Bütün ressamlara açık bir yarışma düzenlenir. Yarışma değil de adeta bir festival. Belirlenen tarihte yapılan resimler sergilenecek ve bir hayır kurumu adına satışa sunulacak. Yapılacak resimler içinde bir konu belirlenmiş: HUZUR. Ressamlar resimlerinde Huzuru canlandıracaklarmış.

Pek çok sanatçı bu organizasyona katılmış ve gelen tablolar davetlilerin görüşüne sunulmuş. Neler yokmuş neler. Genellikle doğa görüntüleri ön plana çıkıyormuş.

Yemyeşil ormanlar, sakin sakin akan dereler, deniz kenarında kumdan kuleler yapan çocuklar. Rengarenk çiçeklerin açtığı bahçe içindeki kameriyede karşılıklı oturmuş kahve içen yaşlı çift.

Bir başka tablo sakin sularıyla bir göl resmi, üzerine çevresindeki dağların gölgesi düşmüş, gökyüzünün mavisi vurmuş. Kıyısına dikkatle bakınca bir kulübe görülüyormuş. Bir penceresi de açık olan bu şirin yapının bacasından ince bir duman yükseliyor ve içerdeki yaşamı yansıtıyormuş.

Bu tabloyu önemli bir bağış yaparak satın alan sanatsever, beraber geldiği saygın bilge kişinin satın aldığı tabloyu merak etmiş.  Baktığında merakı daha çok artmış. Oldukça ilginç bir resimmiş. Ön planda dağlar varmış ama dik ve keskin kayalıklardan oluşmuş ürküntü veren dağlar. Gökyüzü ise kara bulutlarla kaplıymış. Şimşekler ve yağan sağanak yağmur kapkaranlık bir hava yaratmış. Diğerlerinden çok farklı imiş.

Şaşkınlığını gizleyemeyen bilge adamın arkadaşı sormuş: “Üstat huzur bunun neresinde?” Yaşlı adam bakmış, gülümsemiş, elini kaldırıp parmağını bir noktaya yöneltmiş “burada” demiş. İşaret ettiği yerde sarp kayalıkların arasındaki bir oyukta küçük bir kuş yuvası varmış. O korkunç fırtınanın içinde bir sığırcık o yuvada sakince oturuyormuş.

Bilge adam devam etmiş “ Huzur her türlü gürültüden, zorluklardan uzakta bulduğumuz şey değildir. Huzur en kötü ve zor durumlarda bile sakin olabilme ve bunu koruyabilmenin yoludur. Gerçek huzur işte budur.”

Buda da diyor k: Gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaş. Sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma.

Huzurlu olmak için Dale Carnegie’nin şu sözünü de unutmayalım; Eğer yarım asırlık hayat bana bir şey öğretmişse şunu öğretmiştir, huzuru size kendinizden başka kimse sağlayamaz.