TEMA Vakfı Yalova İl Temsilcisi Faruk Tezcan, “Tema Vakfı tarafından açılan dava sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan Yalova Termal Turizm Merkezi planı iptal edilmişti. Ancak aradan geçen bir yıllık süre içerisinde düzeltme yapılıp yeni plan hazırlanmadı. Bakanlığa sesleniyoruz.Bir an önce düzeltmeleri yaparak planın uygulanmasını sağlayınız” diye konuştu.
Konu ile ilgili Termal Belediye Başkanı İsmail Atik’i ziyaret ederek, bilgi alışverişinde bulunduklarını belirten TEMA Yalova İl Temsilcisi Faruk Tezcan, “Gökçe Barajı havzasını tehlikeye atacağı gerekçesiyle Tema Vakfı tarafından açılan dava sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan Yalova Termal Turizm Merkezi planı iptal edilmişti. Aradan geçen bir yılı aşkın süreye rağmen bilirkişi raporuna dayanarak mahkemenin istediği düzeltmeler bir türlü yapılıp yeni plan hazırlanmadı.Yapılan yanlışları görerek dava açtık. Mahkeme bilirkişi görevlendirdi. Bilirkişinin hazırladığı rapor TEMA Vakfı’nın haklı olduğunu ortaya koydu ve mahkeme planları iptal etti. Ancak düzeltilmiş yeni planlar Turizm Bakanlığı tarafından bir türlü hazırlanıp uygulamaya geçirilmedi. Tema Vakfı olarak Termal Belediye Başkanı sayın İsmail Atik’i ziyaret ettik. Sayın Atik düzeltmelerin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapıldığını kendilerinin de bunu beklediğini ifade etti. Öyleyse bakanlığa sesleniyoruz. Bir an önce mahkemenin istediği düzeltmeleri yaparak planların uygulanmasını sağlayınız. Gözde turizm merkezimizin planlı bir şekilde gelişmesini engellemeyiniz. Aksi taktirde eski planlara göre yapılan uygun olmayan inşaat faaliyetleri devam ediyor. Bu ise arzu edilmeyen bir durumdur” dedi.
Tema Vakfı’nın açtığı davada gerekçeleri ile ilgili bilgi veren TEMA Yalova İl Temsilcisi Faruk Tezcan, “Ülkemizde henüz SİT kavramının oluşmadığı bir dönemde olmasına rağmen 3653 Sayılı Yalova Termal Kaplıcalarının İdaresi ve İşletilmesi Hakkında Kanun ile bu kaplıca bölgesinde daha 1939 yılında özel bir koruma, kullanma ve yönetim modeli oluşturulmuştur. Burada ilk SİT hukukunun izlerini görebilmekteyiz. Ayrıca, Yalova Termal ve Gökçedere Barajı bölgesi bir bölümü ile “Termal Suşehri 1. Derece Doğal, Arkeolojik ve Tarihi Sit” ilan edilmiştir. Gökçe Barajı Havzası Güneybatı Marmara Bölgesinin önemli içme suyu kaynağıdır. Dava konusu planın yürürlüğe girmesi ile Gökçe Barajı ve havzası bozulacak ve yakın bir tarihte de içme ve kullanma suyu sıkıntısı yaşanabilecektir. Termal Bölgesi aynı zamanda, Ülkemizin önemli jeotermal kaynaklarının bulunduğu bir bölgedir. Görüldüğü üzere, Termal Turizm Merkezinin bulunduğu bölge, Gökçedere Havzası sınırları içerisinde, ekolojik açıdan son derece hassas, orman ve su varlığı açısından etkin koruma gerektiren bir bölgedir. Dolayısıyla, bu kadar hassas bir bölgede bir turizm merkezinin bulunması, korumanın önemi ve gerekliliğini de arttırmaktadır. Ancak bölgedeki planlama çalışmalarına bakılacak olursa, tam tersi bir anlayışla plan kararlarının hazırlandığı görülmektedir.İlk olarak, 2008 yılında 1/25.000 ölçekli Termal Turizm Merkezi Çevre Düzeni Planı onaylanmıştır. Söz konusu planın iptali için, aşağıda yer verilen gerekçeler doğrultusunda, TEMA Vakfı olarak iptal davası (Danıştay 6. Daire E. 2009/6290) açılmıştır: Plan ile bölgenin korunmasından vazgeçilmekte ve bu vadi yapılaşmaya açılmaktadır. Plan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine aykırı bir şekilde havza koruma kuşaklarında yapılaşmayı arttırıcı yönde kararlar içermektedir. İçme suyu havzasında yapılacak turizm tesisleri ile diğer tesislerden çıkacak katı atıklar ile atık sular Gökçe Barajında içme suyu kalitesinin bozulmasına sebep olabilecek ve insan ve çevre sağlını tehdit edecektir.Bölgede yapılaşmanın artması, jeotermal kaynaklarının hızlı bir şekilde yok olmasına neden olacaktır. Plan ekolojik sistemin temel dayanağı olan ormanlarımız ile diğer doğal varlıklarımızın üzerinde baskı yaratacak, korunmasında sıkıntılar oluşacak ve doğal varlıklarımız zarar görecektir. Söz konusu iptal davası ile ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, planın şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olmadığı görüşüne varılmıştır.
