İş sağlığı ve güvenliği çalışanların iş yerine geldiğinde sağlıklı ve sağlam bir şekilde gelip evlerine döndüklerinde yine sağlıklı ve sağlam bir şekilde dönmeleri için kurulmuş bir bilim dalı olduğunu açıklayan hekim Ahmet İhsan Altunç, oysa bilseler keşke küçücük bir hatadan dolayı çok büyük zararlar görebilir ve bu durum ölümlere yol açabilir gibi açıklamalarda bulundu.

İş sağlığı ve güvenliği haftası ile ilgili söylemek istedikleriniz nelerdir?

İş sağlığı ve güvenliği çalışanların iş yerine geldiğinde sağlıklı ve sağlam bir şekilde gelip evlerine döndüklerinde yine sağlıklı ve sağlam bir şekilde dönmeleri için kurulmuş bir bilim dalıdır. İş sağlığı ve güvenliğinin temel amacı rehberlik ve danışmanlık yapmaktır. Türkiye’de ne yazık ki bu konudaki kanun 2012’de çıktı. 2012 yılına kadar iş sağlığı ve güvenliği üzerine kapsamlı bir kanun çıkmamıştı. Yaklaşık 11 yıl oldu. Ama 11 yıla rağmen tüm çalışmalarla beraber yine istenilen seviyeye gelindi mi, gelinmedi. Şu anda ne yazık ki hala özellikle ülkemizdeki inşaat sektöründe ölüm oranları oldukça yüksek. İş sağlığı ve güvenliği konusunda toplumsal bir kültür sağlanmaya çalışılıyor. Bu ne kadar başarılabildi? Bu 10 yıl içerisinde tahminime göre istatistiksel olarak baktığımızda 10 yıl önceki yasa çıkmadan öncesiyle ölüm sayısıyla şimdiki ölüm sayıları özellikle inşaatlarda işçi kazalarına bağlı ölüm sayıları veyahut meslek hastalıkları sayısı oldukça belirgin bir şekilde düştü. Demek ki Türkiye’de bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü yerleşmeye başlıyor. Bildiğim kadarıyla bu haftayla alakalı Ankara’da Bakanlık nezdinde birtakım aktiviteler olacak. Bu konuda sosyal medya ve basın üzerinde çalışmalar olacak. Çalışanlarımızın ve işverenlerimizin iş sağlığı ve güvenliğinin kendileri için olduğunun ve bunu kanuni bir zorunluluk olarak görmemeleri gerektiğini, kendi çıkarları için işçinin sağlığını koruma ve işverenin de ekonomik olarak zarar görmesine engel olmak için kurulmuş bir yapı olduğunun bilincinde olmasını isteriz.

Hangi kurum ve kuruluşlara hizmet vermektesiniz?

Hizmet verdiğimiz kuruluşlar 50 ve üzerinde çalışana sahip firmaların olduğu; tehlikeli, az tehlikeli ve çok tehlikeli olarak sınıflandırdığımız işyerlerini kapsıyor. Bu işyerleri içerisinde inşaat sektörü en başta ön planda olan yer. Çünkü inşaatlarda ölüm oranının yüksek olmasından dolayı en çok hassas olunan yerler onlardır. Bunun dışında kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler olsun, İl Özel İdaresi olsun bu gibi yerlere hizmet veriyoruz. Hizmet verdiğimiz yerlerde şuanda toplam çalışan sayısı yaklaşık olarak %70 oranında hizmet veriliyor. Ama yine de %30 kanunen zorunlu olduğu halde yaptırmayan insanlar var. Buradan onlara da seslenmek isteriz. Bu yasa onların kendilerini korumak için kurulmuş bir yasa olduğu için lütfen bu yasaya uyup kendileri de bizim gibi rehberlik ve danışmanlık yapan firmalardan destek alsınlar.

