İktidar kavgası, insanlığın tarihi ile yaşıt. 
Güç, servet ve ayrıcalıklı olmak hırsıyla insanlar kavgacı olmuş, acımasız olmuştur. 
Ve bu kavgada kullanılan yöntemler de değişkenlik arzetmiştir.
Kimileri din'i, kimileri yoksulları, kimileri ideolojileri, kimileri eşitliği, kimileri özgürlüğü, kimileri adaleti, kimileri masumiyeti, kimileri mağduriyeti, kimileri kalkınmayı; süper yalan hitabet ve ikiyüzlülükle kullanırken, kimileri de; despotluğu kullanarak iktidar mücadelesi vermiş.
Eski zamanları ve başka ülkeleri pek bilmem…
 Ama şimdiki zamanlarda Türkiye'de "siyaset" çok pahalıdır …
Pratiği ve maddi boyutu çok pahalı. Büyük servet gerektirir.
Avanta bekleyen milyonlarca insan türetildi. 
Hepsinin gözü siyasetçinin cebinde ya da iki dudağı arasında… 
Her düzenbazlık bu yola alet edildi ve maalesef tuttu da! 
Ama aynı zamanda Türkiye'de "siyaset" çok da ucuzdur …
Teorisinde ve maneviyatında çok ucuz. 
Zerre bilgi, zerre ahlak gerektirmeyebilir.
Üretmeyen köylü kurnazlığı veya kenar mahalle bitirimliği varsa en tepelere gelebilirsiniz. 
( Üreten köylü ile namuslu mahalle adabını hürmetle bir kenara ayırarak önceki cümledeki teşhisi netleştirelim.)
Gayet utanmazca bir hitabetle ve yerli yerince bunları kullanıldımı, başarmak kadar kolay bir yol yoktur. 
Ama Türkiye'de "siyaset" çok da zordur …
Sadece kendi parti teşkilatınızdan atılan çelme ve çamurdan kurtulabilmek dahi imkansıza yakındır... İdeolojiyi, özgürlük sınırlarını, adalet ve masumiyet prensiplerini, zorbalığa vardırmayacak idareciliği kurgulayacak kadroları, değil partinizden ailenizden bile bulamayabilirsiniz…Arkanızı dönmeye görün… 
Aynı zamanda Türkiye'de "siyaset" çok da kolaydır …
Menfaatperestlere biraz yüzünü döndür, "üçkağıdın kralını yaparız" algısını onlarda uyandır ve hele bir kaset veya bir dosyan da varsa en tepelere koşar adım çık, rahat et! 
Eksi etik kariyerin kabarık olsun… ve yeter ki yüzün kızarmayan bir deriyle kaplı olsun…
Türkiye'de "siyaset" çok pahalıdır / çok ucuzdur / çok zordur / çok kolaydır … 
Elbette bin tane sebep var ve yanına da bin tane düzgün cümle kurabilirsiniz bu saçmalığı  analiz etmeye … Ama bu vahim gerçeği değiştirme imkanını, "sadece azaltmak"tan başka sonuç alamazsınız bu düzende... 
Kitlelerin psikolojisi, şizofrenik yarılmaya maruz bırakıldı.
Kitleleri azdırmak için; kitle önderleri şeytanlaştırıldı.
Dünya değişti her şey değişti ama şeytanları değişmedi. 
Artık "farklı şeyler" bulmak lazım… 
On binlerce pis, binlerce temiz vicdanın mesai harcadığı siyasete yeni bir gelecek, yeni bir ufukla; artık dünyanın "düz" ve "herkesin herkesi görücü / bilici" olduğu zamanların ruhundan neşet edecek…
Yazın bir kenara
Yakındır…
Türkiye'de "siyaset" çok pahalı / çok ucuz / çok zor / çok kolay " idi " diyeceğiz…
Bundan böyle: 
Ahmak, aldatan, asalak, aymaz;
Beceriksiz, beyinsiz, bozguncu, bozuk düşünceli, bölücü;
Cani, cinsi sapık, çarpık, çürümüş;
Dansöz, dengesiz, din sömürücüsü; 
Ebleh; 
Fasık, fırıldak, fitneci;
Gırtlağına kadar harama batmış; 
Haddini bilmez, hizipçi, hokkabaz;
İftiracı, ikiyüzlü, istismarcı; 
Jöleli,
Kanunsuz, kaypak, kepaze, kimliksiz, kirli tertipçi, komik, korkak, kör, küfürbaz; 
Lanetli, kekeli; 
Mezhep kışkırtıcısı, millet düşmanı, münafık;
Namussuz, numunelik manyak;
Ölçüsüz, onursuz; 
Palavracı, patavatsız, pespaye, pişkin, provakatör;
Rezil, riyakar, rüşvetçi;
Sahtekar, salak, sefil, suratsız, şerefsiz; 
Taşeron, tecavüzcü, terbiyesiz, tiksinti veren;
Utanmaz, üçkâğıtçı;
Vatan haini, vicdansız;
Yalancı, yamuk, yandaş, yiyici. Yüreksiz ve
Zalim" zamanların sonu göründü…Yazın bir kenara…
Thomas L.Friedman'ın iki kitabını okumadan yaşamamak gerekir bu çağı! 
Ki yaşayamazsınız da… Siyaset de yapamazsınız…
Yazın bir kenara…