6 Şubat Gecesi, 11 şehrimizi derinden etkileyen, ülkemizi yasa boğan deprem felaketinin etkilerini ve gelecekte Yalova’yı da etkilemesi muhtemel depremi ve etkilerini değerlendirmek amacıyla Gelecek Partisi Yalova İl Başkanlığı geçtiğimiz hafta sonu Cumartesi günü Şömine Kafede deprem çalıştayı düzenledi. Gelecek Partisi Yalova İl Başkanlığı bünyesinde kurulan, Yelda Aydıner’in başkanlığını yürüttüğü Afet Komisyonunun Yalova’da deprem ve etkilerini mercek altına aldığı çalıştay, İl Kültür ve Sanat Politikaları Bşk. Selda Gülçiftçi’nin sunumu, İl STK ve Halkla İlişkiler Başkanı Mehtap Ensarioğlu’nun objektifinden yansıyan fotoğraflardan oluşan bir fotoğraf sergisi ile başladı. Afet Komisyonunun çalışma raporunu İl İstişare Kurulu Üyesi ve Afet Komisyonu Bşk. Yrd. Cavit Ozman taktim edeceği çalıştayda, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yerel Yönetimler ve Şehircilik Başkanı Doğan Demir’de konuşma gerçekleştirdi. Yalova’daki siyasi partilerin il başkanları, STK temsilcileri, kamu kurum müdürleri ve oda başkanlarının hazır bulunduğu deprem çalıştayının açılış konuşmasını yapan ve konuşmasına 1939 yılında Erzincan’da meydana gelen depremin ardından kaleme alınan bir şiirle başlayan Gelecek Partisi Yalova İl Başkanı Kürşat Emre Çandır, “1939 yılının üzerinden 80 yılı aşkın bir süre geçti. Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız bu güzel senede maalesef ne yazık ki bugün yine depremi konuşuyoruz, kaybettiklerimizi konuşuyoruz. Arada bir büyük 99 depremini yaşadık. Yine bir büyük Van depremini ve benzer depremleri yaşadık. Maalesef deprem sürekli bizim gündemimizde. Aslında bence en büyük sorun ne biliyor musunuz, niye sürekli deprem konuşuyoruz. Bunun en büyük sebebi hala dere yataklarına ev yapıyor olmamız. Yoksa mevcut tarım arazilerimizi konuta açmak mı en büyük sebep. Yoksa hala başaramadığımız bu kentsel dönüşüm var ya o mu sebep? Yoksa gerçek sebep bizim demokrasiyi hakkıyla, layıkıyla işletemiyor olmamız mı? Yoksa asıl sebep bizim adalet mekanizmasını yeterince çalıştıramıyor olmamız mı? Yoksa refah dediğimiz, eşitlik dediğimiz olguların, emanetin ehliyet sahibi kişilere teslim edilmesi durumunu bizim yeterince işletemiyor olmamız mı sebep yoksa bunların hepsi mi? Allah’tan kaybettiklerimize rahmet, bakiye kalanlarımıza sıhhat ve selamet diliyorum. Sizlerden ricam depremde kaybettiklerimiz için bir fatiha gönderelim. Katılımlarınız için çok teşekkür ederim” dedi.

‘Felaket görünenin çok üstünde’

Depremin ilk gününden beri Hatay’daki izlenimlerini aktaran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yerel Yönetimler ve Şehircilik Başkanı Doğan Demir, “Depremle ilgili anlatılacak çok şey var ama maalesef bu ülkede yüzyıllardır iktidar olan kimse imar yasasıyla alakalı, kentsel dönüşümle alakalı, kaçak yapıyla alakalı zemin etüdü yapılmadan, fore kazık çakılmadan, depremin asla ve asla hiçbir koşulda hiçbir şekilde altyapısı oluşturulmadan ranta dayalı bir sistem üzerine kendimize bir ev değil mezar yapmışız. Türkiye’nin yüzde 96’sı fay hattı üzerinde bulunuyor ve toplumumuzun yüzde 98’i de bu fay hattının üzerinde yaşıyor. Hepimiz her an her dakika deprem riskiyle karşı karşıyayız, o sebeple çok ciddi bir önlem alınması gerekiyor, çalışma yapılması gerekiyor. Allah korusun olası bir İstanbul depreminde Türkiye’nin bütün ekonomik yapısı çöker, ülke çöker, kriz altında kalırız. Nitekim Hatay depreminde şunu gördük, Hatay depreminde devlet demeyeyim de hükümet, yetkililer enkaz altında kaldılar. Bu kadar otorite boşluğu, bu kadar koordinasyonsuzluk, bu kadar laçka, iş bilmeyen, hiçbir önlem almayan maalesef bir hükümet var. Bağırarak, çağırarak, depremin ilk günü parmak sallayarak, tehdit ederek, namussuzluk yapıyorsunuz diyerek ki, o namussuzlardan biri de benim. Doğruları söylemek namussuzluksa, sizin buraya gelmediğinizi söylemek namussuzluksa, ilk 3 gün enkazın altında insanların donarak öldüğünü ve hiçbir enkazın başında hükümet diye bir şeyin olmadığını, yetkililerin olmadığı bir yerde gerçekleri biz söylediğimiz için biz namussuzsak, buna devam edeceğiz. Yüzlerce iş makinası yollarda günlerce bekletilerek koordinasyon eksikliğinden kaynaklı sevk edilemediler. Hani biz dünya lideriydik, dünya lideri bir Cumhurbaşkanımız vardı. Gece yarısı Hatay’da gördüğümüz manzara beni öylesine ürpertti ki, göremeyenlerimiz için söylüyorum TV’lerde gördükleriniz tamamen bir tiyatro. Depremin dördüncü günü arkadaşlarımızla çalışarak 45 tane konteyner kentimizi oluşturduk, altyapısını kurduk, elektriğini, suyunu getirdik. Gittiğimiz 10 gün boyunca partiden geldiğimizi bile söylemedik, kimse bilmesin hani siyaset yapmaya mı geliyorlar denmesin diye çünkü acılarımız var. Biz orada 10 gün boyunca kurduğumuz konteynerlerde bir vatandaş olarak ben ve 2 arkadaşımla birlikte binlerce insanımıza merhem olduk. 11 gün boyunca neredeyse duş almadan temizlenmeden büyük emekler vererek o bölgede depremzede vatandaşlarımızın barınması için bir alan oluşturduk. Kime kusura bakmasın o insanların çaresizliğini gördüğünüz zaman psikolojiniz alt üst oluyor” şeklinde konuştu.

‘Kendimize ev değil, mezar yapmışız’ (3)‘Kendimize ev değil, mezar yapmışız’ (4)‘Kendimize ev değil, mezar yapmışız’ (5)‘Kendimize ev değil, mezar yapmışız’ (1)

Editör: Uğur TEZCAN