Yalova’da tahmini olarak kaç tane İş Sağlığı ve Güvenliği merkeziniz var ve çalışan sayısı nedir?

Tersane bölgesinde 5 tane var. Diğerleriyle birlikte 12 tane OSGB var. Sektör olarak az önce ifade ettiğim gibi çok tehlikeli sınıftakilerin yaklaşık %70’i bu konuda hizmet alıyorlar ama %30’u hala bu hizmeti almayıp ihmal ettiklerini biliyoruz. Ta ki bir gün bir müfettiş kapılarını çalana kadar… Oysa bilseler keşke küçücük bir hatadan dolayı çok büyük zararlar görebilir ve bu durum ölümlere yol açabilir. Bu küçük tedbirleri aldıkları zaman tamamı ile iş yerindeki kazaların %0’a inebileceğini bilsinler.

Birlikte çalışmalarda bulunduğunuz kurum çalışanlarına ne tür bir eğitim vermektesiniz?

Çok tehlikeli veya az tehlikeli sınıfta olsun, her çalışan işe başlamadan önce iş sağlığı ve güvenliği eğitimi almalıdır. İşe giriş sağlık raporlarını muhakkak alması zorunluluğu var. Az tehlikeli sınıfta olanlar 8 saat, tehlikeli sınıfta olanlar 12 saat, çok tehlikeli olanlar ise 16 saatlik iş sağlığı ve güvenliği eğitimi veriyoruz. Bu eğitimlerde konu başlıkları; iş sağlığı ve güvenliği kanunları, meslek hastalıkları, işe bağlı hastalıklar, ilk yardım, meslek hastalıklarından korunma yöntemleri ve iş kazalarına karşı korunma yöntemleridir. Kişisel koruyucu donanımlar dediğimiz, kişileri olası bir kazada koruyan malzemelerin nasıl kullanılması gerektiği hakkında bilgilendirmelerde bulunuyoruz.

Eğitimlerinizde kullandığınız alet ve ekipmanlarınız nelerdir?

İnsanlar işitsel örnekleri çabuk unutabiliyorlar. Görsel olan örnekler daha çok akılda kalıyor. Genellikle eğitimlerimizde görsel olarak sunumlar yapıyoruz. Kullanacakları emniyet kemerleri, baretler, eldiven ve maske gibi malzemelerin ne tür özelliklere sahip olması gerektiği, nasıl takılması gerektiği, ne zaman ve hangi koşullarda takılması gerektiği konusunda bilgilendirmelerde bulunuyoruz. Özellikle çalışanları en çok etkileyen ve akıllarında kalan şey bu eğitimler sırasında özellikle iş kazaları konusunda videolu sunumlarımızdan çok etkileniyorlar. Bizim insanımızda yani aslında hepimizde şöyle bir düşünce vardır: ‘Bana bir şey olmaz. Ben 20 yıldır çalışıyorum. Hiçbir şey olmadı. Bu zamandan sonra mı olacak’ şeklinde bana bir şey olmaz mantığı içerisinde yaklaştıklarından dolay önemsemiyorlar. O videolarda gördüklerinden sonra bu benim de başıma gelebilir, bu benim de kaçınılmaz sonum olabilir diye düşündükleri için bu eğitimlerden sonra çalışmalarına daha çok dikkat ettikleri kanaatindeyiz.

Kurumunuz nereye bağlı olarak çalışıyor?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İş Sağlığı ve Güvenlik Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışıyoruz. Oradan aldığımız yetkiyle hizmet verebiliyoruz. Yetkiyi aldıktan sonra ise, her 5 yılda bir rutin kontroller oluyor. O kontrollerde eğer eksikler fazlaysa ve puanlama yapılıyor ve bu puanın üzerinde olduğu zaman yetkimiz elimizden alınabiliyor. Ama mevzuata aykırı herhangi bir durum yoksa 5 yıllık bir vize daha yaptırıyoruz.

