Salman, “Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem 1999 yılında yaşadığımız depremden daha yıkıcı ve çok daha vahim” dedi. Tele1 televizyonundan Ülkü Çoban’ın sunduğu haber canlı yayınına katılan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, deprem bölgesinde yaşadığı izlenimleri anlattı ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. 1999 yılında meydana gelen depremi dolu dolu yaşadığını ifade eden Başkan Salman, “1999 depreminde Yalova’daki 2 tane günlük gazeteden bir tanesinin imtiyaz sahibiydim, hep onu söylerim. 99 depremini her tarafıyla dolu dolu yaşamış, ondan çok tecrübeler çıkarmış, bu konuda dosya oluşturmuş deprem bilimcilerle diyalogları olmuş ki burada da Aykut Barka ile yakın zamanda kaybettiğimiz Oğuz Gündoğdu hocayla, Övgün Ahmet Ercan’la bu konuyu sık sık masaya yatırıp dersler çıkarmış bir insanım. Tabi şu bir gerçek 2023 Maraş depremi, 1999 Gölcük depreminden çok daha kötü çok daha vahim. Partimin Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun beni Hatay’ın Samandağ ilçesine görevlendirdi. Oradaki belediye başkanımızın birkaç gün önceki depremden ayağına bir su deposu düşmüş, 2 parmağı kırılmıştı. Tabi ki deprem bölgesindeki belediye başkanları, valiler, kaymakamlar, bürokratlar, doktorlarda depremzede. Bu insanların ruh halinin normal olmasını kimse beklemesin. Çünkü bazısı canını kaybetti, yakınlarından vefat edenler var. Deprem bölgesindeki en büyük sorun barınma. 99 depreminin kötü avantajı şuydu, yaz ayıydı sıcaktı. Ama bu depreme soğuk, barınma ve ısınma damga vurdu. Bölgenin en acil ihtiyacı barınmaydı. AFAD’da bireysel olarak çadır vermeyip toplu çadır kentler kurmak durumunda olduğu için ciddi sıkıntı yarattı ve yaratmaya da devam ediyor. Ben Hatay Samandağ’da 5 gün kaldım, halen istişarelerimiz devam ediyor birkaç güne kadar tekrar bölgeye gideceğim. Kırsal ağırlıklı bir yer insanlar haklı olarak evlerinin yanından ayrılmak istemiyorlar. Ne olursa olsun mal canın yongası, kimse malını bırakmak istemiyor, yağmalanır diye korkuyor. Bağı bahçesi var onun ötesinde canlı hayvanı var. Bakın depremden 10 gün sonra bölgede ciddi anlamda hayvan yemi sıkıntısı başladı, onların da canı var. Bu sebepten dolayı hayvanlarını yarı fiyatına satmak zorunda kalan insanlarımız var. Depremden sonra bu durumdan dolayı ikinci kez üçüncü kez mağdur oldular. O bölgeden canlı yayına bağlanma şansım olmadı neden. GSM şebekeleri çok sıkıntılıydı, bu dönemde daha da sıkıntı oldu. Buradan GSM şebekelerine sesleniyorum. Bize en çok vereceğiniz bedava dakikaya değil, afet zamanlarında şebekenin çalışmasına ihtiyacı var o bölgelerin” dedi.
‘Doğal Afet Bakanlığı kurulmak zorundadır’
1999 ve 2023 depremindeki yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak artık ülkemizde bir Doğal Afet Bakanlığı kurulmasının kaçınılmaz hale geldiğini söyleyen Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, “Pandemi döneminde Genel Başkanımızın önderliğinde 11 belediye başkanımızın katılımıyla bir toplantı yapmıştık ve benzer şeyleri orada dile getirmiştim sanki ileride olacakları görmüşçesine. Doğal afet daire başkanlıkları, büyükşehir belediyelerinde, doğal afet müdürlükleri de belediyelerde mutlaka kurulmak zorundadır. Bunun altında da yangın, sel, felaket, sağlık afetleri gibi alt setler oluşturulmalı, bunun bir bütçesi ve yönetmeliği olmalı ve buralarda uzman, profesyonel kadrolar bulundurulmalı ki o anda müdahale edemeseler bile örnek veriyim Allah korusun Yalova’da bir deprem oldu. Bursa belki buraya müdahale edecek ama edemiyor, en azından çevredeki illerden Bilecik, Balıkesir, Kütahya’nın belediyeleri müdahale edebilmeli. Bunu ileriye dönük mutlaka yasallaştırmak zorundayız, bu konu parlamentoya gelmek zorunda” şeklinde konuştu.
