Sevgili okurlarım bugünkü yazıma geçen haftadan devam. Yüce Allah biz kullarına Maide suresi ayet 32’de mealen şöyle buyurmaktadır, “Her kim bir cinayet işlememiş ve yeryüzünde fesat çıkarmamışsa bir kimseyi öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur.”

Sevgili okurlarım savaşlarda yakalanan veya esir pazarlarında satın alınan köle ve cariyeler hiçbir hak unvanına sahip değillerdi.

Hayvandan da aşağı tutulan bu sınıfa katiyen merhamet edilmezdi. Efendileri onlara her muameleyi reva görebilirdi.

Dilerse döverdi, elini, ayağını, burnunu, kulağını keser, gözünü çıkarabilirdi. Bundan dolayı da kimseye hesap vermek zorunda değildi.

İslam’ın ortaya çıkışıyla birlikte ona gönül veren köle ve cariyelerin başına gelenleri biliyoruz.

Kıpkırmızı kömürlerin üstüne yatırılıp, göğsünün üzerine oturulup kömürler sönünceye kadar ızdırapla kıvrandırılan Habbab’ı biliyorsunuz.

Kızgın kumların üzerinde insafsızca dağlanan Bilal’i biliyoruz.

Bayıltılıncaya kadar kırbaçlanan Ammar’ı, ölünceye kadar dövülen babası Yasir’i, Ebu Cehil’in mızrağıyla merhametsizce şehit edilen annesi Sümeyye’yi biliyoruz.

Ayağına ip bağlanıp yerlerde sürüklenen, göğsüne konan ağır taşların ızdırabıyla dili dışarı fırlayan Ebu Fukeyhe’yi biliyoruz.

Dinsizler işte böyle zalimdirler kardeşlerim. Amin.