Artvin'de ilk kez 2018 yılında tespit edilen kahverengi kokarca böceği (Halyomorpha halys), Karadeniz bölgesi üzerinden hızla yayılmaya devam ediyor. Türkiye'nin tarımsal üretimini tehdit eden bu zararlı, meyve ağaçları, sebzeler ve diğer birçok bitki türü üzerinde büyük zararlar oluşturuyor. Uzmanlar, zararlının yalnızca bölgesel değil, topyekûn ülke genelinde bir mücadele gerektirdiğini vurguluyor.

"Kahverengi kokarca 2025 itibarıyla Marmara'da da yerleşti"

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Temel Göktürk, kahverengi kokarcanın Doğu Karadeniz'den başlayıp 2018'den bu yana Türkiye'nin birçok bölgesine yayıldığını; 2025 itibarıyla Marmara (özellikle Yalova, Bursa) kıyılarında da yerleşik hale geldiğini söyledi. Göktürk, böceğin özellikle fındık başta olmak üzere birçok tarım ürününde ekonomik kayba yol açtığını, yayılmanın insan ve ticari taşıma kaynaklı olduğunu vurguladı.

Yalova’da 10 Kasım Atatürk Programlarıyla Dolu Dolu Geçti
Yalova’da 10 Kasım Atatürk Programlarıyla Dolu Dolu Geçti
İçeriği Görüntüle

Kahverengi Kokarca Yalova’da Yayılıyor (5)

Prof. Dr. Göktürk açıklamasında şunlara değindi: "Kahverengi kokarca son yıllarda Türkiye'nin baş belası haline gelmiş olan önemli bir zararlı böcek türümüz. Bu böcek türü şimdiye kadar bilmiş olduğumuz böceklerin belki de en tehlikelisi. Hiçbir zaman soyu tükenmeyen, her zaman bir sonraki yıl daha fazla popülasyon oluşturan bir tür. Bu sene yüksek miktarda popülasyon varken seneye daha yüksek miktarda popülasyon oluşturabiliyor. Böceğin tehlikesi şuradan geliyor; normalde ekonomik bir zararlı. Yani ürünün değerini düşürecek derecede zarar veriyor. Ürünün suyunu emerek kalitesini düşürüyor ve salgıladığı salgılarla beraber ürünün acılaşmasına neden oluyor. Son yıllarda özellikle Doğu Karadeniz bölgesindeki fındık alanlarında en önemli zararlı tür haline geldi. Fındığın öz suyunu emerek acılaşmasına neden oluyor ve bu da üreticinin gelirini ciddi biçimde azaltıyor. 2018 yılında Artvin'in Kemalpaşa ilçesinde tespit edildiğinden bu yana Artvin, Rize, Trabzon, Ordu, Giresun, Samsun ve Doğu Karadeniz genelinde yayılım gösteren böcek, 2025 itibariyle Marmara'nın Yalova ve Bursa illerinde de aktif olarak yerleşmiş durumda."

Kahverengi Kokarca Yalova’da Yayılıyor (2)

"İnsan faaliyetleri yayılışı hızlandırıyor"

"Bu böceğin taşınmasındaki en büyük etken kendi uçuşu değil, insanlar" diyen Göktürk, "Ticaret veya seyahat amaçlı araçlarla taşınarak yeni bölgelere yerleşiyor. İçinde su bulunan sebze ve meyvelerle beslenebiliyor. Bu da, Karadeniz'de fındığa zarar veren bu türün, Marmara'daki birçok ürün için de tehdit oluşturduğu anlamına geliyor. Böceğin yayılışını sınırlandıracak doğal bir faktör Türkiye'de mevcut değil. Karadeniz'den Marmara'ya, oradan Ege kıyılarına kadar yayılım göstermesi bekleniyor. 2 bin metre rakıma kadar yaşayabiliyor, bu da birçok yerleşim alanında zarar oluşturabileceğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

"Dünya tarımı için de ciddi tehdit"

Prof. Dr. Temel Göktürk, kahverengi kokarcanın dünya tarımı için de büyük tehdit olduğunu kaydederek, "Dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca dolarlık zarara yol açmış bir türden bahsediyoruz. Gürcistan, İtalya ve Amerika'da fındık, elma ve mısır üretiminde ciddi ekonomik kayıplar yaşandı" dedi.

Kahverengi Kokarca Yalova’da Yayılıyor (6)

3 aşamalı mücadele önerisi

Mücadelede üç temel yöntemin öne çıktığına dikkat çeken Göktürk, "Biyoteknik (feromon tuzakları), biyolojik (samuray arıları) ve kimyasal (kışlak ilaçlaması). Ancak zamanlama çok önemli. Feromon tuzakları mayıs-haziran ve eylül-ekim aylarında, samuray arıları temmuz-ağustos döneminde kullanılmalı. Kimyasal mücadele ise asla tarlada değil, böceğin kışı geçirdiği çatı, ahır gibi kışlak alanlarda yapılmalı. Kışa yaklaşırken bu bölgelerde ruhsatlı gaz ilaçlarla toplu imha sağlanabilir. Bir kokarcanın yılda 300-400 yumurta bıraktığı ve iki jenerasyon verdiği düşünüldüğünde, bir yıl sonunda 45 bin bireye ulaşabiliyor. Bu nedenle mücadele köy veya bölge bazında değil, tüm Türkiye'de eş zamanlı olarak yapılmalı. Benim önerim, Tarım Bakanlığı önderliğinde, valilikler, kaymakamlıklar, tarım müdürlükleri, fakülteler, sivil toplum kuruluşları ve çiftçilerin yer aldığı bir ‘Kahverengi Kokarca Mücadele Komisyonu' kurulmasıdır. Zamanında yapılmayan mücadele, mücadele değildir. Bu nedenle topyekûn, planlı ve ulusal bir seferberlik şarttır" uyarısında bulundu.

Kaynak: İHA