İkinci olarak, Gökçe Barajı Havzası Özel Hükümleri, 30 Nisan 2010 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği 16. Maddesine göre, içme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında, kaynağın ve havzasının özellikleri bilimsel çalışmalar ile değerlendirilerek, koruma alanlarının tanımı ve koruma esasları ile ilgili olarak her kaynak ve havzasına ilişkin özel hükümler belirlenmelidir. Fiziki özellikler havzadan havzaya değiştiği için, her havzada koruma kuşaklarının aynı mesafeler ile belirlenmesi yerine, havzanın özellikleri doğrultusunda bu mesafelerin belirlenmesi yaklaşımı son derece doğrudur. Ancak, Gökçe Barajı için hazırlanan özel hükümler incelendiğinde, bu maddenin koruma kuşaklarında yapılaşmanın önünü açmak için kullanıldığı görülmektedir. Tüm plan çalışmaları birlikte değerlendirildiğinde, sahip olduğu değerler ve önemi açısından korunması gereken Gökçe Barajı ve havzasında, planlamanın korumadan çok, yapılaşmaya açmada bir araç olarak kullanıldığı görülmektedir. Dava konusu 1/1.000 ölçekli Termal (Yalova) Turizm Merkezi Revizyon + İlave Uygulama İmar Planı, havza sınırları içerisinde barajın ömrünü kısaltacak şekilde, koruma kuşaklarında yapılaşmanın artmasına neden olacak kararlar içermektedir. Kısa mesafe koruma kuşağı sınırları içerisinde yer alan (hem Gökçedere Mahallesi hem de Üvezpınar Mahallesinde) sağlık ve turizm alanları, turizm alanları, sağlık tesis alanları, gelişme konut alanları nedeniyle yapılaşma ve nüfus artacak, bu durum da havzayı ciddi bir şekilde tehdit edecektir. Ayrıca, kısa mesafe koruma kuşağı sınırları dışında da, önerilen gelişme alanları, turizm alanları, sağlık ve turizm alanları havzada orman örtüsünün tahribatına, havza sınırları içinde yapılaşmanın artmasına, neden olacaktır. Sonuç olarak, Gökçedere Baraj havzasında, yapılaşmayı arttırıcı yöndeki her türlü karar, havzadaki orman alanlarını ve barajı ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Yalova-Karamürsel arasındaki yerleşim ve sanayinin su ihtiyacını karşılamak amacıyla, DSİ Genel Müdürlüğü I. Bölge Müdürlüğü, Planlama ve Proje Amirliği tarafından 1978 yılında yapılan Yalova Projesi Gökçe Barajı Planlama Raporu Giriş Bölümünde, Bölgedeki su ihtiyacı yer altı sularından karşılandığı için yer altı suyunun seviyesinin düştüğü, bu nedenle deniz suyunun karıştığı ve bu durumdan da tarım alanlarının olumsuz yönde etkilendiği belirtilmektedir. Bu durumun önüne geçebilecek, Bölgenin su ihtiyacına cevap verebilecek iki kaynaktan, daha ekonomik olduğu için Gökçe Barajının öncelikle yapılması uygun görülmüştür. Ayrıca, Gökçe Barajı’nın 2010 yılına kadar ihtiyaçlara cevap verebileceği öngörülmüş, daha sonra Yalakdere üzerinde Ayazma Barajının devreye sokulması planlanmıştır. Ancak Raporun 2. Bölümünde “Gökçe Barajından sonra devreye girmek üzere Ayazma Barajından başka bir kaynağın bulunmaması, bu kaynağın titizlikle korunmasını ve her türlü yatırımlarda göz önünde bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır.” denmektedir. 1978 yılında, Gökçe Barajının 2010 yılında ömrünü tamamlayacağı ve ihtiyaçlara cevap vermeyeceği öngörüldüğü halde, günümüzde Baraj Bölge için hala son derece önemli bir su kaynağıdır ve Gökçe Barajı yağış alanının tamamının ormanla kaplı olması nedeniyle Barajdaki su kalitesi bozulmadan korunabilmiştir. Bu durum da Baraj ve Havzasının korunmasının önemini arttırmaktadır. Gökçe Barajı ömrünü tamamlayıp ihtiyaçlara cevap veremediği zaman ikinci bir barajın devreye girmesi gerektiğinden mevcut Barajın korunması ekonomik açıdan da önem taşımaktadır. Yalova Kaplıcaları ile Gökçedere ve Üvezpınar Köyleri barajın yağış alanı içerisinde bulunmaktadır. Dolayısıyla bu yerleşmelerdeki herhangi bir yoğunluk artışı, yanlış arazi kullanımı, ormanlık alanlardaki tahribat doğrudan Barajı olumsuz etkileyecektir.