Ulaşamadığı ciğere mundar deme misali, yapacağı başka şey olmadığı için, bu defa da İnce’yi terbiye sınırlarına davet etmiş Coşkun vekil... Ki “ şeyinin şeyini şeydeyim” diyen biat amiriyle, “ananı da al git” diyen terbiye misali liderinin bu tarihi söylemleri ışığında, terbiye dersi vermeye kalkmış işgal ettiği koltuğu üzerinden, kibar kentinin okkalı vekiline…
Oysa bütün hemşehrileri iyi bilir, İnce, terbiye konularında hayli incedir! malum. Şahsen ağzından duyduğum tek gaf, ki o bile bilinçli bir halk ağzıdır, son seçimler öncesi, Kadıköy gezisinde, köy kahvesindeki köy ahalisine, “ şimdi bize oy verin, bir dahaki seçimlerde Yalova 3 vekil çıkaracak, o zaman 3’ün 1’ini onlara verirsiniz” demek olan bu hiciv ustasına, her ne kadar konuşma metinlerini usta bir danışmanı simültane hazırlıyor da olsa, hayranlık duymamak mümkün değil… Ama sadece hatiplik alanında... Hitabet 10, ama tesisat patlak…
İnce, NLP almış, özel olarak yıllardır bu görev için Tasherron okulunda yetiştirilmiş Başbakan’dan bile daha hakim konuşma metnine… Konuşması ondan bile daha tesirli… Vücut dili kıvrak, çalımlarla ilerlemesi iyi, sahayı ve sahneyi etkili kullanıyor, peşinden takımı sürükleyebilme yeteneği var, delici santrafor kimliğinde gol ve asist üretebiliyor, tam saha pres oynayabiliyor, ama adam adama markajlarda sahada yalnız, pas alamıyor, alan savunmasında zayıf, duvar pası duvara çarpıyor... Libero oynadığında, oyun kuruculuğu tartışılır, çünkü takım oyununu bilmiyor, paslaşma nedir bilmiyor, toplu hücum, toplu defans sistemine haiz değil, yani egoist oyuncu türünden. Çamur sahada iyi, o sahaya rakibini bi çekebilse, skor yapacak... Direk ve sadece bodozlama karşı kaleyi düşündüğünden kendi kalesi kontra atak yiyebiliyor.
Saha dışındaki sosyal hayatı iyi değil, yeterince kamp yapmıyor, antreman eksikliği ve kondisyon depolama disiplini eksik. Maç eksiği zaman zaman göze çarpan İnce’nin bu zaafı, rakip takımın yedek oyuncularından Temel’in bile gözünden kaçmamış ve doğru bir saptamada bulunmuş… Evet, Don Kişot Muharrem epey yorgun. Yeldeğirmenlerini perişan etti, kırdı geçirdi ama, kendi cumhuriyetini kurmaya yönelik alt yapısını hazırlarken yorgun düştü. Hiper aktifliği zarar vermeye başladı. Çaktırmıyor ama, içini kemiren ego ve ihtiras yüzünden gözünün feri, yüzünün rengi soldu. Vicdani iç hesaplaşmaları ise Çınarcık çukuru gibi ruhi çöküntüler üretiyor.
Her sosyal demokrata mahsus olan duygusal tarafını, bildiğini okuyan, dediğim dedik maskeyle gizlemeye çalışsa da, altyapısal gedikleri yüzünden açık verip, su alıyor. Yalova’da istediği kadroyu yönetime getirmesinin faturası ağır oldu. Henüz tam farkında değil ama, itibari değerini yöresel anlamda büyük çapta yitirdi. Danışmanları da ona metin yazmaktan doğru yolu gösteremediler. Zaten dinlemezdi de... Oysa il örgütü şekillenirken, ılımlı ve objektif davranabilseydi prim yapardı...
Gelecek seçimlerde Yalova’dan zerre şansı olmadığının bilinciyle başka şehre veya pozisyona kayacaktır. Ben kendisine İzmir Belediye Başkanlığı'nı yakıştırıyorum. Hem sevildiği yerde, doğru mevkide oynar, fayda üretir, yeniden kitleleşme sağlar, hem de Ankara dışına gidince Genel Başkan rahatlar. Bunca yetenek ile, herkese sevimli gelebilecek mizacı ile, zeki mizah anlayışı ve ironi sanatı ile, çok daha fazlasını yapabilirdi, kendi kentine fayda üretme adına... En az Yaşar Okuyan kadar kent tarihine damgasını vurabilirdi, bunu ıskaladı... Doğduğu ilin vekili kaç tane ki mecliste. Arınç gibi deplasman vekilliği sistemini çok yapay buluyorum. Manisa olmadı, Bursa verelim. Bunun adı İL vekilliği değil, mecliste kontenjan doldurma... İskender Kebabı'nı Konya'da yersen, onca çilek tarlasında sadece böğürtlenleri görürsün.
Gelecek seçimlerde Yalova’dan zerre şansı olmadığının bilinciyle başka şehre veya pozisyona kayacaktır. Ben kendisine İzmir Belediye Başkanlığı'nı yakıştırıyorum. Hem sevildiği yerde, doğru mevkide oynar, fayda üretir, yeniden kitleleşme sağlar, hem de Ankara dışına gidince Genel Başkan rahatlar. Bunca yetenek ile, herkese sevimli gelebilecek mizacı ile, zeki mizah anlayışı ve ironi sanatı ile, çok daha fazlasını yapabilirdi, kendi kentine fayda üretme adına... En az Yaşar Okuyan kadar kent tarihine damgasını vurabilirdi, bunu ıskaladı... Doğduğu ilin vekili kaç tane ki mecliste. Arınç gibi deplasman vekilliği sistemini çok yapay buluyorum. Manisa olmadı, Bursa verelim. Bunun adı İL vekilliği değil, mecliste kontenjan doldurma... İskender Kebabı'nı Konya'da yersen, onca çilek tarlasında sadece böğürtlenleri görürsün.
Son videolarını izlediğinizde İnce’nin kilo değişkenliğini, yüzünün zayıfladığını ve gözlerinin çukura kaçtığını görebilirsiniz. Adam yorgun… Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini hoyratça ve hiçbir medikal sistematiğe bağlı olmaksızın savuruyor. Sarfettiklerinin yerini yenilebilir enerji ile doldurma kaynakları ise ne yazık ki sanal… Sanal dünyanın sanal hayranlıklarının bir atımlık barut olduğunu, bir sabah kalkıp feysbokunu açtığında yapayalnız kaldığını gördüğünde anlayıverir alimallah...
Enerjisinin büyük kısmını ülkesi ve partisi için harcarken, halkı ve kendisi de bu enerjinin hasbelkader getirisinden payını alıyor elbet. Popülistliği seviyor ama, nereye kadar? Arada dinlenmesi lazım, kendini sahada unutturması lazım. Kanatları kullanması lazım, takım kaptanı havalarında değil, şuurlu oyun kurucu hüviyetiyle takıma faydalı olması lazım. Gizli ön libero onun için daha uygun bir mevki… Grup Başkanvekilliği ceketi bir anlamda bol, bir anlamda dar geliyor. Ama o, bunun da farkında değil, altı kaval üstü Şişhane konumunda… Kepenekle, smokinin arasına sıkışmış...
Ankaragücü gibi dümen suyunda değil, Yalovaspor gibi mütevazı oynaması lazım… Yalnız hakkını da vermek lazım. Nerde Coşkun'un ataleti, nerde İnce'nin hitabeti? İnce, Coşkun'u katlar...
Sahi kim el atacak bu şehrin takımına? Kim omuz verecek yarım asırlık kulübümüze? Allah profosyonel liglerden amatör kümelere düşürmeye görsün. Düştükçe düşersin de düşenin dostu kalmayıverir... Ha! bir sonraki yazı konumuz sahipsiz Yalovaspor o zaman…