‘Toplanma alanına okul yaptılar’
1999 depreminde Yalova’da çadır kent kurulacak ya da toplanma alanı şeklinde bir bölge olmadığına değinen Başkan Salman, “Şehrimizde bir park alanı vardı Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman olarak mahkemeye verdim o alana okul yapıyorlardı yürütmeyi durdurma kararı aldım. Kendi kendime karşı davayı kazandım ki ihalesini yaptılar kazma vuruldu ona rağmen davayı kazandım. Ancak beni görevden uzaklaştırdıktan 2 ay sonraki meclis toplantısında tekrar kararı değiştirdiler, kitabına uydurdular ve şu anda oraya okul yaptılar. Yalova gibi bir yerde bile şu anda toplanma alanı yok. Biz deprem master planı yapmıştık, toplanma alanlarını belirlemiştik, mahallelere asmıştık ve toplanma alanı sadece bir park alanından ibaret olmamalı. Deprem bölgelerinde en büyük sıkıntı bunu Maraşta’da gördük tuvalet ve su ihtiyacı. İnsanın bu doğal ihtiyacı ve en büyük sıkıntılardan bir tanesi buydu ve bu durum salgın hastalığın önünü açacak vaziyette. Deprem bölgesine gittiğim akşam kriz merkezine gittim Iğdır valimizi görev başına getirmişler. Kendisine de söyledim, ertesi sabahta sağ olsun Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar sabah benim yanımdaydı. Hemen Sağlık Daire Başkanını gönderdi. Türkiye’de ilk defa deprem bölgesinde Samandağ’da dezenfeksiyon işlemini başlattık, salgın hastalıkların önüne geçmek için. Çünkü enkazlarda cenazelerimiz var koku başlıyor ve bu da birçok salgın hastalığın önünü açabiliyor” diye konuştu.
‘Sivil inisiyatifin önü kesildi’
Deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmalarına anında müdahale edilmemesi, geç başlanması sebebiyle birçok insanın hayatını kaybetmesine sebep olunduğunu belirten Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, “Ülkede sivil inisiyatifin önü bir şekilde kesilirse, can kurtarmanın söz konusu olduğu doğal afetlerde hangisi olursa olsun fark etmez, biz Nasuh Mahruki’yi, AKUT’u ne zaman tanıdık 1999 Marmara depreminde tanıdık. Bunlar profesyonel insanlardı bu işi bu ülkede başlatmış en iyi bilen kişilerdi ama maalesef siyasi sebeplerden AKUT’u bile tasfiye ettiler, yazıklar olsun başka da bir şey demek istemiyorum. Depremde de en önemli hareket ilk 8 saatte, ilk 24 saatte müdahale etmek, insanların canlı çıkarılma olasılığı ilk 8 saatte ve tabi Samandağ’ın hem şanssızlığı hem de şansı var onu da söyleyeyim. Samandağ deprem bölgesinin en uçtaki yeriydi. Suriye’den önce bir Yayladağ var Yayladağ’da yıkım yok. Ondan önce ki ilçe Samandağ ve buranın avantajı da kırsal kesim ağırlıklı bir yer. Yüksek katlı bina sayısı çok fazla değil. Nüfusu 130 bin olan, köyü ve mahallesi 30 binin üzerinde olan bir yer. Ancak bu şanssızlığın şansımı diyeyim tam bilemiyorum ama Yalova’ya göre şöyle bir şansı vardı. Yalova’da yıkılan bina sayısı o kadar değildi ama bizim burada ölen vatandaşımız çok fazlaydı benim son ayrılmadan önce oradan aldığım bilgi ölen sayısının 1200 kişi olduğuydu. Ancak şunu söyleyeyim orada yıkılması gereken bina sayısı yıkılan bina sayısıyla beraber, 99 Yalova depreminden çok daha fazla” dedi.
