektöre devrettik. Park düzenlemeleri, fotoğraf çekme köşeleri, bisiklet yolları ve en önemlisi şehrin farklı noktalarında müzeler de hep Turizm projesinin gerekleri olarak planlandı ve uygulandı.
- Çağrı Merkezi işi en alt basamakta ki bir Bilişim sektörüydü. 2 bin gencimize istihdam yaratıldı. Engellenmeseydi bugün öngörümüz doğrultusunda ev kadınları da dâhil olmak kaydıyla en az 10 bin kişini çalıştığı bir alan olarak ülkenin bu sektörde ki merkezi olurdu. Ayrıca Bilişim OSB kurma kararı aldık. Önceleri Bakanlığa bile anlatmakta zorlandık. Onlar OSB deyince bir malzeme üretimini anlıyorlardı. Allah selâmet versin, Sanayi Bakanı Ali Coşkun’a bir fırsatını bulup anlatabildim ve Bakanlık bürokrasisi onay verdi. OSB’de hedef ülkenin emek yoğun orta ölçekli sanayisinin ihtisas bölgeleri olarak teknolojik dönüşümünü yaptırmak idi. Kendi ‘ar-ge’sini kuramayan sektörü bir araya getirip, ortak ar-ge ve yazılım üretimi yaptırarak küresel pazarda rekabet şanslarını arttırmaktı. İhtisas OSB kavramı o süreçten sonra gelişti. Yalova’daki OSB’de “Kalıpçılar OSB” olarak şekillendi. Kısa sürede tamamlanacak ve 8 bin kişilik yüksek katma değerli istihdam sağlayacak.
  OSB, Bilişimin üretim ayağı, Çağrı Merkezi öncelikli istihdam başlangıcı ve Zambak ise yönetim ayağı olarak gelişti. İşte Zambak’ın hikâyesi hem yönetimin kalitesinin arttırılmasına yönelik sorudan hem de sektörel tercih olarak Bilişim’den feyz alarak gündemimize yerleşti.
 Velhasıl, hiç bir şey tesadüfi değildir. Zaman içinde tamamlanması gerekenler, sürdürülmesi için iradeye ihtiyacı olanlar olsa da artık geri dönüşü olmayacak bir şekilde Yalova’nın rotası 98 Kongresinin rehberliğinde belirlenmiştir.