Toplantının açılış konuşmasını yapan İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Ülkü Küçükkayalar, “Hepimizin bildiği gibi bir deprem ülkesinde yaşıyoruz,17 Ağustos 1999 yılındaki Marmara Depremi başta olmak üzere, geçmiş yıllarda, plansız-çarpık kentleşmenin ve mühendislik hizmeti almayan yapıların ne kadar büyük tehdit oluşturduğu anlaşılmış, depremin afete dönüşmesinden dolayı çok büyük kayıplar yaşanmıştır. Depremin afete dönüşmemesi ve güvenli yapı üretiminin sağlanması için gereken unsurlar; yönetmelik ve standartlara uygun proje tasarımı, doğru uygulama ve iyi bir denetimdir. Bu bağlamda;

-Projeler yetkin mühendisler tarafından tasarlanmalı,

- İşçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, doğru iş programı ve projeye uygun imalatın yapılabilmesi için tam zamanlı şantiye şefliği hizmeti alınmalı,

-Yapılan uygulamaların proje ve standartlara uygunluğu Yapı Denetim firmaları tarafından denetlenmelidir. Bu önemli unsurlardan biri dahi olmazsa depreme dayanıklı yapı üretiminden söz edemeyiz. Maalesef birçok inşaatın yapım sürecinde, şantiye şefi bulunmamakta, şantiye şefliği sadece ruhsat kısmında kağıt üzerinde kalmaktadır. Mevzuatın doğru uygulanmamasından kaynaklı da çok ciddi problemler oluşmaktadır. Geçtiğimiz ağustos ayında bir meslektaşımız, binanın demir kontrollerinde, eksik ve yanlış demir uygulamalarının düzeltilmesini istemiş ve üç usta tarafından ağır şekilde darp edilerek yoğun bakıma kaldırılmıştır. İMO Bursa Şubesi’nde yaptığımız açık oturumlarda bir meslektaşımızın yine aynı sebepten darp edildiğini kendisinden öğrendik ve hukuki süreci hemen başlattık. Maalesef yine benzer durum Yalova’daki meslektaşımız Muhammed Dilovan Uğur için de yaşandı. Bu saydığımız üç olayında ortak bir özelliği var, denetim yapılan şantiyelerin hiçbirinde şantiye şefi olmaması, yani denetim yapan meslektaşlarımızın karşısında teknik bir muhatabın olmaması. Meslektaşlarımızın karşısında teknik bir muhatap bulamadığı zaman maalesef, küfür, hakaret, tehdit ve fiziksel şiddetle sıklıkla karşılaşıyorlar, yani halkın can güvenliği için yapmış oldukları bu anlamlı kamu hizmetinde kendi can güvenliklerinin olmadığı ortadadır. Aynı zamanda Yapı Denetçisi meslektaşlarımız sahada devleti temsil etmektedir. Devlet bir adım attı ve havuz sistemi getirerek müteahhitleri yapı denetimlerin işvereni olmalarının önüne geçti. Bakıldığında çok büyük bir adım. Bu olay mühendis arkadaşlarımızın iş kaygısı olmadan şantiyeleri projesine uygun denetlemelerinin ve aykırılıkların önüne geçmenin bir yolunu açtı. Buna rağmen denetleyici meslektaşlarımız işini yapamaz hale gelir ve üstüne üstelik şantiyede darp edilmeye varacak muamele ile karşılaşırsa bu iş nasıl düzelecek. Herkes ayağını denk almalı ve üstüne düşen vazifeyi yapmalıdır. Yapı denetimler, şantiye şefleri, projecilik yapan meslektaşlarımız ve daha nice inşaat faaliyetinin bir kısmında yer alan bizler sizce müteahhit, işveren ya da altında çalışan elemanların düşmanı mıyız? Bu nefret, bu kin, bu saygısızlık çoktan haddini aşmış ve sonu çok çok kötü yerlere varan bir hal almaya başlamıştır. Bizler, bu ülkenin geleceğinin inşasında birer kilit taşı, güvencesi olmaya çalışırken işimizi tam manasıyla yapmamız konusunda önümüze çıkan engeller niye? Güvenli yapılar ve can güvenliği istiyorsak öncelikle her şantiyede bir şef olmalı ve denetleme mekanizması olan yapı denetim çalışanı meslektaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması ve işlerini yapmaları kolaylaştırılmalıdır. Yürüttüğümüz “Her Şantiyeye 1 Şef” kampanyasında ki taleplerimiz, yapılarımız güvenli olsun, bu tip olaylar yaşanmasın diyedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Odamız tarafından iletilen Şantiye Şefliği Yönetmeliği taleplerimiz ne yazık ki tam anlamıyla karşılığını bulamamıştır. 2023 yılının sonunda yürürlüğe girmesi gereken Yönetmeliğin saç ayakları eksiktir ve şantiyelerde yine aynı sorunların karşılaşılmasının ne yazık ki önüne geçmeyecektir. Şube Yönetim Kurulu olarak bu yaşanan olayı şiddetle kınıyor ve mesleğimizin gereklerini yapmak için canımızı dişimize takarak çalışacağımızı tüm meslektaşlarımız adına belirtmek istiyorum. Konunun hukuken takipçisi olacağımızı bir kez daha duyuruyorum ifadelerini kullandı.