‘Orta hasarlı binalar güçlendirme yapılmadan yıkılmalı’
Hatay’ın Samandağ ilçesi ve deprem bölgesi özelinde orta hasarlı olarak tespit edilen binaların kesinlikle güçlendirme yapılmadan yıkılması gerektiğinin altını çizen Başkan Salman, “Acı bir gerçeği daha söyleyeyim çünkü bu da önemli. Ben bazı şeyleri bağlandığım bu programda ilk defa söylüyorum. Ağır hasarlı binalar yıkılmıştı depremden sonra doğal olarak alınan karar gereği. Ben Samandağ özelinde ve bölge özelinde söylüyorum orta hasarlı binalarda kesinlikle ve kesinlikle güçlendirme yapılmadan yıkılmalı bunun altını net bir şekilde çiziyorum. Çünkü bu deprem bir gerçek. Bu deprem bir gün gene gelecek, deprem uzmanları hala o bölgede ki yerler için isim vermek istemiyorum çünkü uzman değilim hala deprem tehlikesi var. Bunun işaretleri, emareleri var bu deprem geleceğine göre tekrar ama yine çok önemli bir şey söyleyeceğim. Genel başkanımıza da rapor halinde sunacağım. O bölgede konut yapılacaksa bundan sonra kesinlikle ve kesinlikle 3 katı geçmemeli ve üçüncü katı da ya ahşap ya da hafif çelikten taşıyıcı sistemi kurulmalı. Bu binanın hafiflemesini sağlayacaktır, ikincisi de imar affıymış üstüne kat çıkmaymış gibi problemler ortadan kalkacaktır. Ya bölgesine göre 2 katlı olacak ya da 3 katlı olacak. Çünkü bizim bu yıkılan yerlerde zemin çok kötü. Yalova’da zemini düzgün yer yok, zemin sıvılaşması var, mutlaka oralarda da vardır. Yalova depreminde bizim yıkımın en büyük sebebi zemin sıvılaşmasıydı. İkincisi de o zemin sıvılaşmasının yarattığı handikabın şöyle bir özelliği vardı 99 depreminin. Depremlerde düşey yanal hareketler olur, Yalova, Adapazarı, Sakarya, Gölcük hepsini kast ediyorum. Bir de burgu hareketi olmuştu, o sıvılaşmayla 6 katlı binalar tek katlı hale gelmişti” şeklinde açıklamada bulundu.
‘Seçim kaybetme pahasına 4 kattan fazlasına izin vermedim’
Yalova Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra 1. Derece deprem bölgesi olan Yalova’ya 4 kattan fazla imar izni vermediği için büyük baskılara maruz kaldığını ancak sonrasında kendisine teşekkür edildiğini söyleyen Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, “Maalesef Yalova’da 7 mahallede olmayacak, kanuni değil bana göre yasal değil. Kentsel dönüşüm adı altında 6 kata çıkardılar ki ben hiçbir siyasi kaygı duymadan şunu net söylüyorum. 2013 yılında aday adayı olduğumda da söyledim, ilk kazandığımda da söyledim, ikinci kazandığımda da söyledim bana mimar, mühendis ve müteahhitlerden baskı da geldi. Geçenlerde beni Yalova’da bir müteahhit arkadaşım aradı, seçimden önce toplanıp sana baskı yaptık başkan kat ver diye. Asla ve asla vermem, seçimi kaybedeceğimi de bilsem burası birinci derece deprem bölgesi ben kat vermeyeceğim, 4 kat kalacak dedim. Bu şekilde söyleyip bizi geri çevirdin ama sen doğru olanı yapmışsın, Allah razı olsun şeklinde açıklaması oldu bana. Haklı çıkmak istemezdim ama bu bir gerçek. Çünkü öldüren deprem değil, binalar öldürüyor. Japonlarda niye ölmüyor. Japonya’da çok katlı binalarda kullanılan teknoloji de var ama bunun maliyetinden dolayı Türkiye’de uygulanması mümkün değil. Ancak yaparsa bazı çok güçlü firmalar, kurumsal firmalar yapar. Yalova gibi bir yerde de iki elin parmağını geçmez. O zaman ne yapacağız biz tedbir alacağız. Önemli olan deprem öncesidir. Nasıl bir hastalık öncesi hastalık gelmesin diye tedbir almak önemli, deprem gibi doğal afetlerde de o tedbirleri önceden almak lazım” şeklinde konuştu.
