Bu topraklar uğruna ne büyük fedakarlıklar yapıldığını bilmeyen var mıdır ? Zannetmiyorum. Soruyu kendim sordum kendim cevapladım ama samimiyetle söyleyeyim mutlaka sizde aynı cevabı vereceksiniz . Aklı dengesi yerinde olmayan ve içinde insanlık duygusu taşımayanlar bu cevabın dışındadır.

İnsanlık tarihi boyunca en büyük mücadeleler toprak için verilmiştir ve hâla da verilmeye devam etmektedir. Bir karış toprak için ne canlara kıyıldığı tarih sayfalarında yazılıdır. Yurdumuzda toprak denince benim aklıma ‘’ TOPRAK DEDE ‘’ sayın Hayrettin KARACA gelir. Bütün ömrünü topraklarımızın korunmasına adamış ve 90 küsur yaşında hala bu mücadelesi devam ediyor. Ayakta alkışlanması baş tacı edilmesi gereken bir insan. Tüm dünyaya örnek olan bu çalışmalarının merkezi yaptığı TEMA VAKFI ülke genelinde yaygınlaşmış ülkemizin en önemli bir sivil toplum kuruluşlarından biri olmuş vaziyette. Uğrunda can verilmiş topraklarımızı iç ve dış düşmanlarımızdan gözümüz gibi korumalıyız

Ne mutlu bize ki Hayrettin KARACA gibi bir insanla aynı kentte yaşıyor aynı havayı teneffüs ediyoruz. Onunla aynı ortamda yaşamak bana huzur ve mutluluk veriyor. Elimizden geldiği kadar onun başlattığı çalışmalara katılmaya gayret gösteriyoruz. 5 Haziran ‘’ DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ‘’ bir etkinlik yaparak Yalova adına ona bir Teşekkür Plaketi sunmayı düşünüyoruz. İnşallah, şartlar müsaade eder ve bu etkinlikte onun elini öpme şerefine bir daha nail oluruz.

25 Mayıs 2017 günü TEMA VAKFI’ nın düzenlemiş olduğu bir etkinlik yapıldı. Yalova’nın yeni Mezarlık alanı Paşakent Mezarlığının ağaçlandırılması için yapılan bu etkinliğe Yalova Musıki Derneği olarak katıldık ve katılmaktan dolayı büyük mutluluk duyduk. Ellerimle selvi ağaçları dikerek ileride bu mekanda yatacak olanlara ( Kim bilir belki bize de burası nasip olur ) bir nebze olsun serinlik ferahlık bulmaları için katkı sunmaya çalıştım. Türk medeniyetinde Mezarlıklar büyük önem taşır ve mezarlık alanları özenle seçilir ve bu alanların ağaçlandırılmasına özel bir itina gösterilir. Bu coğrafyalarda bir köy ya da yerleşim yeri görmek isteyen gözler ufukta Cami Minaresi ya da Selvi Ağaçları arar. Selvi ağaçlarından oluşan bir küme gördüğünde bilir ki orası bir mezarlık alanıdır. Bizim kültürümüzde sanatsal çizimlerde ( Gravür, Minyatür vs. ) Selvi ağacı Mezarlığı tasvir eder.

Yaşadığım sürece sık sık ağaç ve toprakla haşır neşir olmaya gayret gösteririm. Doğada var olan her şey topraktan can alır, insanoğlunun da hamuru topraktan karılmıştır. Netice itibarı ile topraktan gelir toprağa gideriz. Toprak’la başlayan her şey yine toplakla biter, bir düşünün dünya üzerinde en büyük enerji yıldırımdır. Yıldırım önüne gelen her şeyi yakar kül eder eritir ama toprakla buluşunca kuzu gibi ehlileşir ve söner gider. Ne ihtiraslar, ne hırslar toprakla buluşunca yıldırım gibi sönmüştür ve artık bir önem arz etmez olmuşlardır. Yaşarken bunları biraz olsun düşünüp merhamet ve sağduyuyu kaybetmemek lazım. Güç elindeyken zalim olanlar, unutmayınız çok kısa ömrünüz hiç ummadığınız anda ve zamanda bir avuç toprak içinde yok olup gidecektir.

Çok sevdiğim bir büyüğüm, sayın Lemi NEYİM , Yalova Gazetesinde çıkan dünkü köşe yazısında,

toplumsal mesajların çeşitli yöntemlerle topluma verilebileceğini yazmış , yazdıklarına aynen katılıyorum , evet ‘’ toplumsal mesajlar konuşarak , yazarak, çizerek ya da müzik yoluyla verilebilir ama mesajın en yücesi ve bilgesini almak isteyen bir Selvi ağacının gölgesine gitsin ‘’.