3 Mayıs 1944 yılında ünlü Türkçü yazar Hüseyin Nihal Atsız’ın yargılandığı tarih üzerinden uzun zamandır 3 Mayıs Dünya Türkçülük günü kutlanıyor. Bu gün özelinde Türkiye’nin milliyetçi isimleri anlam ve önemine binaen açıklamalar gerçekleştirirken farklı isimlerden de konuya ilişkin değerlendirmeler geliyor. Bu isimlere Yalova Belediye Başkanlığının ardından entelektüel alandaki faaliyetlerine ağırlık veren Yakup Koçal katıldı. Aynı zamanda gazetemizin köşe yazarlarından olan Koçal, bu gün özelinde Türkçülük düşüncesinin günümüz vizyonuna dair önemli saptamalarda bulundu.
“80 darbesiyle yenilmiş oldular”
3 Mayıs Dünya Türkçülük Günü’nü kutlayan Koçal, “80 yıl olmuş. Aradan geçen bunca zamandan sonra zihnim şu uyarı ile meşgul; Türk milletinin ‘Kızılelma’sı yeniden güncellenmeli! Ama nasıl? 1912’de kurulan Türk Ocakları’nın amacı yıkılmaya yüz tutan bir devleti ayakta tutabilmekti. Bir aydın hareketiydi. Siyasallaştılar, iktidara talip oldular. Onlara Türkçü dendi ve başardılar; ulus devlet bağlamında Cumhuriyet’in kurulmasında ön ayak oldular ama zamanla yönetimi ele geçirenlerce dışlandılar, hatta 3 Mayıs davasında olduğu gibi zulme bile muhatap oldular. 1968’de kurulan Ülkü Ocakları’nın amacı sömürgeleştirilmek istenen ülkenin bağımsızlığını korumak ve karma ekonomik modelle emperyalizme karşı ulusal kalkınmayı sağlamaktı. Bir aydın hareketiydi. Partileştiler, ideolojiye uygun pratik teklifler sundular. Onlara Ülkücü dendi ve ülkenin işgalini engellediler, esir Türkleri gündeme getirdiler ama 80 darbesiyle ülke küresel kapitalizme entegre edildi ve böylece yenilmiş oldular” dedi.
“Gelecek hayali kurmayanlar kaybetmeye mahkumdur”
Günümüzün milliyetçi siyaseti ile ilgili sorgulamalarda bulunan Koçal, “Bugün referansını tarihsel öneme sahip geçmişin aydın hareketlerinden alan birçok siyasi partinin olması, meselâ milliyetçi tandanslı birkaç partinin varlığı, hatta her geçen gün yenisinin eklenmesi geleceğe ışık tutmuyor. Bugün referansını tarihsel öneme sahip geçmişin aydın hareketlerinden alan birçok siyasi partinin olması, meselâ milliyetçi tandanslı birkaç partinin varlığı, hatta her geçen gün yenisinin eklenmesi geleceğe ışık tutmuyor, çünkü bir aydın hareketi olarak çağdaş dünyanın şartlarına uygun ortaya konulmuş bir fikriyat yok ortada. Kendisini sol, sosyal demokrat ve hatta sosyalist diye tanımlayan siyasi partilerde de durum farklı değil. Sağ sol fark etmiyor ki! Partilerin araçsallaştırdıkları kimlik ve değerlerin haricinde ne farkı var birbirinden! Bu sahne neoliberalizmin bir başarısıdır. Güncellenmiş bir Kızılelma, yenilenmiş bir ideoloji olmadan particilik başkalarının kurallarını belirlediği oyundan rol kapmaya çalışmaktır; çelik çomak oynamaktır. Gelecek hayali kurmayanlar, geçmişin hatıraları ile avunmaya devam ettikçe kaybeden olmaya mahkûmdurlar” ifadelerini kullandı.
Haber/Göktuğ Doğukan Yüksel