‘Yalova ve insanı benim için çok önemli’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe ile yakın zamanda görüştüğünü, İstanbul’da bila bedel ücretsiz hızlı yöntemle binaların dayanıklılık testlerini yapıldığını ifade eden Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, “Dedim ki ben makamda olmayabilirim, siyasi sebeplerle uzaklaştırıldım döndürmüyorlar ama ben Yalovalıyım, Yalova aşığıyım, Yalova’daki bir insanın dahi hayatı benim için her şeyden önemli. İnsan hayatının değerini benden daha iyi kimse bilemez. Yalova’yı da benden daha fazla kimse sevemez. Makamda olmam da önemli değil ne yapabiliriz Yalova için diye düşündük, Yalova Belediyesinden personel göndersek onlara eğitim, bilgi, destek verir misiniz diye söyledim seve seve dedi. Hangi partiden olduğu önemli değil, kim destek isterse bilgimizi, tecrübemizi, eğitim desteğimizi her zaman paylaşmaya hazırız dediler. Sadece gerekli ekipman ne ise satın alırsınız, en azından insanların kafasında binasıyla ilgili olan soru işaretlerini ortadan kaldırırsınız. Kısa vadede sorunlar minimize edilir ama uzun vadede deprem bölgesini orada yaşayan insanları maddi manevi çok büyük sıkıntılar, sorunlar bekliyor. Bakın rantçılara karşı da Mersin Milletvekilimiz Ali Mahir Başarır ile birlikte sahada gezerken çok duygulandım, tekrar o günleri yaşadım. 99 depremini her tarafında yaşamış olmama rağmen buradaki tablo benim bile psikolojimi etkiledi” ifadelerine yer verdi.
‘Biz bu filmi Yalova’da gördük’
Deprem bölgesindeki insanların yaralarını sarmanın zaman alacağını, acısı olan evlerde yaşayanların rantçılara boyun eğmemesi, 1 metrekare toprağını dahi satmaması gerektiğinin altını çizen Başkan Salman, “Ne olursa olsun bu bölgedeki insanların bizim onlara maddi manevi kucak açıp, buraya geldiklerinde iş konusunda, yer konusunda, barınma konusunda yardımcı olmamız lazım. Ve acısı olan evlerde bile sakın ola ki rantçılara boyun eğmeyin, teslim olmayın, 1 metrekare toprağınızı dahi satmayın. Biz bu filmi Yalova’da gördük, 5 yıl sonra buradaki araziniz ne kadar ediyorsa 2 katı edecek lütfen toprağınıza sahip çıkın. Şimdi üzgünsünüz, acılısınız, yaralısınız ama belli bir zaman sonra o acılar külleniyor, mal canın yongası daha büyük sıkıntılar çıkıyor. Çocuklarınız var onların da geleceğini düşünün ve bu toprakları terk etmeyin diye de mümkün olduğunca telkin etmeye çalıştım. Yalova’da depremde yıkılan bütün arazilerin üstüne yeniden bina yapıldı. Bu acı gerçeği de tekrar tekrar ifade etmek istiyorum. Ne kadar dayanıklı tartışılır ama şu vardı, ben 2004-2009 yılları arasında Belediye Meclis Üyesiydim, Ak Partili Belediye Başkanı vardı, çok doğru işler yapıldı belediyede, oda Türkiye’de bir ilkti. Bodrum şartı getirildi, düşey ve taya taşıyıcıların sayısı arttırıldı, perde