Yalova Türkiye’nin en küçük ama en yeşil illerinden biridir. Doğal yapısı gereği denizle orman arasında kalan küçük fakat verimli topraklarının büyük kısmı , birinci sınıf tarım arazileridir. Bu arazilerimiz büyük bir süratle beton binalara dönüşmektedir. Binalarımızı tarım arazilerimizin dışında kalan bölgelere kaydıramadık ve bu verimli topraklar çok hızlı bir şekilde kaybediliyor.

Yalova’nın meşhur elması kısa bir zaman sonra sadece kitaplarda ve anılarda hatırlanacaktır. Kivi üretilen bahçeler, sadece fotoğraflarda görülecektir. Bu topraklar elden gittikten sonra tekrar bu ürünleri yetiştirme şansımız kalmayacaktır, bizler bunları başka illerden hatta başka ülkelerden almak zorunda kalacağız.

Sanayi tesisleri ülkemizin kalkınması ve gelişimi açısından son derece önem arzetmektedir. Ülkenin refahı ve işsizliğin giderilmesi için sanayi yatırımlarının yapılmasını ve teşvik edilmesini arzuluyoruz. Burada yapılması gereken bu yatırımları yaparken tarım arazilerimizi de korumaktır. Sanayi tesislerini mutlaka deniz kenarlarına, birinci sınıf tarım arazilerine ya da zeytin bahçelerine yapmak zorunda değiliz.

Birinci sınıf tarım arazilerimizin gözümüzün önünde betona dönüşmesi karşısında çaresiz ve sessiz kalmamız sonucu , çok değil , yakın bir gelecekte bir sürü doğal afet ve felaket bizleri pençesine alacaktır.İlimizde ve ülkemizde yetiştirdiğimiz pek çok ürünü şu an başka ülkelerden ithal etmek zorunda kalıyoruz.

Köylünün yetiştirdiği ürünün karşılığı olan geliri elde edememesi de bu arazilerin elde çıkarılmasında etkili olmaktadır. Barış zamanlarında paran varsa başka ülkelerden ithal ederek her ürünü alabilirsiniz belki ama, ya savaş zamanlarında ne yapacağız ? bu milletin karnını nasıl doyuracağız. Ülkenin bekası için yerli tarım üretimimizin önemi göz ardı edilmemeli . Toprak varsa tarım olacaktır. Vasıflı tarım araziside öyle her yerden temin edilecek bir şey değil. Milyon yılda oluşuyor.

Yalova Tema temsilcisi Faruk Tezcan uzunca bir süredir Yalova’nın yeni hazırlanan 50.000 lik planları için kaygılarını dile getirmektedir. Faruk Tezcan gibi pek çok kişide bu alanda kaygılarını basın yoluyla duyurmuşlardır. Bu kaygıların haklı sebepleri ortadadır. Yetkili kişilerin Yalova’nın geleceğini belirleyecek bu planları son kez gözden geçirirken , Yalova’nın sesine kulak vermesini diliyoruz.