Paranormal unsurların ve polisiye olayların kesiştiği romanlarıyla kendine özgü bir çizgi yaratan Yazar Ayla Koca’nın yeni kitabı ‘Kayıp Düş’man’ çıktı. Hastane koridorlarında geçen uzun yıllar, ona insan ruhunun en kırılgan ve en güçlü yönlerini öğretti. Bugünse Ayla Koca, o bilgeliği kalemiyle birleştirerek okurlarını gerilim dolu hikayelerin içine davet ediyor. Paranormal unsurların ve polisiye olayların kesiştiği romanlarıyla kendine özgü bir çizgi yaratan Yazar Ayla Koca, edebiyat serüvenini anlattı. Ayla Koca, “Ölmeden önce yapmam gereken hayallerim var” diyerek başladım bu yola. Çocuklarıma anı kalsın diye yazdığım bir roman, hayatımın dönüm noktası oldu. O kitabı bastırırken tek düşündüğüm şuydu: ‘Ne kaybederim ki?’ Meğer kazanacak çok şeyim varmış” dedi.
Bugün, ilk romanını yazdığı günkü heyecanını hala hissettiğini söyleyen Ayla Koca, her yeni kitabında artan bir sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini ifade etti. “Okuyucu sayım arttıkça, onların beklentileri de artıyor. Oldukça zeki bir okurum var ve birlikte hareket ettiğimizi hissediyorum. Polisiye yazmak matematik çözmek gibi. Bir zincir halkası yanlış olursa hikaye ilerlemiyor, tıkanıyor. Bu yüzden her roman için defterler dolusu not alıyorum, karakter analizleri yapıyorum, olay örgüsünü tekrar tekrar gözden geçiriyorum. Katili saklamıyorum. Hatta çoğu zaman kitabın başında söylüyorum. Buna rağmen sonunu tahmin etmek imkansız. Bu sürprizleri tasarlamak benim için büyük keyif. Yoğun bakımda, acilde, serviste… İnsanların hayatla ölüm arasındaki ince çizgide verdikleri tepkileri, korkularını, umutlarını gördüm. Bunlar, romanlarıma hem gerçekçilik hem de derinlik kattı. Karakterler sadece kahraman ya da sadece kötü değil; her biri çok boyutlu. Ben sadece yazıyorum, suçları karakterlerim işliyor. Hiçbir cinayet sebepsiz değildir, hiçbir karakter masum değildir. Çocukken aşk romanlarını çok severdim. Aşk Acıtır isimli romanım, yıllar önce yazmaya başladığım ve yarım bıraktığım bir hikayeydi.
Ancak zaman içinde hem kişisel gelişimi hem de edebiyat dünyasında gördüğüm değişim, beni farklı bir çizgiye taşıdı. Günümüzde çıkan bazı aşk romanlarını gördükçe hayal kırıklığı yaşadım. Bir anne olarak rahatsız oldum ve bu türden uzaklaştım. Bugün ise okurlarıma farklı tatlar sunmayı amaçlıyorum. Polisiye ve paranormal romanlar kaleme alırken araya aşk hikayeleri de serpiştiriyorum. Bence her türde yazabilmek yazarın kendine meydan okumasıdır. Okurlarım bir gün polisiye okurken ertesi gün aşk romanımla karşılaşsın. Bu onları şaşırtsın istiyorum. Yazmayı bıraktığımda sanki onlar beni bekliyormuş gibi hissediyorum. Bazen geceleri uykum kaçıyor çünkü kahramanlarımın hikâyesi devam etmeli. Okurlarının da aynı duyguları hissetmesi, beni daha da motive ediyor. Bana gelen mesajlarda Alara’yı, Yasemin’i soruyorlar. Özellikle Kayıp Serisi’nin karakterlerini çok merak ediyorlar. Serinin son kitabında tüm kahramanlar bir araya gelecek. Bu büyük buluşma için sabırsızlanıyorum. Defterlerim yarım kalmış hikayelerle dolu. Hatta yarısına kadar yazılmış onlarca roman taslağım var.
Sıradaki kitabım büyük ihtimalle bir aşk romanı olacak ama aynı zamanda bağımsız bir gerilim romanı da bitmek üzere. Kahramanlarım genelde güçlü kadınlar. Doğaüstü güçlerini adalet için kullanan, kendi karanlığıyla yüzleşen karakterler. Kadın kahramanlar yazmayı seviyorum çünkü onlar hayatta kalma mücadelesinin simgesi. Her biri özgün ve özel. Eğer elinizde bir Ayla Koca kitabı varsa, artık siz de olay yerindesiniz. Polis çağrıldı, deliller saklandı. Ama dikkat edin; romanlarımı okurken sadece katilin değil, kendi karanlığınızın da peşine düşebilirsiniz. Kayıp Düş’man, yazarlık yolculuğumda yeni bir dönüm noktası olacak. Uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığım bu eser, yine gerilim ve sürprizlerle dolu bir kurguya sahip. Okuyucularımın beklentilerinin farkındayım, bu kitapta hem alıştıkları paranormal polisiye atmosferi hem de daha önce karşılaşmadıkları bir derinlik bulacaklar.”