İnhanlı, ‘Hedef olmak istemiyoruz’

Şantiyelerde görevini ifa etmek isteyen personellere pek çok ilde, pek çok defa hakaret, tehdit ve darp yapıldığını söyleyen Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Bursa Şubesi Başkanı Esra İnhanlı, “Bugün, yaşanan elim bir olayı kamuoyuyla paylaşmak adına sektör paydaşlarımızla karşınızdayız. Bu yaşanan ilk olay değil ama son olmasını istemek için buradayız. İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanım Ülkü Küçükkayalar hanım olayın nasıl cereyan ettiğinden bahsetti ben yeniden tekrarlamak istemiyorum. Ama şantiyede denetim görevini yapan Muhammed Dilovan Uğur isimli meslektaşımızın olayı hafif yara ile atlatmış olmasına bir nebze de olsa seviniyor ve kendisine geçmiş olsun diyoruz.  Sizlere, 4708 Sayılı Yapı Denetim Hakkındaki Kanun’daki amacı ve kapsamı harfiyen okumak isterim, ‘Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.’ İşte biz, bu denli önemli bir vazifeyi yerine getirmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumakla görevliyiz.  Bu saldırılar yapı sahibine de yapılan çirkin saldırılardır aslında. Çünkü bizler onların can ve mal güvenliğini koruyoruz. Ama bir kez daha üzülerek gördük ki meğer asıl bizlerin can ve mal güvenli yokmuş.  Konuşmamın başında da belirttiğimi gibi bu yaşanan ilk darp olayı değil, şantiyelerimizde görevimizi ifa etmek isteyen personellerimize pek çok ilde, pek çok defa hakaret, tehdit ve darp yapılmıştır. Peki bizi kim koruyacak. Unutanlara şunu hatırlatmak isteriz! Kamu adına görev yapan yapı denetimciler olarak bizler, önemli bir görev üstlenen meslek mensuplarıyız. Ayrıca yapı sahibi adına da hizmet veriyoruz. Biz kamu adına bu görevi ifa ediyoruz. Buradan ayrıca yetkililere de seslenmek istiyorum. Biz yapı denetim çalışanları kamu adına denetim yapıyoruz ve dolayısı ile de kamu personeli olarak görülmek ve Türk ceza kanununun 265. Maddesinin 1.fıkrasının biz yapı denetim kuruluşu çalışanlarına karşı işlenecek suçlar için de uygulatılmasını talep ediyoruz. Nedir bu TCK’nın 265. Maddesinin 1.Fıkrası; (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Uzatmak istemiyorum, net konuşacağım. Bizler hedef olmak istemiyoruz. Bizler sadece işimizi yapmak, görevimizi yerine getirmek istiyoruz. Görevimiz de bir şantiye şefinin kontrolünde yapılan imalatların projesine uygunluğunu kontrol etmektir. İnşaat sahalarında şantiye şefleri ile birlikte çalışmak istiyoruz. İsteğimiz, bu gibi olaylara artık bir dur densin. Bu son saldırı, bu son darp olayı olsun diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle sizlere katılımınız için teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim