Güneyköy Muhtarı Erhan; Köyümüzün Çeşmesi Sultan Reşat Han Tarafından Yaptırılmış Güneyköy Muhtarı Erhan; Köyümüzün Çeşmesi Sultan Reşat Han Tarafından Yaptırılmış

Bayraktepe Muhtarı Ahmet Esmer, Yalova Gazetesinin başlattığı “Mahallenin Muhtarları” programına konuk oldu. Muhtar Esmer, Yalova Gazetesi İnternetten Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Duygu Saral’a samimi açıklamalar yaptı.

“Tekrar aday olmaya kararlıyım”

Kendisi hakkında veren Esmer, “Ben Yalova Bayraktepe Muhtarıyım. Trabzon Tonya’da doğdum. 44 senedir burada yaşıyorum. Esnaflık yaptım, esnaflık yaptıktan sonra emekli oldum. Emeklilikten sonra dedik ki muhtarlık adaylığımızı koyalım. Koyduk adaylığımızı, kazandık. 3. Dönemimim 8 ay sonra bitmek üzere. Tekrar aday olmaya kararlıyım. Yalova esnafıyım. Kahvem vardı. Şu anda hala devam ediyor, çocuklarım bakıyor ona. 3 oğlum, 1 kızım var. Kızım evli kendi işi var kebap üzerine, oğlan bir tanesi hastanede çalışıyor, bir tanesi başka bir yerde, bir tanesi de kahvede duruyor. Kahveye o bakıyor şu anda” dedi.

“Adaylıktan nefret ediyorsun ama…"

Unutamadığı muhtarlık anılarından söz eden Esmer, “Seçim olaylarını unutamıyorum. İnsanlar çok aday oluyor, adaylıktan nefret ediyorsun ama yine de aday oluyorsun. Hiç dünyadan haberi olmayan kişi senin karşına çıkıyor. Ona üzülüyorsun. Milleti kışkırtıyor. Şöyledir, böyledir, falandır, filandır. Bunları unutamıyoruz ve inanların sıkıntılarını unutamıyoruz. Belediyeler ile uğraşmak, kurumlar ile uğraşmayı unutamıyoruz” şeklinde konuştu.

“Mahallemin hepsini tanıyorum”

Mahallesi hakkında konuşan Esmer, “Ben mahallemin hepsini tanıyorum. Yüzde iki belki yeni gelenlerden olabilir tanıyamadığım. Diğerlerini hangi sokakta, hangi numarada söylediğin zaman otomatikman sana söylerim. Kimdir, kimin nesidir. Bizim mahalle biraz kenar mahalle. İşçi kesimi, çalışan kesim, ufak tefek memur kesimimiz var. Ama şu anda çok güzel bir ortam geliyor Yalova’ya. En güzel imarlı, iskanlı olan bölgemiz şu anda Bayraktepe mahallesidir. Çoğu yerden daha iyi. Hepsi imarlı, iskanlı yapıyoruz. O yüzden iyi olmaya başladı” dedi.

“Orada 100’den fazla ev kaymış”

Kentsel dönüşüm sorusu üzerine Esmer, “Belki bir ara duymuşsunuzdur o bizim yukarı da 3. Sokaktan 5. Sokağa kadar bir kayma olayı çıktı. Orada 100’den fazla ev kaymış. Biri yukarı yanlamış, biri sağa, biri sola, biri aşağı. Bunun toplantılarını Mustafa başkanımızla yaptık. Kentsel dönüşüm için konuştuk. Bazı konular için konuştuk. Hatta basında Toki konuştuk. Şu anda da konuşuyoruz. Bakalım ne yapacaklar” dedi. Kaymanın devam etmediğini ifade eden “O Kar Sokakta drenaj açtık. 3 buçuk 4 metre derinliğine boru döşedik. Yollarımızda uzun zamandır bozuk halde. Ama bugünler de bitmek üzere. İnşallah iyi olacağız. O yolda kayma yok bakalım” şeklinde konuştu.

“Yalova’nın en güzel mahallesi Bayraktepe Mahallesi”

Kaymanın yer altı sularından kaynaklandığını belirten Esmer “Ama hakikaten Yalova’nın en güzel mahallesi bu Bayraktepe Mahallesi. Ama maalesef bu kayma olayı. Daha önce kaymıştı buralar. O kayma olayı olduktan sonra taşınmışlar Dere Mahallesine. Ama genelde Yalova’nın her yeri kayıyor. Mustafa Kemal Paşa’ya git. İsmet Paşa’ya git, Gaziosmanpaşa hepsi kayıyor. Yalova’nı genelinde var bu kayma olayı” dedi. Kaymaların nedeni altyapı yetersizliği mi sorusu üzerine Esmer, “Zamanında olsaydı bu drenaj olayını yapabilseydik o zaman çok güzel olacaktı. O zaman kayma olmazdı. Bunun önlemini şöyle alamadık. Biz Yakup Koçal’dan beri ufak ufak söyledik. Gelip bakın, gelin yapalım. Gelmediler. Vefa başkan geldi, onunla da konuştuk. “Tamam, Ahmet abi, tamam muhtarım” dedi. O da öyle geçti. Tekrar seçimi kazandı.  Dedi ki bir şeyler yapacağız. Sonra Mustafa Tutuk geldi. Sağ olsun. Genelde çalışıyor bizim için. Elinden geldiği müddetçe çalışıyor. Şunu yap diyoruz yapıyor, bunu yap diyoruz yapıyor ama daha güzel şeyler yapmamız gerekiyor. Çok güzel yerler var. Yazık olur. Orada yaşayan çok insan var. Allah korusun bir deprem olsa o depremden dolayı… Al işte gördünüz yerle bir oldu memleket. 10 vilayetimiz gitti. Burada da ne olacağımız meçhul” ifadelerini kullandı.

“Para vermesen dövüyorlardı”

Mahallenin mevcut durumda güvenli olduğunu belirten muhtar Esmer eskiden problemler yaşandığını söyledi. Esmer, “Ne ararsan vardı. Adam bıçaklamak, adam kesme, vurma çok affedersiniz fuhuş da vardı. Buradan geçemezdin. Yolunu kesiyordu o insanlar para istiyorlardı. Vermesen dövüyordular. Evleri taşladılar. Onun için ben muhtar olduktan sonra sağ olsun Yakup Koçal ile toplandık. Burayı gezdik, dolaştık. “Tamam, Ahmet abi yapacağız” dedi. Buraya bir karakol istedik. Sağ olsun verdiler. Karakol caydırıcı oldu. Onu görünce rahatlıyoruz. 24 çalıştıkları için şey yok. Bizim burası cennet, Bağlarbaşı cehennem.  Şükrü’ye Allah sabırlar versin” dedi.

“Bizim mahalle biraz gariban”

Mahallenin ihtiyaçlarından bahseden Esmer, “Tabi muhtar olarak gereken yerlere bildiriyoruz. İnsanların bildireceği şeyi biz bildirsek daha kolay olur. Bir vatandaş bildirdiği zaman “ tamam geleceğiz, onu yapacağız, bunu yapacağız” ama bize geldiği zaman belediyemiz ile beraber çalışıyoruz.  Sağ olsunlar müdürler, başkanlar hepsi bizim tanıdığımız arkadaşlarımız. Telefon açtığımız zaman herkes bize sahip çıkıyor biz de onlara sahip çıkıyoruz. Çalışıyoruz. Diğer ihtiyaç kısımlarını biliyorsun bizim mahalle biraz gariban mahalle. Orta tabaka. Gelen bir şeyler istiyor. “Param yok, kumanyam yok, çamaşır suyum yok” Ona da gereken sponsorlukları yapıyoruz. Bazen Belediyemizden, bazen insanlardan Allah razı olun verenden, vermeyenden. Bütün mahalle sakinlerimizden Allah razı olsun. Hepsini seviyoruz. Onlar da bizi seviyor. Herkesle konuştuğumuz gibi seninle de aynı konuşuyoruz. Büyüğü gelir annemiz, küçüğü gelir kızımız. Ablamız, babamız, abimiz, kardeşlerimiz geliyor. Oturuyor, sohbet ediyoruz. Aynen bir ev gibi insanları karşılıyoruz” şeklinde konuştu

