Kültürümüzü oluşturan temel öğeler dili, günlük yaşantımızda gelenekselleşmiş adet, örf ve ananeler, sözlü ve yazılı edebiyat, musıkimiz ,dini , ahlaki ve estetik ürünlerin toplamıdır.

Kültür değişkendir ve akışkandır. Kültürel değerlerin toplamı demokratik anlayışın toplumsal yansımasıdır.

Dil karşılıklı anlaşabilmenin temel öğesi olduğu halde ,aynı dili konuşup farklı kültürel değerlere sahip olan o kadar çok toplum vardır ki ,insan inanmakta zorlanıyor.

Dini değerler bütünleştirici özelliğe sahipmiş gibi görünsede aslında aynı dini inanç kültüründe çok farlı yaşam tarzları da gelişmektedir. Bu yüzden kültürde temek faktör dini değerler olarak tek başına yer alamaz.

Aynı dili konuşan , aynı dine mensup , aynı çoğrafyada yaşayan farklı kültürlerin olduğu da unutulmaması gereken bir gerçektir.

Yazılı sözlü edebiyat , yeme , içme alışkanlıkları ahlaki ve milli değerler bütünü ve bütün bunların toplamı kültürün çerçevesini oluşturuyor.

Bunların her biri tek tek ele alındığında o toplumun tüm değerlerini açıklayacak yeterli donelere ulaşılamaz. Fakat kültürün içinde bir damar varki o tek başına nerdeyse o toplumun bütün değerlerine ait doneleri sunabilir, bu da Musıkidir. Ele aldığınız toplumun musıkisi incelendiğinde otopluma ait demokrasi anlayışı , medeniyet sevileri , yaşadıkları hukukun düzeyi , yeme içme alışkanlıkları , edebiyatta ulaştıkları mertebe ,tarihsel kökenleri , toplumsal saygı ve sevginin bütün donelerine ulaşabilirsiniz. Ninnilerinde toplumsal insani değerler ,çocuk şarkılarında eğitim düzeyleri ,türkülerinde yaşam tarzları ,yeme içme alışkanlıkları,doğa hayvan sevgisine verdikleri önem, destan ve kahramanlık şarkılarında tarihsel katmanlar, şarkılarında yaşadıkları demokrasi cizgisi ve medeniyet derecelerini görebilirsiniz.

Konfciyüs bu sebeptendir ki o ünlü sözü kullanmıştır. ‘’Bir toplumu yok etmek istiyorsanız ilk önce o toplumun musıkisini yok ediniz ‘’

Toplumsal medeniyet serüveninde tutulan kayıtlar bir şekilde yok olabilir.Depremler, sel felaketleri büyük yangınlar vs . sebeplerle yazılı ve görsel bütün dökümanlar kaybedilse bile hafızalara nakş edilmiş ninniler, türküler , şarkılar nesilden nesile geçerek o toplumun bilgilerini gelecek kuşaklara aktarmıştır. Bu yüzden şarkılarımız ,türkülerimiz çok ama çok önemli kültürel miraslarımızdır. Bizler bu mirasımıza sahip çıkmak zorundayız. Başka toplumlara ait şarkılar da biz geçmişimizi bulamayız bizim genetik kodlarımızda onların nağmelerinden izler olmadığı için bizim ruhlarımıza şifa olamazlar.

Karacaoğlan , Aşık Veysel, Mevlana Celalettin Rumi , Abdülkadir Meraği ,Itri, Dede Efendi,Hacı Arif bey, Sadettin Kaynak , Avni Anıl’lar ve daha niceleri bizim ruhlarımızın şifacılarıdır. Onların geçmişten günümüze bıraktıkları eserler kültürel mirasımızın en değerli parçalarıdır. Bu hazineye sahip çıkmak ilk önce Devletin Kültür Bakanlığının daha sonra Yerel yönetimlerin Kültür Müdürlüklerinin ve sivil insiyatifi oluşturan Vakış ve derneklerimizin asli görevidir. Bu eserlerin tek bir notasını değiştirmeya

kalmak , hakkettikleri sanatsal seviyenin altında icra edilmesine müsaade etmek başlı başına emanete hıyanettir.

Bu kültürel mirasımızın içinden seçilip okunacak eserler genç nesillere doğru bir şekilde öğretilip aktarılmalıdır bu sebeple işin önemine haiz yetişmiş öğreticilerin bu işlere soyunması elzemdir. Maalesef bu güne kadar bu alan başıboş kalmıştır. İnşallah bu tarihten sonra bu konuda bir şeyler yapılmasının yolu açılacaktır. TÜMFED ( Türk Musıkisi Federasyonu ) yurdumuzda bu açığı kapatacak önemli bir kurum olarak hayata geçmiştir .Yalova Musıki Derneği Bu federasyona üye olmuştur. Kuruluş amaçlarımızla aynı hassasiyetleri paylaştığımız TÜMFED çatısı altında Türk Müziğinin korunması ve geliştirilmesi için çalışacağımız için umutlu ve gururluyuz.