Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanlığını yapan Ahmet Davutoğlu’nun Genel Başkanlığını yürüttüğü Gelecek Partisi’nde yaprak dökümü sürüyor. Son gerçekleştirilen 28. Dönem Milletvekilliği Seçimlerine Millet İttifakı çatısı altında Cumhuriyet Halk Partisi’nin listelerinden giren Gelecek Partisi’nde kopuşlar meydana geliyor. Parti’nin önemli isimlerinin teker teker AK Parti’ye geçişleri sonrası son olarak da Konya Milletvekili Hasan Ekici’nin de AK Parti’ye katılma kararını almasının ardından ilimizin önemli isimlerinden biri olan Kürşat Emre Çandır’dan tepki gelmişti.

Gelecek Partisi’nin Kurucu İl Başkanlığı’nı yapan ve geçtiğimiz Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde partisinden Yalova Belediye Başkanı Adayı olan Çandır, istediği sonucu elde edemediğini öne sürerek aktif siyasete ara vermişti. Vekil Ekici’nin AK Parti’ye geçmesinin ardından resmi Facebook hesabı üzerinden çok sert tepki gösteren Çandır, Gelecek Partisi’nden ayrılma kararını açıklamıştı. Bu konuda geçtiğimiz hafta flaş bir gelişme yaşanırken Çandır, İYİ Parti saflarına katılma kararını aldı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu tarafından rozeti takılarak partiye resmen katılan Çandır, hem gündeme hem de kendisiyle ilgili merak edilenlere Yalova Gazetesi aracılığıyla açıklık getirdi.

“Özellikle son birkaç aydır ortaya çıkan bazı hususlar siyasete yeniden başlama kararımı şekillendirdi”

Yerel seçim sürecinin ardından aktif siyasete ara verdiğini ve son 1 yıldır dinlenme süreci içinde olduğunu hatırlatan Çandır, “Türkiye’deki ve Yalova’daki gelişmeleri tahlil etme, inceleme imkânımız oldu. Çünkü partinin içinde olunca bazı şeyleri göremeyebiliyoruz, gözden kaçırabiliyoruz. Bu süreç benim için çok faydalı oldu. Deneysel ve detaylı bir şekilde analiz yapma imkânım oldu. Özellikle son birkaç aydır ortaya çıkan bazı hususlar, benim İYİ Parti çatısı altında siyasete yeniden başlama, bir siyaset yolculuğuna tekrar çıkma kararımı şekillendirdi. Tabii herkesin bir bilgi ve becerisi, birikimi vardır. İnsan, mesleki anlamda ya da başka yetenekleri açısından kendini yetiştirir, değerlendirir. Bunları da insanlara sunmak, onların hizmetine vermek kıymetlidir. Yoksa sadece evde müzik yaparsınız, sadece siz dinlersiniz. Ama dışarıda insanlara bunu sunmak çok daha anlamlıdır. Siyaset de böyle bir şey. İçimizde konuşuyoruz, iş yerimizde konuşuyoruz, evde, mahallede arkadaşlarımızla konuşuyoruz ama bunu biraz daha geniş bir mecrada, bir siyasi parti çatısı altında insanlara sunabilmek, yapılanlardan faydalanabilmek, kişisel gelişimimizi hızlandırmak bence önemlidir” şeklinde konuştu.

“Bazen bir üye, bir genel başkan kadar etkili olabilir”

