Yalova’nın eşsiz doğası, şimdi adrenalin ve sporla buluşuyor. Safran Tırmanış Bahçesi, 26 rotası ve eğitim olanaklarıyla hem yerli hem yabancı tırmanış severleri bölgeye çekiyor. Yalova Dağcılık Spor Kulübü Başkanı ve spor tırmanış antrenörü Yusuf İşsever, yaklaşık 25 yıldır ilgilendiği spor tırmanışını bölgede yaygınlaştırmak için çalışmalar yürüttüklerini açıkladı.
İşsever, Safran Tırmanış Bahçesi’nin potansiyelini uzun yıllardır gözlemlediğini belirterek “Yaklaşık 15 yıl önce, bu bölgede doğa yürüyüşü yaparken bu kayalıkları hep görüyordum ve buranın tırmanış bahçesi olma potansiyelini aklımda tutuyordum. Ancak bu sporu bilenler iyi bilir buranın çok fazla işçiliği olduğu için uzun süre erteledik. Ta ki 2019 yılına kadar. 2019 yılında Yalova’daki tırmanış severlerin artmasıyla birlikte burada ilk rotaları açmaya başladık ve buranın gelişmesi için çalışmalar yürüttük” dedi.
“Yeni başlayanların, mutlaka eğitim almaları gerekiyor”
Bölgede hem yeni başlayanlar hem de ileri seviye sporcular için rotalar bulunuyor. İşsever, bu sporun eğitimsiz yapılamayacağının altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda bu alanda hem yeni başlayanlar hem de ileri seviye tırmanıcılar için rotalar mevcut. Tabii ki, yeni başlayanların mutlaka eğitim almaları gerekiyor. Eğitim aldıktan sonra farklı zorluk derecelerine sahip rotalar tırmanılabiliyor. Yeni başlayanlar, spor kulüplerinde ya da Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun açtığı spor tırmanış eğitimlerine katılabilirler. Bu eğitimler ortalama bir hafta sürmektedir. Daha ileri seviyeye gitmek isteyenler için ise kamplar şeklinde, yine birer haftalık ek eğitimler sunulmaktadır. Bu eğitimlerin toplamda yaklaşık altı modülü vardır. Dağcılık eğitimleri olarak da geçmektedir. Spor tırmanış eğitimleri ise yalnızca iki hafta sürmektedir.”
İşsever, bölgenin çevre iller tarafından henüz fazla bilinmediğini, ancak tanıtım arttıkça ziyaretçi sayısının hızla artacağını ifade ederek “Safran Tırmanış Bahçesi, daha çok tırmanışa odaklı bir alan olmakla birlikte yakın bölgede kamp alanları ve doğa yürüyüş rotaları da mevcuttur. Bölgeyi bilen kişiler burada doğa yürüyüşü yapıyor veya kamp kuruyor. Henüz çevre illerden pek bilinmese de buranın tanıtımı arttıkça ziyaretçi sayısının artacağını düşünüyoruz” dedi.
“Yalova’nın doğası, doğa sporları için oldukça uygundur”
Yalova’nın kanyonları, yaylaları, şelaleleri ve kayalık alanlarının doğa sporları için elverişli olduğunu aktaran İşsever şunları dile getirdi: “Biz, Yalova Dağcılık Spor Kulübü olarak bölgede sıkça doğa yürüyüşü, kamp, eğitimler ve kaya tırmanışı faaliyetleri düzenliyoruz. Yalova’nın doğası, doğa sporları için çok çok uygundur. Ulaşılabilirliği ve orman yapısı bu sporları yapmak için inanılmaz etkili. Özellikle Yalova bölgesindeki kanyonlar, yaylalar, şelaleler ve kayalık alanlar tırmanış için ideal alanlar oluşturabilir ve tescillenebilir. Böylece çevre illerden sporcular sıkça burayı ziyaret edebilir. Böyle bir potansiyelin değerlendirilmesi için profesyonel çalışmaların yapılması gerekiyor. Özellikle Amerika ve Avrupa örneklerinde olduğu gibi doğa yürüyüş rotalarının tescillenmesi, işaretlenmesi ve GPS koordinatlarının çıkarılması önemlidir. Türkiye’de Likya yolu ve Efeler Yolu gibi işaretli parkurlar bu konuda örnek teşkil edebilir. Yalova’da da benzer şekilde, tarihi zenginlikler göz önünde bulundurularak doğa yürüyüş rotaları oluşturulabilir. Çünkü tarihine baktığımız zaman Bafeus Savaşı gibi Osmanlı’nın Selçuklu devletinin Bizans’la buralarda çok savaşlar verdiği görülmüş. Buralar hep İpek Yolu diye de geçiyor. Çobankale gibi kalıntılar ilgi çekebilir.”
Safran Tırmanış Bahçesi’nde 26 rota bulunuyor ve tescil işlemlerinde son aşamada olduklarını söyleyen İşsever, işlemler tamamlandığında İstanbul başta olmak üzere çevre illerden çok sayıda tırmanıcının Yalova’ya geleceğini öngörüyor.
Yalova Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi ve Dağcılık Kulübü Başkanı Yusuf Gökay Başkurt ise kaya tırmanışının kendisine kazandırdığı deneyimlerden bahsetti. Başkurt, “İlk kayaya çıktıktan sonra dedim ki ben bu işi yapacağım. Çünkü kayaya çıktığım zaman bütün dertlerim, her şeyim yok oluyordu. Her şeye kayada odaklanıyordum. Çok koşuma gitti. Aynı zamanda dağcılıkta da zirvelere gittiğim zaman hayatımda hiç olmadığım kadar mutlu ve tatmin olmuş hissediyordum. O yüzden kaya tırmanışı bana çok şey kattı. Sadece spor anlamında değil, sosyallik açısından da yeni insanlarla tanışıyorsun. Farklı illerden gelen profesyonel tırmanışçılar oluyor. Onlarla tanışma imkanın oluyor. Kaya tırmanışından sonra kampa geçtiğimizde çok sıcak, samimi bir aile ortamı oluyor. Özellikle de o ortamı çok seviyorum. Kaya tırmanışı bana bunları kattı diyebilirim” ifadelerine yer verdi.