İnşaat sektörü gibi özellikle zor işlerin yapıldığı alanlarda İş Sağlığı ve Güvenliği denetimlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu konuda şunu söyleyebilirim, Çalışma Bakanlığı Müsteşarı gelmişti Yalova’ya ve onunla bir toplantı yapılmıştı. Toplantıda İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün yerleşmesi için neler yapılması gerektiği konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmuştu. Biz orada onlara şunu söylemiştik. İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda insanımız ‘nerden çıktı bu’, ‘olsa da olur olmasa da olur’ düşüncesinde oldukları için başlarına bir kaza gelene kadar bu duruma önem vermiyorlar. Bu yüzden iş güvenliği konusunda denetimlerin daha fazla arttırılması ve bu denetimler arttırılınca kişilerin daha hassas oldukları konusunda kanaatimizi ilettik. Bizim de sektör olarak, 10 yıldır hizmet veren bir OSGB olarak gözlemlerimiz içerisinde bir iş kazası yaşayan firma, özellikle ölümlü bir kaza yaşayan firmalar iş güvenliğine daha çok önem veriyorlar. Bunun dışında, olur ki ceza yiyebilirim, olur ki denetimde bana problem çıkarılabilir, iş yerim mühürlenip durdurulabilir düşüncesiyle insanlar bu işe daha hassas davranıyorlar. Ama denetimin olmadığı yerler ve bu konuda kötü tecrübesi hiç olmayan kişiler, ne yazık ki çok cüzi olan maliyetlerinden dolayı bu işten kaçınıyorlar.

Meslek hastalığı nedir? Zor işlerde çalışan kişilere verebileceğiniz tavsiyeler nedir?

Meslek hastalıkları, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre; bir kişinin çalıştığı ortamda işe bağlı olarak sürekli maruz kaldığı birtakım etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklardır. Meslek hastalıkları, sık görülen hastalıklar olarak baktığımızda cilt hastalıkları olarak gözümüze çarpıyor. Neden cilt hastalıkları olduğuna değinirsek eğer, her sektörde insanların kullandığı malzemeler derisine yani cildine temas ediyor ve cildi tahriş etmesinden dolayı meslek hastalıklarına neden oluyor. Meslek hastalıkları denince toplumda akla gelen kömür ocaklarında çalışan insanların kömür tozunu yutmasına bağlı akciğer hastalıkları olarak düşünüyorlar. Oysa meslek hastalıkları çok uzağımızda değil. Hepimiz, her zaman yaşayabiliriz. Kullandığınız bir temizlik malzemesinin ya da deterjanın cildinize uzun süre temas etmesine bağlı olarak meslek hastalığı ortaya çıkabilir. Meslek hastalıklarından korunmak için bizim gibi OSGB’ler risk değerlendirme analizi dediğimiz bir rapor hazırlarlar. Bu rapor işverene sunulur. İş güvenlik uzmanı, iş yeri hekimi ve çalışan temsilcileriyle beraber bir iş yerindeki tehlikeler nelerdir? Tehlikelere karşı ne tür tedbirler alınmalıdır? Tehlikelerin ortadan kaldırılmaması durumunda verebilecekleri zararlar nelerdir?  Bunların ortalama riski nedir? Rapor hazırlanılır, işverene sunulur ve o rapora göre kendi çalışanlarını ve işyeri tedbirlerini almaya başlar. İşverenlerin bu tedbirleri almasındaki asıl sebep nedir? Meslek hastalığına ya da bir iş kazasının ortaya çıkmamasından önce gerekli tüm önlemlerin alınması. Bu önlemler alınırken, işveren kendi görevini yapıp kişisel koruyucu donanımları veya tehlike arz eden bir takım makine ile malzemeleri koruyucu ortama alır. İşçi de çalışan da verilen talimatlar konusunda görevini yerine getirmek zorundadır. Ama ne yazık ki çalışanlarımız işverenin verdiği maskeyi, eldiveni, emniyet kemerini ve bareti kullanmıyorlar. Bizdeki iş sağlığı ve güvenliği kültürü hala tam yerleşmedi. Baret ya da maske takmadığı için ceza yiyeceğini bilse takıyor. Ama ceza olmadığı zaman bana bir şey olmaz düşüncesiyle ne yazık ki kaçınıyor ve bundan dolayı da meslek hastalıkları ortaya çıkabiliyor.