İYİ Parti’ye katılma kararına açıklık getiren Çandır, “Zaten ben bir muhalefet partisinin il başkanıydım, hatırlarsanız mensubuydum. Mevcut iktidarın icraatlarının, Türkiye'nin 21. yüzyılda hedeflerine ulaşması açısından yeterli olmadığını defalarca dile getirmiştik. Bunun dışında muhalefette yer alan ve ülke menfaatleri için mücadele ettiğine inandığımız birçok siyasi parti de var. Ancak İYİ Parti’nin hem millî ve manevî değerleri öncelemesi, hem de adalet, demokrasi, refah, eşitlik ve siyasi ahlak gibi konularda öncelikli bir yaklaşım sergilediğini düşündüm. Bu değerlendirme süreci bir yıl sürdü. Osman Başkanımız, il başkanımız ve yönetici arkadaşlarımız çok samimiydi ve bana bunu hissettirdiler. İYİ Parti’nin ülkemizin önümüzdeki kaotik süreçte önünü açacak adımları atacağına yürekten inandım. Kesin ve net bir dille ifade edebilirim ki, İYİ Parti gerçekten iyi bir parti. Yalova’nın da, gerek yerelde gerek ülke siyasetinde, ülke sorunlarını çözmeye yönelik engin ve geniş kadrolara sahip olduğunu düşünüyorum. Hayırlısı olsun inşallah, Rabbim bizleri utandırmasın” dedi. Aktif siyasetin neresinde olacağına ilişkin soruya cevap veren Çandır, “Ben bunu Osman Başkanım ve il yönetimindeki arkadaşlarımızla defalarca konuştum. Bazen öyle olur ki, bir üye bir genel başkan kadar etkili olabilir. Bir partide yönetici, il başkanı, il yönetim kurulu üyesi ya da genel merkezde görev almak şart değildir. Benim inanın böyle bir beklentim yok. Sadece arkadaşlarımızın elini kolaylaştırmak, bilgi, beceri ve kabiliyetimi paylaşmak, Yalova’nın sorunlarını yüksek sesle dile getirmek amacıyla İYİ Parti’deyim. Şu an sadece üyeyim. Ancak yönetim kurulumuz ya da il başkanımız bize hangi görevi biçerse, o görevi üstlenmeye hazırız. Özellikle “şu görevi alayım” diye bir beklenti içinde değilim. Sizi temin ederim” ifadelerini kullandı.

“Gelecek Partisi’nin iktidara daha yakın bir pozisyona yöneldiği görülüyor”

Yalova’da Müsilaj Tehlikesi! Yalova’da Müsilaj Tehlikesi!

Gelecek Partisi Milletvekili Hasan Ekici’nin AK Parti’ye geçme kararını sert bir dille eleştirmişken partisinden ayrılıp İYİ Parti’ye geçme kararını almasına karşı gelen söylemlere cevap veren Çandır, “Eleştiriye her zaman açığız. “Demirden korksaydık trene binmezdik” diye bir söz vardır. O nedenle o yorumları da yerinde ve değerli buluyorum. Aslında bu soru gelmeseydi de ben bu konuya değinecektim. Çünkü bir siyasi parti kurulurken bir tüzüğü, bir programı, bir genel başkan duruşu vardır. Eğer siz bu mesajın aksine bir mesaj veriyorsanız bu hoş karşılanmaz. Gelecek Partisi, Türkiye genelinde 600 milletvekili aday adayı içerisinde sadece 19 isme listelerde yer bulabildi. Bu 19 isimden 10’u seçilebilecek pozisyondaydı ve 10 milletvekili ile meclise girdik. Bu arkadaşlardan üçü istifa etti. Bunlardan biri partinin kurucu teşkilat başkanıydı, sonra siyasi işler başkanı oldu, yani partideki ikinci isimdi. Diğeri Serap Hanım’dı, kongrede çok görkemli bir şekilde yer almıştı. Üçüncüsü de Sayın Hasan Ekici’ydi, Genel Başkan’ın memleketinde, Konya’da aday gösterilmişti. Bu geçişler ve partinin son dönemdeki mesajları bize Gelecek Partisi’nin iktidara daha yakın bir pozisyona yöneldiği fikrini veriyor. Evet, ben de bu partide il başkanlığı yaptım ve sahada insanların bize “Siz Murat Kurum’u destekliyormuşsunuz” sorularıyla karşılaştım. Son 15 günümüz projelerimizi anlatmakla değil, bu sorulara cevap vermekle geçti. Elimizde proje vardı ama insanlar “Siz AK Parti’yi destekliyorsunuz” diyordu. O kadar uğraşımıza rağmen insanların güvenini kazanmakta zorlandık. Ben İYİ Parti’ye geçerek bu gidişe bir tepki verdim. Bu bir kıyamdı, ayağa kalkıştı, bir mesajdı. Bu parti iktidara yardımcı olmak için kurulmadı. Öyle olsaydı Gelecek Partisi’ne ihtiyaç olmazdı” dedi.