beton şartı getirildi. C22 ve C24 beton kullanılıyordu, C30’a çıkartıldı, 4 katla sınırlandırıldı. Bunlar hep doğru işlerdi ve yapı denetim firmaları kuruldu. Ama sonra yanlış bir şey oldu denetleyen firmanın parasını denetlenen verdiği için bu sistem yürümedi. Bu binaların teknik sorumluluğu belki yerel yöneticilerin, belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin sorumluluğu olabilir ama şu da bir gerçek ben belediye başkanıyım ama ben inşaat mühendisi, mimar değilim. 2000 yılından sonra yapı denetim firmalarına yüklendi bu sorumluluk ama birçoğu iflas etti. Çünkü sistem mutlaka bir zaman sonra ülkemizde gevşiyor. Bu eğer doğru şekilde idame edilirse hiçbir sıkıntı kalmaz. Ama doğru zeminde doğru imar ve az kat. Ne olursa olsun Kuzey Anadolu Fay hattının üstündeki Yalova gibi bütün yerlerde diğer fayların olduğu yerlerde biz atom bombasının üzerinde oturuyoruz. Nedir bu beton hastalığı, rant hastalığı çözmek mümkün değil. Bunun önüne geçtiğimiz zaman biz ölümlerinde önüne geçeriz ve doğal afetlerin de önüne geçeriz” dedi.
‘Boş alan kalmadı bu Yalova için ciddi bir tehdit’
Yalova merkezde imara açılacak yer kalmadığı için ne kadar arazi varsa üzerine bina dikildi ve boş alanımızın kalmadığını söyleyen Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, “Toplanma alanlarının bazılarına okul vesaire yapıldı. Yalova merkezi imara açılacak yeri kalmadığı için ne kadar arazinin üzerine bina konacak yer varsa herhalde yüzde 80 ve 90’ı doldu. Bu Yalova için ciddi bir tehdit. Ne şansı olur belki buradakilerin. Allah muhafaza bir sıkıntı yaşanırsa köylerde 99 depreminde bir sıkıntı yaşanmamıştı. İnsanlarımız özellikle köylerde yerleri olanlar köylere kaçmıştı. O sayede biz Yalova’da yaşamımızı biraz daha diğer yerlere göre kolay idame ettik. Ama Allah korusun büyük bir depremde Maraş depremi gibi bir felakette herkes başının çaresine bakmak zorunda kalıyor, kendi kaderiyle baş başa kalıyor. 99 depreminde de Maraş depreminde de insanlar tırnaklarıyla elleriyle insanlar enkaz kazıdı bunu hafızalarımızdan çıkartmayalım. Burada konu sadece İstanbul değil evet İstanbul’da 20 milyon insan yaşıyor. Allah muhafaza orada bir deprem olduğunda arama kurtarma nasıl yapılacak, o binaların arasına nasıl girilecek, kimler nasıl yapacak işte onun hazırlığının olması lazım. Onun için şimdi tam zamanı. Bu deprem bu kadar sıcakken yapılması gereken ne varsa yapılsın. Yoksa bizim milletçe bir hastalığımız var, karakteristik özelliğimiz var çok çabuk unutuyoruz. Bizimde, sorumluluk sahibi insanlarında, basın olarak sizin, siyasetçi olarak bizim unutturmamak. Hele hele bizim gibi bu felaketi yaşamış insanların birinci görevi unutmamak ama ondan önceki görevi de unutturmamak. Sadece yıldönümlerinde değil” diyerek sözlerini tamamladı.