Marmara Depremi olarak tarihe geçen bu büyük felakette Yalova, en ağır yarayı alan şehirlerden biri oldu. 2 bini aşkın can, bir daha geri gelmemek üzere aramızdan ayrıldı. Binlerce yaralı, on binlerce evsiz insan… Kentin dört bir yanında siren sesleri, feryatlar ve çaresiz bakışlar yankılandı. Depremin ardından yalnızca binalar değil, hayaller, anılar ve yaşamlar da yerle bir olmuştu. Birçok aile sevdiklerini aynı gün toprağa verdi, kimileri ise günlerce enkaz başında umutla bekledi. O günden bu yana 26 yıl geçti. Yalova, yaralarını sarmaya çalıştı, yeniden inşa edildi. Ancak şehrin hafızasında o geceye dair hiçbir şey silinmedi. Her yıl 17 Ağustos’ta, saat 03.02’de hayat durur, eller semaya kalkar, gözler dolar. Yalova, bugün dimdik ayakta olsa da kalbinde o acının derin izlerini taşımaya devam ediyor. Deprem, bu kente dayanışmanın, umudun ve yeniden ayağa kalkmanın ne kadar kıymetli olduğunu öğretti.
Unutmadık, unutmayacağız…
Kaybettiklerimizi rahmetle, geride kalanları saygıyla anıyoruz.