“Asıl mağduriyeti yaşayan burada Cumhuriyet Halk Partisi oldu”

Gelecek Partisi’nin geçmiş dönemde Millet İttifakı’nda yer alıp Cumhuriyet Halk Partisi’nin listelerinden seçimlere girme kararının doğru olup olmadığına ilişkin fikirlerini açıklayan Çandır, “O dönem verilen karar, benim şahsi kanaatimi soruyorsanız, bence doğru bir karar değildi. Bence o dönemde yapılması gereken şey, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nin sağda bir ittifakla hareket etmesiydi. Ki biz bunu o zaman genel merkezimize de söyledik. Bugün Meclis’te Yeni Yol Partisi ile görüyoruz ki, seçimden önce yapılması gereken şey, seçimden sonra yapılıyor. Burada mağdur olan sadece bizler değiliz. Asıl mağduriyeti yaşayan burada Cumhuriyet Halk Partisi oldu. Kendi milletvekillerinden feragat ettiler, kendi sıralarını teslim ettiler. Bu partilerin bir özgül ağırlığı olduğu hayal edildi, düşünüldü. Ancak bunun da belirli seviyelerde ve sınırlarda olduğu seçimden sonra anlaşıldı, hissedildi. Ve onun ötesinde, gerçekten Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti, hatta İYİ Parti’yi de dahil ederek söylüyorum; fikri anlamda, düşünsel anlamda Cumhuriyet Halk Partisi ile ortak birtakım adımların atılabilmesinin çok da kolay olmadığını gördük. Çünkü dünyaya bakış açıları ince nüanslarla birbirinden ayrılmış durumda. Her ne kadar ortak mutabakat metniyle birlikte bir adım atılmış olsa da, sahada bazı farklılıkların olduğunu vatandaşımız bize hissettiriyor. Bence doğrusu şu olmalıydı: DEVA, Saadet ve Gelecek Partileri ortak bir listeyle girmeliydi ve sahada gerçekten muhafazakâr kesimin gönlüne hitap eden bir liste oluşmalıydı. Nitekim Yalova’da bunu yapamadık. Sayın Tahsin Becan birinci sıradan aday oldu. Sayın Mehmet Gürel ikinci sıradaydı. Sayın Yasemin Fazlaca üçüncü sıradaydı. Üç isim de Cumhuriyet Halk Partiliydi. Diğer yandan, İYİ Parti kendi listesinden girdi. Diğer dört parti bu listede kendine yer bulamadı. Bunu biz ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlara da anlatamadık. Bize sahada soruluyor, deniliyor ki: “Size oy vereceğiz ama sizden kim var?” Bizden Mehmet Bey var, Yasemin Hanım var, Tahsin Bey var. Ama bizden biri yok. DEVA’dan kim var? Saadet’ten kim var? Demokrat Parti’den? Yok. İşte olmadı. Bu netice sonucunda da zaten iktidar partisi iki milletvekilini aldı. Bana kalsa, 81 ilde mutlaka her ilde bu muhafazakâr isimlerden birisi bu listede yer almalıydı. Sadece Cumhuriyet Halk Partililerin yer aldığı bir liste, sahada karşılık bulmadı” şeklinde konuştu.

“Masanın altındaki yedinci, artık masanın üstüne çıktı!”

