Anıl açıklamasında, “Zorlu bir seçim sürecinden sonra meclis yeni görevine başlamaya hazır. Yeni seçilen vekiller bir bir yeminlerini ederken yavaş yavaş düşünceleri hakkında da bildirimler almaya başlıyoruz. Seçim sürecinde partiler birbirleriyle ittifak yaparken birtakım pazarlıklar ve taahhütnameler ortaya koydular. Pazarlık sürecinde ne yazık ki gündeme alınan konuların birisi de şiddete karşı aileyi koruyan 6284 sayılı kanun oldu. Yeniden refah partisi genel başkanı Fatih Erbakan kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında ki yasa hakkında yaptığı konuşmalar biz kadınları tedirgin etmektedir. Aile içi şiddeti önlemek maksadıyla şiddet göreni koruyan ve şiddet görenin beyanını esas alan 6284 sayılı kanun için söyledikleri bizleri endişelendiriyor. Bu yasa sadece şiddet gören kadını değil aile içinde şiddet gören her bir bireyi korumakla mükelleftir. Şiddet görenin beyanını esas alan bu yasa sayesinde şiddet görenler kendini güvende hissetmekte, şiddet uygulayanda karşılaşacağı yaptırımlar konusunda tedirginlik yaşayarak kendini kontrol etmektedir. Erbakan'ın söylediğine göre şiddet gören, şiddet gördüğünü ispatlamak ile mükellef olduğudur. Oysaki ekonomik, psikolojik, cinsel ve sosyolojik şiddet ispatlanması en güç olan şiddet türleridir. Fiziksel şiddet kolaylıkla ispatlanırken yukarıda söz ettiğimiz şiddet çeşitleri ispatlanması en zor olan şiddet türleridir. Şiddet görenin beyanı esas derken, tabi ki söyleyenin söylemesi ile karşı tarafın hemen cezalandırılması gibi bir durum söz konusu değildir. Gerekli soruşturmalar, gerekli araştırmalar yapılarak hâkimin verdiği karar ile onaylanır veya onaylanmaz. Aile yapısını korumak bu yasanın kalkması ile olmaz. Daha geliştirilmiş yasalar ve suç işleyenin cezasının arttırılması ile önlenebilir. Bizler zaten dejenere olmuş bir toplumlarda yaşamaya çalışmaktayız.  Güvenli olmayan sokaklarda ne zaman nerede ne ile karşılaşacağımızı bilmeden yaşamaktayız. Bu nedenle evimizin içinde güvenliğimizin sağlandığına inanarak rahat bir şekilde yaşamak istiyoruz. Ve bunun sağlanması için de sesimizin daha gür daha baskın çıkması gerekmektedir. Bizler aile içi şiddet gören her birey için, 6284 sayılı kanuna kırmızı çizgimizdir diyoruz. Kadınların istediği gibi bir toplumda Güven içinde yaşayamamasının asıl sebebi seçilmişlerdedir. Çünkü meclis halen daha ataerkil bir meclis olarak devam etmektedir. Seçilen 600 milletvekilinin sadece 121'inin kadın olması sebebiyle kadının sesi oldukça cılız çıkmaktadır. Ayrıca yeni kabine açıklandı 17 bakandan sadece bir tanesi kadın o da, aile ve sosyal hizmetler bakanı. İşte seçilmişler içinde bile sadece bir tanesini bakanlık görevinde görebildik. Diğer görevleri yapabilecek düzeyde kadın yokmuşçasına sadece bir kadın! Sayın bakanımıza hayırlı olsun dileklerimi iletir görevinde başarılar dilerim. Gönül isterdi ki kadın bakan sayımızda artsın sadece aile ve sosyal hizmetler bakanlığı görevi kadınlara layık görülmesin. İnanın kadınlar her görevi layıkıyla en güzel şekilde yerine getirebilecek kapasiteye ve beceriye sahiptirler. Her ne kadar kadın vekil sayısının 28. Dönemde biraz daha arttığını görsek de istediğimiz sayılarda kadın vekil hala bulunmamaktadır. Ne zaman ki seçilmiş ve yönetim kadrolarındaki kadının sayısının çoğaldığını görürsek o zaman gerçek adaletten, demokrasiden, kadın ve çocuk haklarından bahsedebiliriz. Yine de büyük bir umutla seçilen kadınların var güçleri ile aileyi koruyan bu yasanın devamını sağlamak için mücadele edeceklerine inanıyorum” ifadelerine yer verdi.

Editör: Rümeysa Şahin