1. Dünya savaşından sonra mağlup tarafta olan Osmanlı devletine 10 Ağustos 1920 tarihinde imzalatılan Sevr anlaşması uyarınca Yunan işgali başladı. Bu, 19 Temmuz 1921 tarihine kadar sürecek eziyetli karanlık günlerin baslangıcı oldu. Yerli işbirlikçi Rum ve Ermeni'lerinde destek ve katılımlarıyla akıl almaz vahşet yaşatıldı. Kocadere, Akköy, Tavşanlı'da toplu katliamlar yasandı. Yalova'nın batısındaki Türk köyler boşaltılıp doğu köylerine doğru gõç etti. Bir kısım halk İstanbul'a taşındı. İngiliz parlementosuna sunulan bir araştırma raporunda bölgede 7 bin dolayında masum sivil Türk vatandaşının öldürüldüğü yazıyor. Yalova'da adeta bir soykırım yapıldı.
Burhaniye köyünde Milis Üsteğmen Abdulkadir efendi önderliğinde başlayan sivil direniş giderek etkili oluyordu. Abdulkadir Efendi'nin şehit olmasıyla yerine Rasim Koçal geçti. Yalova'ya kaymakam olarak atanan yüzbaşı Demir Hulusi bey de bir yandan kuvvet toplayıp halkı örgütlemeye başladı.
Öte yandan İnönü zaferlerinden sonra Türk ordusu güç toplamak için olağanüstü bir hazırlık içindeydi. Bir yandan da Yunanlılar bir an önce Ankara'yı ele geçirmek için bütün gücünü Polatlı civarında oluşan 110 kilometre uzunluğundaki saldırı hattına yığıyordu. İşte bu noktada Yunanlılar Yalova civarındaki birliklerini çekip Bursa üzerinden doğuya Polatlı hattına gönderdiler. İşte 19 Temmuz 1921 tarihin de adeta kaçarak Yalova'yı terketmek zorunda kaldılar. Yalova'da yaptıkları katliamlar sona ermişti ancak izleri sonsuza kadar sürecek.
Kuvvetlerinin bir kısmını Orhangazi'de bıraktılar. Hayalleri bir an önce Ankara'ya ulaşmaktı.
Sonra ne mi oldu?
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusu artık savaşmaya, hücum etmeye hazırdı. 22 Ağustos 1921 ilk saldıran Yunan birlikleri oldu. İlk kazanan da Türk tarafıydı. Polatlı yakınlarındaki Duatepe alındı. Viyana önlerinden beri 300 yıl boyunca geri çekilen Türkler ilk defa ilerlemeye başladı. İşte bu nokta, ilk alınan yer Duatepe'dir. 110 kilometrelik savaş hattı boyunca tarihin ilk defa şahit olduğu inanılmaz bir boğuşma başladı. Sakarya Savaşı 22 Ağustos 13 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün 22 gece sürdü. Kahraman Türk askeri artık tutulamazdı. Yunanlılar herşeylerini bırakıp kaçmaya başladı. Perişan bir vaziyette Sakarya nehrinin batısına atıldılar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e mareşallik rütbesi ve gazilik ünvanı verdi.
Artık 26 Ağustos 1922 tarihinde yapılacak büyük taarruz hazırlıkları başlayabilirdi.
Yalova bölgesine dönecek olursak büyük taarruz hazırlıkları sürerken merkezi İzmit'te bulunan Deli Halit Paşa komutasındaki Türk birlikleri de İzmit'ten başlayarak batı Marmara'daki tüm Yunan işgal güçlerini süpürmeye hazırlanıyordu. Nitekim büyük taarruzla eş zamanlı olarak Deli Halit Paşa'da birliklerini harekete geçirdi. Yalova'ki Burhaniye müfrezesi ve diğer güçlerde bu orduya katılarak Yalova Bağımsız bölüğü adıyla büyük yararlıklar gösterdi.
18 Eylül 1922 tarihinde son Yunan askeri de askeri gemilerine binip kaçmak zorunda kaldılar. İsbirlikçilerinin bu kadar vahşetten sonra kalmaları mümkün mü. Tabiiki onlarda arkalarına bile bakmadan kaçtılar.
Şimdi acıları geride bırakarak ancak hiç unutmadan Yalova'yı kalkındırma zamanıdır.
1924 yılında mübadillerin Ortasya'dan Anadolu'ya, oradan Balkanlara son olarak da Anadolu'ya dönüsleri gercekleşti. mübadillerin Yalova'gelişleri ile önemli bir hareketlilik başladı. Üretime büyük katkı sağladılar.
Ve Büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Ağustos 1929 tarinde Yalova'ya gelişiyle bu güzel kentimizin de kaderi değişti.
İşte 19 Temmuz tarihi bana bu yazdıklarımı hatırlatıyor. Daha çok uzun yazabilirim...
KUTLU OLSUN.
Kutlu mücadelemizde şehit olanları rahmet ve minnetle anıyorum.
Bize bu güzel vatanı armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının anıları önünde saygıyla eğiliyorum.
Bu tarihi olayları unutmak mümkün mü?
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENEBaşlıksız 1-35Duatepe Zafer Anıtı önünde gururla fotoğraf çektirdim