Mevcut anayasada yapılacak değişiklikler üzerine süregelen yorumlar yapılmaya devam ederken, resmi dile başka bir dilin daha eklenmesi ve “Türk” kimliğinin anayasadan çıkarılacağına ilişkin tartışmalar sürüyor. Konu üzerine geçtiğimiz günlerde açıklama yapan önceki dönem Yalova Belediye Başkanları’ndan Yazar Yakup Bilgin Koçal, Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk olduğunu söylemiş ve fikirlerini paylamıştı. Koçal bu konudaki açıklamalarına bir yenisini daha ekledi ve ikinci resmi dilin getirilmesi ile birlikte Türk üst kimliğin anayasadan çıkarılmasının kabul edilemez olduğunu söyleyerek Türkiye’nin Ortadoğu’da karşılaşacağı fırsatlar üzerine fikirlerini söyledi.
“Asırlardır kim olursa olsun töreye uyana ‘Türk’ denmiş”
Barış isteyenin, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür” cümlesine itirazı olamayacağını varsa niyetinin farklı olduğunu söyleyen Koçal, “Çünkü Türk sadece ne isimdir ne de sıfat; hem isimdir hem de sıfat. ‘Biz’ dediğimiz şey, binlerce yıllık genetik mirasımızın yaşam boyunca süren karşılaşmalarımızla harman olarak davranışlarımıza yansımasıdır. Elbette bu karşılaşmalarla değişiriz. Bir, beş, on veya yüz yılda değişenler vardır ama yüzlerce yıldır hiç değişmeyenler de vardır ki onlar dirençlidir, köklüdür, asıldır. Asırlardır kim olursa olsun töreye uyana ‘Türk’ denmiş. Batı’nın barbar, Arap’ın acem diyerek değişmez kıldığı 'Öteki’ne kucak açarak bahşedilen ikram sıfatıdır ‘Türk’. Bir süre geçince sıfatı adı olur. Töre nedir, dersen; esası, cümle âlemin birliği ve kardeşliğine inanmaktır, ilkesi ise adalet. Yüzlerce yıldır adı Türk olanların, 'Öteki' olma arzusuyla barış sloganını kullanması aldatmacadır” dedi.
“Bizim için 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk defa çıkan muhteşem bir fırsat”
Türkiye’nin olmazsa olmazlarından bahseden Koçal, “Pyd'istan'ın kurulması, ikinci resmi dil ve Türk üst kimliğinin reddedilmesi kırmızı çizgimiz olmalıdır. Aksi halde karşılığı barış değil, abd ve İsrail'e boyun eğmek olur. Kırmızı çizgilerimizi kabullenmek İsrail için değil belki ama abd için mümkündür çünkü Trump, kurmak istediği yeni dünya düzeninin bir tarafında İngiltere-Çin-Avrupa (küreselciler) öbür tarafında ise ABD-Rusya-Hindistan (ulus devletçiler) olsun istemektedir. Ve Türkiye'nin dolayısıyla Türk Devletler Birliği'nin nerede duracağı güçlü bir pazarlık imkânıdır. Söz konusu imkân, bizim için 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk defa çıkan muhteşem bir fırsattır. Türk devleti bu satrancı güzel oynayabilir. Bu üç kırmızı çizgi aşılmamak kaydıyla uzatılacak barış elini tutmak haktır. İşte böylesine bir barışı sağlamasını beklediğim başta sayın Cumhurbaşkanı ve Devlet Beğ olmak üzere tüm irade sahiplerini de baş üstünde taşımak Türk milleti için kutlu bir vazife olacaktır. Sonrası için küreselcilere karşı 'Dünya İnsanlık Devleti 'ne ulaşmanın yolu güncellenmiş Türk Fikir Sistemi'ni şimdiden ortaya koymaktır. Ve o zaman tarih bu başarıyı altın harflerle yazacaktır” ifadelerini kullanarak açıklamalarına son verdi.