Sahadaki deneyimini akademik çalışmalarla harmanlayan Gül, çocukların duygularını tanımasının ve ifade edebilmesinin yaşam boyu ruh sağlığı açısından taşıdığı önemi anlattı.

Hâlihazırda sahada aktif olarak eğitimcilik yapan Ayşenur Gül, çocuk gelişimi alanında yüksek lisans eğitimine devam ediyor. Aldığı lisansüstü eğitim doğrultusunda “uzman” unvanına sahip olan Gül, tez çalışmasında ebeveyn tutumlarının çocukların gelişim süreçleri üzerindeki etkisini ele almayı planlıyor. Akademik bilgi ile saha deneyimini bir arada yürütmenin mesleki yaklaşımının temelini oluşturduğunu belirten Gül, ilerleyen süreçte bir danışmanlık merkezi açmayı ve akademik çalışmalarını uygulamayla desteklemeyi hedefliyor.

Yazarlık yönüyle de öne çıkan Gül’ün Duygu Ormanı adlı kitabı, çocukların duygularını tanımalarına, ifade etmelerine ve iç dünyalarını güvenli bir şekilde keşfetmelerine alan açmayı amaçlıyor.

“Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?”

Ayşenur Gül: Hâlihazırda sahada aktif olarak eğitimcilik yapıyor ve çocuk gelişimi alanında yüksek lisans eğitimime devam ediyorum. Aldığım lisansüstü eğitim doğrultusunda çocuk gelişimi alanında “uzman” unvanına sahibim. Yüksek lisans sürecimde ebeveyn tutumları üzerine yürüteceğim tez çalışmasıyla, çocukların gelişim süreçlerini aile dinamikleri çerçevesinde ele almayı planlıyorum. Sahada edindiğim uygulama deneyimi ile akademik bilgiyi birlikte değerlendirmek, mesleki yaklaşımımın temelini oluşturuyor.

Akademisyenlik benim için yalnızca bir meslek değil, güçlü bir hedef ve tutku. Bu doğrultuda, bir diğer hedefim ise alanda deneyimlenerek bir danışmanlık merkezi açmayı ve akademik bilgi ile saha uygulamasını bir arada yürütmeyi amaçlıyorum. Yüksek lisans tezimi tamamladıktan hemen sonra, sahada daha aktif şekilde çalışarak bu hedefe somut adımlar atmak istiyorum. Aynı zamanda yazarlık yapmaktayım. Duygu Ormanı adlı kitabım, çocukların duygularını tanımalarına, ifade etmelerine ve iç dünyalarını güvenli bir şekilde keşfetmelerine alan açmayı amaçlayan bir çalışma.

Yalova’nın benim için çok özel ve derin bir anlamı var. Öğrencilik yıllarımı geçirdiğim bu şehir, yalnızca akademik bir durak değil; gençliğimin şekillendiği, hayata dair önemli deneyimler edindiğim, kendimi tanıdığım ve olgunlaştığım bir dönemle özdeş. Yalova’yı her zaman ikinci memleketim olarak tanımlıyorum; en mutlu anılarımdan birçoğu bu şehirle bağlantılı. Yalova’da geçirdiğim yıllar, hem güzel anılar biriktirdiğim hem de bugünkü mesleki ve kişisel duruşumun temellerini attığım bir süreçti. Bu şehirde kurduğum bağlar, edindiğim deneyimler ve yaşadığım dönüşüm, bugün attığım adımlarda hâlâ benimle birlikte ilerliyor.

“Duygu Ormanı” fikri nasıl ortaya çıktı? Bu kitabın tohumları hangi duygu veya anla atıldı?

Ayşenur Gül: Bu yola, hissetmekten korkmayan nesiller düşüncesiyle çıktım. Duygularını tanımayan, ifade edemeyen ve özdüzenleme becerisi geliştiremeyen çocukların; ilerleyen yıllarda yetişkin olduklarında da duygularını ifade etmekte ve düzenlemekte zorlandıklarını düşünüyorum. Bu düşünce, Duygu Ormanı’nı yazma fikrinin temelini oluşturdu.

“Kitabın merkezine “duyguları” koymanızın özel bir nedeni var mı? Çocuklarda duygusal farkındalık üzerine nasıl bir etki yaratmak istediniz?”

Ayşenur Gül: Duygu Ormanı ile çocukların duygularını bastırmadan tanımalarını, hissetmenin doğal ve değerli olduğunu fark etmelerini istedim. Kitabın, çocuklarda duygularla sağlıklı bir bağ kurma becerisini desteklemesini; hissettiklerini fark edebilen ve ifade edebilen bireyler olmalarına katkı sağlamasını amaçladım. Çünkü duygular, insanın kendisiyle ve dünyayla kurduğu ilişkinin temelini oluşturur.