Terörsüz Türkiye süreci hakkında konuşan Çandır, “Öncelikle şunu söyleyeyim: Hiç kimse, hiçbir Türk evladı, hiçbir vatansever, hiçbir milliyetperver insan, bir vatandaşının dahi burnunun kanamasını istemez. Bir kardeşimizin ayağının takılıp yere düşmesini istemeyiz. Birimize taş değsin istemeyiz. “Terörsüz Türkiye” fikri bize o kadar sıcak geliyor ki, bunu samimiyetimle söylüyorum. Çünkü birçoğumuzun canı yandı. Birçok şehit verdik. Binlerce şehit verdik. Ancak gelinen noktada da bazı endişeleri taşımakta bizim en doğal hakkımızdır. Zira bu süreci Türkiye 2012 sürecinde yaşadı. Benzer bir süreç yaşandı. Daha sonra bu süreç baltalandı ne yazık ki” ifadelerini kullandı ve son gerçekleştirilen Genel Seçimlerde kendilerine yöneltilen yakıştırmaları hatırlatarak, “Biz elimizde broşürlerle, projelerimizle kapı kapı dolaşıyoruz. Bize deniliyor ki: “Masanın altında kim var? Masanın altındaki yedinci kim?” Biz de diyoruz ki: “Yedinci yok.” Ama “Var!” denildi. “Biz biliyoruz, hissediyoruz” denildi. Bugün o masanın altındaki yedinci, artık masanın üstüne çıktı. Bunu açık ve net bir şekilde görebiliyoruz. Şu soruyu da sormak bizim en doğal hakkımız: Bugün endişe hissetmeyelim mi? Endişe duymayalım mı? Kırk yıldır devam eden bir terör süreci, bir PKK terör örgütü süreci... Nasıl oldu da bir anda barış sürecine evrildi? Acaba burada bizim duymadığımız, bilmediğimiz ya da bize ulaştırılmayan birtakım mesajlar mı var? Veya bizim bilmediğimiz bazı konuşmalar mı geçiyor? Keşke bu husus, bu konu alenen, açık bir şekilde toplumla paylaşılsa da biz de ne olduğunu tam olarak bilebilsek” dedi.

“Türk milleti, kendisine karşı yapılan, kendisine doğrultulan silahı bir şekilde başkalarına iade edecek güce sahiptir”

Sürecin Türkiye’ye faydalı olmasını umduğunu ancak çekinceleri olduğunu belirten Çandır, “İnşallah söylendiği gibi bir barış süreci olur. Ama endişelerimiz, çekincelerimiz burada saklıdır. Ve olası olumsuz birtakım sözlerin birilerine verilmiş olması veya verilme ihtimali bile bizi rahatsız eder. Umarım bunun altından bir şey çıkmaz. Umarım gerçekten söylendiği gibi bir süreç olur. Ama aksi hâlde Türk milleti, kendisine karşı yapılan, kendisine doğrultulan silahı bir şekilde başkalarına iade edecek güce sahiptir. Sonuna kadar sahiptir. Dimdik ayaktayız Allah’ın izniyle. Nice şehitler verdik. Sadece bu süreçte değil. Türklerin Anadolu’ya adım atmasıyla birlikte, milletimizin Anadolu ile tanışmasıyla başlayan bir süreç bu. Binlerce şehidimiz var Çanakkale’de. Hepsinin mekanı cennet olsun. Ama olası olumsuz bir durumda da bir santim bile vatan toprağının birilerine teslim edilmesini bu millet kabul edemez. Bugün Suriye’de de, Irak’ta da, yakın coğrafyada da bizim dedelerimizin, atalarımızın izleri var. Bugün biz Suriye’de olan biteni “Bizi ilgilendirmiyor” diyemeyiz. Bugün Irak’ta olan biteni “Bizi ilgilendirmiyor” diyemeyiz. Çünkü buraların hepsi ecdat toprağıdır, ecdadın izi vardır. Buralarda olan biten yapılanmalar, yapılaşmalar bizi birinci derecede ilgilendirir. Kimse kusura bakmasın. Burada olası bir durumda da İYİ Parti olarak biz gerekli her türlü tepkiyi veririz, söylememiz gerekeni söyleriz. Dediğimiz gibi, artık masanın altı masanın altı değil; masanın üstüne çıkmıştır. Bu sorunun cevabını da inşallah İktidar Partisi mensupları verir” diyerek sözlerine son verdi.

Muhabir: Göktuğ Doğukan Yüksel - Sezgin Altınel