“Boşanmaya sıra geldi mi muhtar…”

Muhtarların mahalle için önemi vurgulayan Esmer, “Muhtar mahallenin reisidir. Cumhurbaşkanı…(Gülüyor) Muhtar hakikaten öyle. Şakalaşarak konuşalım ama vatandaşın her dediğini yapan muhtardır şurada. Mahalledeki çoğu şeyi biz yapıyoruz. Gücümüz ile çalışmıyoruz ama kelime ile konuşuyoruz. Diyoruz ki “şunu yapacağız, onu yapacağız, bunu yapacağız” Çok affedersin yani, evdeki şeylerini biz karşılıyoruz. İnsanlar alıştı şimdi. Ne var biliyor musun? Ne yaparsa yapsın onu da bize söylemiyorlar ama muhtar. Ya bunu niye muhtar yapacak.  Kanalizasyonu tıkanır muhtar, tuvaleti tıkanır muhtar. Başı ağırır muhtar. Boşanmaya sıra geldi mi muhtar(gülüyor). Temizlik olmadı mı muhtar. Vatandaş bize oy verdi, biz de oylarının karşılığını veriyoruz. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Benim şu kapıdan girip de boş döneni bilmiyorum” ifadelerini kullandı.

“Eskiden Yalova’mız çok güzeldi”

Eski Yalova ile yeni Yalova arasındaki farklardan söz eden Esmer, “Eski Yalova’yı hiçbir zaman bulamayız. Eski Yalova o kadar güzeldi ki. Her şey değişikti. Hayat, arkadaşlık, komşuluk, analık, babalık, dostluk, esnaflık. Şimdi yok o kızım. Şimdi sen esnafsın, ben de esnafım. Hep birbirimizi kıskanıyoruz. “O kahve açtı. Güzel para kazanıyor ben de açayım” Sen de görüyorsun Yalova’yı. Hep birbirini kandırmak için uğraşıyorlar. Evvelden öyle değildi. Pazara çıkıyorduk biz. O zaman 3,5 liraya çalışıyordum. 3.5 lira bana rahat yetiyordu. Pazara gidiyordum. Fileleri dolduruyordum. Fileleri taşıyamazdık. Zeynel Amca vardı. Onun at arabası vardı. Herkesin evini biliyordu. Veriyorduk ona yükleri herkesin kapısına bırakıyordu. Şimdi pazara gidiyorsun pahalı, Oraya gidiyorsun pahalı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Yalova’mız çok güzeldi. Herkes birbirini tanıyordu. Herkes birbiri oturuyordu, sohbet ediyordu. Kahve de otururduk çay içerdik. Köylüler gelirdi. Her şe güzeldi, Meyvesi, sebzesi, domatesi. Şimdi alıyoruz domatesi pazardan, kabuktan başka bir şey yok. Eskiden domatesi kesiyorduk, 100 metre ilerden salatalık, domates kokuyordu. Şimdi o şey yok. Biber yiyorsun zehir. Domates yiyorsun kabuk. Şimdi sera olayı çıktı ya insanların da hayatı da bitti. Görmüyor musun hep hastalık. Hangisi geliyorsa gelsin görüyoruz taziye haberlerini. Biri kalpten gitmiş, biri oradan, biri buradan. Zaten iki hastalık var şu an. Hep o ilaçlardan. Evvelden Allah rahmet eylesin annen, baban, deden kendileri tohum yapıyorlardı. Biz oradan, buradan tohum almıyorduk. Fasulye tohumunu da biz yapardık. Mısırı da, biberi de, patatesi de. Hepsini biz yapıyorduk” dedi

Muhabir/Duygu Saral

Kameraman/Göktuğ Doğukan Yüksel

Editör: Rümeysa Şahin