Sayın Koçal siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Siyaset genel veya yerel bağlamda nasıl yönetilmemiz, hangi hizmetlerin öncelik kazanması, gündemde ki sıkıntılara çözüm önerisi ve yaklaşımlar gibi konularda fikir beyan etmek, tercihte bulunmak veya yetki sahibi iseniz irade ortaya koymak anlamına gelen bir alandır. Siyaseten yönetme talebinde bulunanların fikir sahibi olmaları esastır. Fikir sahibi olmak bilgi sahibi olmaktan geçer. Bir filozof diyor ki; İki öbek insan “yeni” karşısında afallamaya, bozguna uğramaya ve nihayetinde yok olmaya mahkumdur. Birincisi geleceği olmayan bir geçmişte, ikincisi ise geçmişi olmayan bir gelecekte yaşayabileceğini zannedenlerdir.” Yani kendini tanımak, bilmek, medeniyetinizin tasavvurunu anlamak ve belki yeniden anlamlandırmak, bilgi sahibi olmanın yol haritasıdır. Evrene, varlığa ve insana yönelik ontolojik kabulumuz medeniyet tasavvurumuzun temelidir. Kısacası, önce “bilgi”... Özellikle 250 yıldır kapitalizmin hücumları karşısında bizim için en akılcı yol pragmatizmdir. Abdulhamit Han, Mustafa Kemal ve bugün Tayyip beyin en bariz vasıfları pragmatik olmalarıdır. Cemil Meriç’in deyişiyle; bizim gibi ülkeler için ideolojiler idraklerimize giydirilen deli gömlekleridir.

Ülke ve Yalova açısından geleceği nasıl görüyorsunuz?

-Ülke açısından en önemli iki kavram hürriyet ve güvenliktir. Türk milletinin tarihsel gücü ve başarılı dönemleri “adalet” üzerine bu iki kavramı gerçekleştirdiği süreçlerdir. Tabii ki, herkes Mersin’e giderken siz tersine gitmeyeceksiniz. Bilgi toplumunun paradigmalarını kavramadan gelecek öngörüsünde bulunmak abestir. İçine kapanmanın mümkün olmadığı bu çağda, coğrafi sınırlar ile kısıtlı bir söylem sığ kalır. İki önemli kavram var; nitelikli insan ve yüksek katma değerli üretim. Güçlü bir iktidarın varlığı ve bu ilkeleri benimseyip hedef kılmalarıyla istikametin doğru olduğunu düşünüyorum. Körlerin fili tarifi gibi farklı dokunuşlarla birileri siyasi taassup içinde eleştiri yapabilir. Zaten “derin millet” olayın bütününe bakınca bunu hissediyor ve desteğini devam ettiriyor. Özellikle milli birlik ve küçülmemek adına AK partinin bir şans olduğu kanaatindeyim.

Ama genelde ülkenin bölünmesi endişesinin varlığı ve bu konuda hükümetin taviz verdiği yaklaşımına ne dersiniz?

- Tarihin her döneminde bizim milliyetçiliğimiz kültür milliyetçiliğidir. Aslında “Türk” töreye uyan anlamındadır. Türkmen islamiyete geçtikten sonra Anadolu’ya gelen oğuz boylarına imanlı Türk anlamında( Türk-i iman) takılan sıfattır. Irkçılık batının mirasıdır. Ulus devlet sürecinde bu anlayışımız yapılan bazı hatalardan dolayı zafiyete uğramış ve etnisitelerin tahrikine uygun zemin hazırlanmıştır. Uluslararası tahrik ve planlar da devreye girince geldiğimiz durum ortadadır. Özellikle 1978 Waşington kararlarıyla önce ihtilal arkasından 35 yıllık süreci hep beraber yaşadık. Artık geriye dönüp kim ne hata yaptı, kim meseleyi anlayamadı sorgulamasını yapmanın bugüne faydası yok. Onu tarihe bırakacağız. Ama inanıyorum ki, 35 yıllık süreçte bu zafiyet herkese dokunur. Benim gördüğüm gelecek adına ya küçüleceğiz ya da etki alanı anlamında büyüyeceğiz. Milletini seven bir vatandaş sıfatımla tercihim küçülmekten yana değil. O zaman ne yapılmalı, sorusuna cevabı AK partinin yaklaşımında buluyorum.

