Gelelim Bay Yıldız’ın bence talihsiz açıklamalarına. Kendileri, bisiklet yollarının plansız, projesiz, hızlıca yapıldığını söylemiş. 2 yıldır sürdürülen Organik Ulaşım Çalıştaylarında, atölye çalışmalarını yok saymış. Ulaşım Master Planı mecliste oylatıldığında içinde minibüs dönüşümünün olduğu gibi, bisiklet yollarının da olduğunu bilmiyormuş meğer. Neymiş, harcanan paraya yazık olmuşmuş. Eğer şehrimizde arabasına park yeri açmak için bu hacıyatmazları kesmeyi kendine hak gören insan müsveddelerimiz var ise, bunun sorumluluğunu kendimizde aramamız gerekir. ‘Yazık’ olan aslında bu zihniyete prim verilmesidir siyaset eleştirisi yapacağım niyeti ile. Bu niyeti sorguluyorum.
Trafikte yayalar için ne yapıldığını sormuş Bay Yıldız. Acaba siz ne yaptınız uzun dönem minibüs eşrafının başında iken, yayalar için? Ne yaptınız da neyin hesabını soruyorsunuz? Alt geçit, üst geçit yokmuş. Hangi dönemde oldu acaba? Yalova’nın trafik sorunu acaba yeni mi hortladı da şimdi böyle veryansın moduna geçtiniz? Az sayıda bisiklet kullanan insanların düşünüldüğünü, ama yayaların düşünülmediğini söylemiş Bay Yıldız. Binlerce vatandaş düşünülmüyor, bisiklet kullanıcıları düşünülüyormuş. Bunu anlıyamıyormuş Bay Yıldız.
Bizim sayımız az değil Bay Yıldız. Bisiklet kullanan yüzlerce insan var Yalova’da. Belki kullanmak isteyen binlerce insan da vardır. Ama sizin açtığınız bu yoldan yürüyecek olan zihniyetin araç koltuklarına oturduklarında trafik canavarına, birer psikopata dönen fiiliyatları yüzünden, korkularından bisiklete binemiyorlar sayın bayım.
Bırakın insanlar bisiklete binsin. Misal, ben her gün TOKİ’deki evime bisikletle gidip geliyorum. Bisiklet yolunu kullanıyorum. Ve ne görüyorum biliyor musunuz? Bisiklete binen 6-7 yaşlarındaki çocukları görüyorum. Ailece bisiklet süren grupları görüyorum. Buna imkan tanıyan tek şey, o küçümsediğiniz, ne kadar para harcandığını dilinize doladığınız bisiklet yollarıdır. İstanbul’da şehir trafiğinde bisiklet grupları her gün onlarca ezilme tehlikesi yaşarken, Yalova’da yapılmaya çalışılan dönüşüm bir nimettir, kimsenin içine etmeye hevesleneceği bilmem ne çanağı değildir. O yüzden siyasetçilerimiz kentin yararına olacak uygulamalar için dillerini biraz daha kontrol altına alsalar, gerçekten hayırlısı olur.
Ayrıca bisiklet nedir? Bisiklet, yalnızca bir ulaşım aracı değildir. Bisiklet, sadece uygun bisiklet yollarının kanalize edilmesiyle şehir yaşamına uygun ve trafik yaratmayan bir araçtır.
Hele, Yalova gibi gelişim alanı sınırlı ve genellikle eğimsiz yerleşim alanlarına sahip bir kent için ideal ulaşım aracıdır.
Bisiklet aynı temel mantığa sahip pek çok bisiklet kullanıcısının sosyal paylaşım ortamlarında bir araya gelme aracıdır. Doğa, gezinti, hız, sürüş keyfi, spor, etkinlik aracı olarak birleştirir ve özgürleştirir.
İstediğin yerde konaklama pratiği açısından bisiklet, trafikte park yeri arama sorunu çıkarmayan, hafif, yakıtsız, istenilen yerde durmaya, mola vermeye, istediğin zaman hareket etmeye olanak tanıyan araçtır. Küçük kentlerde tamamen arabanın ikamesi yerine kullanılabilir ve kullanılmalıdır.
Bisiklet bir spor aracıdır. İnsanı hantallaştıran ve hareketsizliğe iten günlük yaşamın aksine, bisiklet kullanıcı ister istemez bisiklet üzerinde sürekli aktif faaliyet halindedir ve sürekli olarak dikkat, denge gibi unsurları da gözetmesi zihinsel ve bedensel fitlik açısından bir avantajdır.
Bisiklet bir özgürlük aracıdır. Sürücüye hareket ve güzergah özgürlüğü sağlar. Araba, benzin, ehliyet, trafik cezası söz konusu olmadan doğada özgürce dolaşmaya olanak tanıyan bisiklet, her şeyden öte sıkı düzenlenmiş kurallar dizisi olan medeniyetten küçük kaçamaklara olanak tanır.
Bireysel veya kolektif bir keyif aracı olarak bisiklet, herhangi bir ulaşım, gezi, spor veya sosyalleşme amacından bağımsız, yalnızca bir keyif aracı olarak düşünülebilir, ister tek başına, ister kolektif.
Bir çevre sembolü olarak bisiklet, medeniyetin getirdiği doğa kirletici teknolojilere, otomobillere, termik santrallere, ağır maddelerle çalışan sanayi unsurlarına karşı simgesel bir taşıttır aynı zamanda. Bisiklet ‘iklim dostu’dur. Benzinle, fosil yakıtlarla çalışan araçların bıraktığı ‘karbon ayak izi’ni bisiklette bulamazsınız. Sıfır karbon, sıfır emisyondur, yani çevrecidir.
Tüm bunlar sizi rahatsız mı ediyor yoksa beyefendiler? Şehir içinde araç trafiğinin azaltılması, şehir içi ulaşımda bisikletin ağırlık kazanması gibi fikirler sizleri rahatsız mı ediyor?
Etmiyorsa, lütfen biraz daha sağduyu.