(5.4. Havzadaki orman alanlarının korunması için, DSİ Genel Müdürlüğü I. Bölge Müdürlüğü’nün Bursa Orman Bölge Müdürlüğü’ne gönderdiği 25.04.2006 tarih ve 3456 sayılı yazısında da belirtildiği üzere, 29.04.1985 tarihinde Bakanlık Olur’u ile Havzadaki orman alanlarının Gökçe Barajı Muhafaza Ormanı adıyla ayrılmasına karar verilmiştir. Yalova, Çınarcık Belediyeleri Su Birliği Başkanlığı’nın Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğü’ne gönderdiği 10.04.2006 tarih ve 387 sayılı yazısında da belirtildiği gibi, Bölgedeki orman alanlarının orman karakterinin korunması, Havzada mevcut örtünün muhafaza edilmesi ve arttırılması gerekirken ağaçların kesilmesi Barajın ömrünün kısalmasına sebep olmakta, Barajın hizmet ömrü öngörüldüğünden 2,2 kat daha hızlı azalmaktadır. Yörenin en önemli içme-kullanma ve endüstri suyu kaynağı olan Gökçe Barajı Havzasındaki orman alanlarının bu şekilde imara açılması, Barajın ömrünü kısaltacağı gibi, erozyon, su kirliliği vb pek çok çevresel sorunlara da neden olacaktır.
. Diğer yandan, Yalova İlinde son 15 yılda, yerleşme alanları 9 kat, nüfus ise son 17 yılda yaklaşık %35 oranında artmıştır. Dolayısıyla, söz konusu nüfus artışı, tüm İle hizmet eden Gökçe Barajına duyulan ihtiyacın da artmasına neden olacaktır. Gökçedere Baraj havzasının da bu yüzden de hassasiyetle korunması gerekirken, tüm bu ihtiyaçlar, fiziksel özellikler, doğal değerler hiç yokmuşçasına, dava konusu plan, havza içinde yapılaşmayı arttırıcı yönde hazırlanmıştır. Ayrıca, dava konusu 1/1.000 ölçekli Termal (Yalova) Turizm Merkezi Revizyon + İlave Uygulama İmar Planı, üst ölçekli planlara da aykırıdır. Şöyle ki, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı, üst ölçekli ve uyması zorunlu olan 1/25.000 ölçekli Yalova İl Çevre Düzeni Planına aykırıdır. Gökçedere Mahallesinin doğusundaki tescilli mera alanları, sağlık ve turizm alanları, gelişme alanı ve turizm alanları olarak planlanmıştır. Ayrıca, yine üst ölçekli planı olan 1/25.000 ölçekli Termal Turizm Merkezi Çevre Düzeni Planında, Gökçedere Mahallesinin doğusundaki orman alanı, gelişme alanı ve turizm alanları olarak planlanmıştır. Dolayısıyla, üst ölçekli planlara aykırı bir şekilde hazırlanan 1/5.000 ölçekli plana göre hazırlanan dava konusu plan da üst ölçekli planlara aykırı bir şekilde hazırlanmıştır. Ayrıca, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planının aynı gün onaylanarak askıya çıkması da uygun değildir. Askı süreci sonunda planlar değişebilir. Henüz üst ölçekli plan olan 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı kesinleşmeden alt ölçekli planı olan 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planının da askıya çıkartılması, plan hiyerarşisi açısından sorunlara neden olacaktır. 1/5.000 ölçekli planın itiraz ve dava süreçleri sonunda olası değişikliklerin, aynı anda askıya çıkmış olan 1/1.000 ölçekli plan üzerinde de yapılması gerekecek, böylelikle 1/1.000 ölçekli planın askı süreci uzamış olacaktır. Bu konuda her ne kadar mevzuatta kesin bir hüküm bulunmasa da, şehircilik ve planlama ilkeleri açısından, üst ölçekli planın kesinleşmesinin ardından alt ölçekli planın askıya çıkartılması daha doğru olurdu. Dolayısıyla, Yalova İlinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan Gökçedere Barajının su toplama havzasında yapılaşmanın arttırılması, su kirliliğine bağı olarak su kalitesinin ciddi oranda düşmesinin yanı sıra, havzadaki bitki örtüsünün tahrip edilmesi sonucunda oluşacak toprak erozyonu barajın sedimentle dolarak ekonomik ömrünü yitirmesine neden olacaktır. Bu durum da, barajın sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.
Ayrıca, dava konusu plan, bölgedeki jeotermal kaynaklar açısından da sakıncalıdır. Bölgede yapılacak yeni yatırımların ve dolayısıyla yeni tesislerin su ihtiyacının ne kadarının karşılanacağı ve bu durumun ne kadar süreceği belirsizdir” açıklamasında bulundu.
Muhabir: TE Bilişim