Yaptığınız işin zor yanları var mı? Varsa neler?

Biz işverene ve çalışanlara neleri yapması gerektiği konusunda rehberlik ve danışmanlık yapıyoruz. Neleri yapmamaları konusunda ise uyarıyoruz. Ama çalışanlar ve işverenler bizim düşüncelerimizi yaptığında kazanımını düşünmekten çok, iş olsun ve yapmış gibi görünmek için yapıyorlar ve bu bizi sıkıntıya sokuyor. Baretini teslim ederken, maskesini ya da eldivenini teslim ederken tamam takacağım diyor ama sonraki denetimlerde ne yazık ki takmadıklarını görüyoruz. Takmamaları da doğal olarak bizi üzüyor.

İş sağlığı ve güvenliği uzmanları görevlerine başlamadan önce ne tür bir eğitim alıyorlar?

İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının görevini ifa edebilmesi için Çalışma Bakanlığı’nın yılda 2 kez düzenlemiş olduğu İş Yeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavı var. Sınavlardan 70 ve üzeri puan almaları gerekiyor. Tabi bu sınava girmeden önce de bir dönem bu konuda eğitim veren kuruluşlardan yaklaşık olarak 110 saat uzaktan eğitim, 48 saat de örgün eğitim almaları gerekiyor. Bu eğitimi aldıktan sonra sertifikayı almaya hak kazanıyorlar. İş güvenlik uzmanları önce C sınıfıyla başlıyorlar. C sınıfları tehlikeli ve az tehlikeli sınıftaki firmalara bakabiliyor. Daha sonra 3 yıllık bir çalışmadan sonra B sınıfı sınavına giriyorlar. B sınıfı tüm tehlike gruplarına bakabiliyor. A sınıfı ise, B sınıfı olarak çalıştıktan sonra peşinden girdiği sınavda 70 ve üzeri puan alırsa tüm sınıflara süresiz olarak bakma hakkı elde ediyor.

Mesleğinizde herhangi bir yaş sınırı var mı?

Meslekte bir yaş sınırı yok. Ama çok tehlikeli sınıfta çalışan, yüksekte çalışılması gereken yerlerde 65 yaşından sonra çalışılması uygun değil.

OSGB’nin açılımı nedir?

Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi olarak ifade edilir. Bu ifadenin amacı Çalışma Bakanlığı Mevzuatı’na göre iş yeri hekimi, iş güvenlik uzmanı ve diğer sağlık personelini bulundurma zorunluluğu olan iş yerlerine İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda rehberlik, danışmanlık ve denetleme görevi görecek firmalardır.

Anlattıklarınıza ek olarak söylemek istedikleriniz var mı? Varsa nelerdir?

Bizim sektördeki en büyük sıkıntımız çalışanlar ve işverenler bizi kendilerine yakın görmeleriniz isteriz. Bizi kendilerine yabancı görmemelerini isteriz. Bizi kendilerinden ücret için danışmanlık yapan değil, kendi sağlıklarını korumak için kurulmuş firmalar, kendi sağlıklarını ve güvenlilerini koruyacak meslek grubu olarak iş yeri hekimi ve iş güvenlik uzmanlarını görmelerini isteriz.

Tuğba ALTIN

Haber Muhabiri

iş sağlığı ve güvenliği haftası röportajı (2)iş sağlığı ve güvenliği haftası röportajı - dış mekan (4)

Editör: Rümeysa Şahin