Peki, Yalova açısından?

- Ulusların kalkınmışlığının göstergesi üretim kapasitesidir. Kentlerin ise tüketim potansiyelidir. Yani o kentte yaşayanların gelir düzeyleridir. Bir kentin % 20’si esnaf, %5’i patron, % 75’i ise emeği ile çalışandır. İşte esas belirleyici olan emeğiyle çalışanların ücretlerini belirleyen sektör tercihleri kentler için en önemli kriterdir. Bu anlayışın egemen olduğu, 98 yılında yaptığımız “Yalova Kongresi” ile ortaya koyulan kent vizyonu bizim hep rehberimiz oldu. Bu sürecin istikrar ve süreklilik içinde devamını önemli buluyorum. Üç sektörü teşvik edilmesi gerekenler olarak belirlemiştik; Eğitim, Turizm ve Bilişim. Bu istikamette bir çok yapılanlar var ve doğal olarak yapılması gerekenler de...Doğal olarak değişen şartlar,  yeni yasal düzenlemeler yol haritasını sürekli revize etmeyi gerektirir. Mesela geçen sene çıkan, sağlık turizmin için serbest bölge yasası kentimiz için önemli bir fırsattır. Bunun gibi yerel seçim öncesinde vizyonumuza uygun olarak bakanlıklarla beraber hazırladığımızbir çok proje var. Ak parti mensubu olarak bunların takipçisi olmak, boynumuzun borcu. Ama maalesef Belediye tarafında sıkıntı var. Bir örnek vereyim. Turizm için önemli olan altlık müzelerdir. Bu vesileyle gelen turistin şehirde dolaşıp para harcaması bilinen bir atraksiyondur. Yalova’da turiste yönelik pazarlanacak 16 nokta tespit etmiştik. Bir kısmı açıldı. Kent müzesi, Geofit Bahçesi, Kağıt Müzesi, Atatürk Çocuk Müzesi gibi, ama başlanmış olmasına rağmen yeni yönetim tarafından durdurulanlar ki, anlamak mümkün değil. Göç Müzesi, Türk Dünyası Şairler Müzesi gibi.

Yakup bey, yaklaşık bir yıl oldu. Belediyeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Belediye hakkında çok konuşmak istemiyorum, çünkü kırgınlığım devam ediyor. Mesele seçim kazanıp, kaybetmek değil. Bu benim dördüncü seçimimdi. İlkinde % 24 seçim kazandım. Bunda ise %47 ile seçim kaybettim. Hepsi konjoktürel neticeler. Ama haksızca yapılan karalamalar ve iftiraları kabullenmek kolay değil. İftira atmak bu kadar kolay olmamalı. Siyasette mal varlığımın üçte birini harcadığımı ve var olanların da siyasete girdiğim 99 yılından evvel edinilmiş olduğunu kamuoyuyla paylaşmıştım. Güya Balkanlarda otelim varmış. Hala adresini vermelerini bekliyorum. Yani neyse,  kul hakkı olan iftiranın karşılığını bulacaklarını zannediyorum. Tek cümleyle şöyle özetleyeyim; tahmin ettiğimden çok daha kötü gidiyorlar hem de hızlı bir şekilde.. Yalova’nın bunu hak etmediğine inanıyorum.

Vatandaşın Belediye ile ilgili tepkisini duyuyor musunuz?

- O kadar çok ki. Tabi çok az bir zaman oldu. Hemşerilerimde biraz da mahcubiyet var. Siyasi körlüğün içinde şehrin menfaatini nasıl göz ardı ettik, mahcubiyeti. Yani, ciddi bir pişmanlık söz konusu olduğu çok net gözüküyor. Ama yapacak bir şey yok. Temennim çabuk toparlamalarıdır, aksi halde bedeli ağır olacak.

Belki de en önemli soru. Milletvekilliğine aday adayı olacak mısınız?

-Evet. Dosyamı AK parti İl Başkanlığına verdim. Biliyorsunuz, bir daha Belediye Başkanlığına aday olmayacağımı açıklamıştım. Eğer kısmette varsa, vekillik görevi ile de milletime ve şehrime hizmet etmekten onur duyarım.

Hayırlısı olsun

-Teşekkür ederim.