“Hikâyenin yaş aralığı açısından hedef kitleniz kim? Yazarken çocuklara uygun dili nasıl oluşturdunuz?”

Ayşenur Gül: Kitap, anasınıfı ve erken ilkokul dönemindeki çocuklara hitap edecek şekilde kurgulandı. Yazarken dili özellikle sade, anlaşılır ve çocuğun dünyasına yakın tutmaya özen gösterdim. Çocukların hikâyeyle bağ kurabilmesini ve kendilerini güvende hissederek duygulara yaklaşabilmesini hedefledim.

“Duygu Ormanı”nın çocuklarda nasıl bir farkındalık yaratmasını umuyorsunuz?

Ayşenur Gül: Çocukların hissettikleri duyguların “iyi” ya da “kötü” olarak ayrılmadığını fark etmelerini istiyorum. Duygu Ormanı’nın, çocuklara duygularını bastırmak yerine tanımayı ve ifade etmeyi öğretmesini; kendilerini daha iyi anlamalarına katkı sağlamasını umuyorum. Bu farkındalığın, çocukların hem kendileriyle hem de çevreleriyle kurdukları ilişkileri güçlendireceğine inanıyorum.

“Kitapta işlediğiniz belirli bir duygu sizin için daha özel mi? Neden?”

Ayşenur Gül: Bu kitapta tek bir duyguyu merkeze almadım; çünkü çocukların duyguları da tıpkı hikâyedeki gibi birbirine bağlı ilerliyor. Ancak özellikle kızgınlık, üzüntü ve korkunun birbiriyle nasıl iç içe geçtiğini göstermek benim için çok anlamlıydı. Çünkü çoğu zaman çocukların yaşadığı zorlanmalar tek bir duygudan değil, fark edilemeyen bu duygusal geçişlerden kaynaklanıyor.

Hikâyede Güneş’in kızgınlıkla başlayıp üzüntüye, oradan korkuya geçmesi ve sonunda sakinliğe ulaşması; duyguların bastırıldığında değil, tanındığında ve kabul edildiğinde yumuşadığını anlatıyor. Bu yüzden kitabın sonunda yer alan sakinlik, benim için en kıymetli duygu hâli. Çünkü sakinlik, duygular yok olduğunda değil; anlaşıldığında ortaya çıkıyor.

“Çocuk edebiyatına yönelme kararınız nasıl gelişti? Sizin için çocuklara yazmanın en zor ve en keyifli tarafı nedir?”

Ayşenur Gül: Çocuk edebiyatına yönelmem, çocukların dünyasına duyduğum yakınlıktan ve onların ihtiyaçlarını doğru bir dille anlatma isteğinden kaynaklandı. Çocuklara yazmanın en zor tarafı, derin bir mesajı sade ve anlaşılır bir dille aktarabilmek. En keyifli tarafı ise, yazdığınız bir cümlenin bir çocuğun dünyasında anlam bulduğunu bilmek.

“Kendi çocukluk döneminizden bu kitaba yansıyan bir detay var mı?”

Ayşenur Gül: Evet, var. Çocukken duyguların her zaman açıkça konuşulamadığı zamanları hatırlıyorum. Bu kitapta, o dönemlerde ihtiyaç duyduğum ama belki de kelimelere dökülemeyen duygusal alanı, bugünün çocukları için görünür kılmak istedim.

“Okuyuculardan aldığınız geri dönüşlerde sizi en çok mutlu eden yorum neydi?”

Ayşenur Gül: Bir öğretmen olan sevgili arkadaşım Beyza İçer kitap okunduktan sonra sınıfında çocukların kendi duygularını anlatmak için hikâyedeki bölgeleri resmettiklerini paylaşmıştı ve beni çok mutlu etti. Bir kitabın çocuğun diline ve resmine karışması onun hayatına dokunduğunu gösteriyor.

Mahmut Tanal, Yalova’da Genç Hukukçularla Buluştu
Mahmut Tanal, Yalova’da Genç Hukukçularla Buluştu
İçeriği Görüntüle

“Son olarak; küçük okurlarınıza ve ailelerine ne söylemek istersiniz?”

Ayşenur Gül: Duygular konuşuldukça güçlenir. Çocukların hissettiklerini ciddiye almak, onları dinlemek ve duygularına alan açmak çok kıymetli. Duygu Ormanı’nın, ailelerin çocuklarının iç dünyasına sevgiyle yaklaşmasına eşlik eden bir yol arkadaşı olmasını diliyorum.

Muhabir: Sezgin Altınel