Belediyeden beklenen fayda mı, vitrin mi? Yakup Koçal’ın hükümeti de arkasına alarak saçtığı toz pembe umutlarla mutluluktan ne yapacağını şaşıran Yalova’nın cennet bahçelerinde çiçekler açtı, arılar uçuşuyor, karanfiller, zambaklar boy boy… Göklerden polenler yağıyor ama, halka bir parmak balın dışında bir zerre fayda yok… Tipik vitrin partisi kafası… 

Tüketim odağı AVM’leri yatırım ve inkişaf sayan, üretime yönelik ise 3 çocuktan başka bir şey söyleyemeyen vitrin kafası… Vitrinden içeri giriyorsunuz, dükkan boş, iş yok, gençler kim nereye çekerse oraya, kadınlar yaşamdan muaf, tarım çökertilmiş, çiçekçilik krizde, sanayide tek çivi yok, hayvancılık bitmiş… Ve doğa katledilmekte...

Orman Bakanı ormansız, Sağlık Bakanı sağlıksız, Eğitim Bakanı eğitimsiz, Savunma bakanı savunmasız... Ve en son; Başbakan başsız… Çok şükür golcü santraforunu kaybetmiş bir parti... Sağdan bindirse kafa yok, soldan ortalasa gol yok… Ortadan ikiye çatlamış, sıvaları dökülmüş, temelsiz, sadece çatısı olan bir görünüm… Ki o çatı bile dolgu malzemesinden vitrin babında inşa edilmiş… Yedek kulübesi boş, sahadakilerin içi boş, enerji ya doymuşluktan koca bir sıfır, ya da yakın gelecek kaygısından...

Yalova Belediye Başkanı’nın mahallelere nema ve ikbal dağıtım merkezi olarak konuşlandırdığı karanfil evleri ile içi boş teknoloji projesi zambak gibi, bisiklet yolu gibi, bilişim kenti balonu gibi sadece tribünlere oynayan, işlevsiz bir vitrin...

Partilerinin genel politikası olan sevgisizlik, insan ve doğa düşmanlığı ile diğer yandan gider ayak ne kapsam kardır düşüncesiyle rantiyeden başka hiçbir şeye odaklanamayan kof kafalar bakalım bu çatırdama dönemini nasıl atlatacaklar, Neron gibi yakarak mı gidecekler... Bakalım en küçük ilde bile, Vefa Salman'ın kucağına nasıl bir enkaz bırakılacak?

Biraz santrali çalıştıran CHP Genel Başkanı ve onun riyaseti, kucağına altın tepsi ile bırakılan bu durumdan ülke çapında puan ve puanlar alır... Ama sağın ekseninin kaydığı bir dönemde, genel şemsiye açacağım diye, ülkede parti dışı ne kadar adam varsa toplayıp, aday yaparsa da babayı alır... Su ötesinden söylenenleri yapmak zorundaysan, eğilmeden bükülmeden, taban taşlarını oynatmadan yap bari ki taşları yerinden oynatmandan kurbağalar ürksün...

Dönelim Yakup Koçal'a; Pazar ve taksi esnafı arasında yüz kişiye aşağıdaki basit soruları sordum;

1. Bisiklet yolundan ne anlıyorsunuz? 
A) Çok iyi oldu % 2, B.) İşlevsiz % 45, C) Göstermelik % 37, D) Fikrim yok % 16

2. Aşk köprüsü ile dereüstü setleri faydalı bir yatırım mı, boşa masraf mı?
A) İşe yarıyor % 3,  B.)Boşa masraf % 67,  C) Güzel vitrin %18, D) Fikrim yok %12 

3. Karanfil ve zambak size neyi hatırlatıyor?
A. Çiçek % 67,  B.) Güzel projeler % 16,   C) Nema ve ikbal % 15,   D) Fikrim yok % 2

4. Belediyenin doğa ile ilişkilerini nasıl buluyorsunuz?
A. Seviyorlar % 19,  B.)Korumuyorlar % 21,   C) Düşmanlar % 48,  D) Fikrim yok % 12

5. Yakup Koçal'ın yaptıkları faydalı işler mi, vitrin mi?
A. Faydalı % 27,  B.) Kendine faydalı % 43,  C) Vitrin % 21,   D) Fikrim yok % 9

6. Belediyenin dergi ve broşürlerinı nasıl buluyorsunuz?
A. Görmedim % 32,  Hep vitrin yatırımı % 37,  C) Güzel % 21,  D) Fikrim yok % 10

Özet;  No comment... Size bırakıyorum yorumu...
Not ; Bu aralar günden sular seller gibi akacak... Hızı yakalayamayabiliriz, en güzeli feyzboktan, işlere takılmak... Bu yazı basılana kadar ülkede olağan üstü her şey olabilir...