“Bu sene balık bol, balıkta kanserojen madde iddiaları kasıtlı”
Tokalak sözlerini şöyle sürdürdü: “Balık sezonunun açılmasının ardından çinekop, hamsi ve istavritin bollaşmasıyla birlikte halk, gerçek orijinal balığı yiyince çiftlik balıkları ikinci plana düştü. Ben şimdi tüm basına da soruyorum ve bu iddiamı araştırmalarını istiyorum. Deniz balığında kanserojen özellik bulunduğu tamamen bir uydurma. Çiftlik sahipleri ellerindeki çipura, alabalık, somon, levrek gibi yetiştirme balıkları yetiştirenler balıkları satamaz duruma geldiler, bu sezon balık da bol. Bu nedenle balık ellerinde kaldı. Böyle haberler zaman zaman kasıtlı olarak çıkartılıyor. Marmara’da birkaç yıl önce öldürücü deniz anası var diye haberler çıkartılmıştı. Öldürücü olduğu söylenmişti. Oysa biz balıkçılar olarak bu deniz analarıyla her gün temastayız, hiçbirimize bugüne kadar bir şey olmadı. Bu da turizm sektörünü etkilemek amaçlı çıkartılan bir haberdi” sözleriyle tepki gösterdi.
“Çiftlik balıkları da deniz kenarında yetişiyor sizde neden kanserojen yok . Siz kimyasal yemle besliyorsunuz üstelik, siz önce kendinize bakın” sözleriyle haberlerin çıkış adresi olarak iddia ettiği balık çiftliklerine seslenen Tokalak, “Biz üç ayda bir balıklardan numune veririz, hiçbir kanserojen görülmedi balıklarda bugüne kadar. O zaman şuna bakmak lazım. Bu haberler kimin işine yarar. O zaman hedefi bulursunuz, bu tür haberlerle vatandaşı deniz balıklarından uzaklaştırmaya çalışıyorlar.”
‘Deniz balığını tercih edin’ tavsiyesi
Vatandaşlara bu tür haberlere itibar etmemeleri tavsiyesinde bulunan Tokalak, “Palamut, çinekop, hamside iki üç aydır bolluk devam ediyor. Bu sene balık bol. bu sene bolluk var, deniz balığını tercih etsinler, sağlık için. Elimizde bir tek orijinal gıda olarak balık kaldı, bunların hepsi oyun” dedi.
Bakanlıktan haberdeki iddialar bilimsellikten uzak açıklaması…
Balıkta kansere neden olan ağır metal kalıntısı bulunduğu şeklindeki haberlere tepki gösteren Yalova Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Erdal Tokalak’ın bu tepkisine ve çıkan haberlere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da yaptığı basın açıklamasıyla son noktayı koydu. Bakanlık, yaptığı açıklamada; “Söz konusu haberlere konu edilen numunelerin ne zaman, nasıl ve hangi koşullarda alındığı ve analizin yetkinliği onaylı bir laboratuvarda yapılıp yapılmadığı belli olmadığı gibi, olumsuz olduğu iddia edilen 11 adet numune ile ülke geneli için bir değerlendirme yapılması bilimsellikten uzaktır” ifadelerine yer verdi.
Bugüne kadar Türkiye genelinde avcılık yoluyla elde edilen su ürünlerinde ve balık yetiştirme çiftliklerinden alınan numunelerde, ilgili mevzuat doğrultusunda yapılan analizlerde herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmamıştır. Su ürünleri avcılığında insan sağlığı açısından herhangi bir olumsuzluk bulunan sahalarda avcılık yasaklanmakta, yetiştiricilikte ise o çiftlikte hasada izin verilmemektedir. Bilimsel olarak deniz kirliliğinden dolayısıyla denizde yakalanan balıkların insan sağlığı için risk oluşturduğundan bahsedilebilmesi için belirlenen istasyonlarda uzun süre, sürekli ölçüm ve numune alımı yoluyla izleme çalışmalarının yürütülmesini gerektirmektedir.
Ayrıca, alınan numunelerin geçerli olabilmesi için resmi kontrol görevlilerince numune alma kurallarına uygun olarak alınması ve bu konuda yetkinlikleri onaylanmış laboratuvarlarda analizlerinin yapılması gerekmektedir. Söz konusu haberlere konu edilen numunelerin ne zaman, nasıl ve hangi koşullarda alındığı ve analizin yetkinliği onaylı bir laboratuvarda yapılıp yapılmadığı belli olmadığı gibi, olumsuz olduğu iddia edilen 11 adet numune ile ülke geneli için bir değerlendirme yapılması bilimsellikten uzaktır. Bakanlığımızca tüm gıda maddelerinde olduğu gibi, su ürünleri izleme çalışmaları bundan sonra da aynı şekilde yürütülecek olup, olumsuz bir sonuç alınması durumunda kamuoyuyla paylaşılacaktır.”