Yalova İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk ile Ramazan Ayı boyunca yapacağımız “Ramazan Sohbetleri” serimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. İl Müftüsü İlyas Yılmaztürk ile birlikte yaptığımız son görüşmede ise vatandaşlarımızın en fazla merak ettiği meselelerden biri olan sağlık sebebiyle oruç tutamayanların durumu oldu. İl Müftüsü Yılmaztürk, oruç tutamayan vatandaşların yapması gerekenleri kameralarımıza anlattı.
“İmkanları olanlar oruç tutamadığı gün başına fidye vermeli”
Yaşadıkları sağlık sorunları sebebiyle oruç tutamayanların yapması gerekenler konusunda açıklamalarına başlayan İl Müftüsü Yılmaztürk, “Cenâb-ı Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'de, tutamadığınız günler adedince hastaların daha sonra tutmalarını ifade ediyor, fırsat tanıyor, imkân veriyor. İnsanoğlu değişken bir varlıktır. Günü gününe eşit olmaz. Sağlıklı olan bir süre sonra sağlıksız olabilir, hasta olan da daha sonra iyileşebilir. Bu itibarla dünyada hayat boyu devamlı değişken bir hayat yaşarız. Sağlığımızı bazen kaybederiz, bazen geri kazanırız. Bazen de sağlığımızı kaybettiğimiz zaman bu durum kronikleşebilir ve bir daha kazanamayabiliriz. Özellikle bazı hastalıklar uzun süre aç kalmayı uygun görmüyor. Zararlı oluyor vücuda, bünyeye; alması gereken ilaçları alması, su içmesi gereken bazı hastalarımız var. Dolayısıyla, bu tür hastalıkların daha zarar görmemesi, daha fazla artmaması için, bu tür hastalıklara müptela olan kardeşlerimizin ilgili günlerde oruç tutamamaları sebebiyle onlara bir alternatif olarak, eğer imkanları varsa (burası da önemli), mali imkânları varsa, tutamadıkları günler adedince fidye vermeleri, yani fitre miktarı kadar fidye vermeleri gerekir her bir gün için” şeklinde konuştu.
“Mali imkanı olmayanlar insanlara mali değil, başka türlü iyilikler yapmaya çalışmalı”
Sağlık sebebiyle oruç tutamayan ancak mali durumu elvermediği için fidye veremeyenlerin durumunun ne olacağını açıklayan İl Müftüsü Yılmaztürk, “Bu durumda olan bir kişi, başkalarının yardımına muhtaç olan, sadakaya ihtiyacı olan, ama aynı zamanda oruç tutamayan bu kişi Allah'a yalvaracak, Cenâb-ı Hak'tan affını dileyecek ve insanlara mali değil, başka türlü iyilikler yapmaya çalışacaktır. Mali iyiliklerin dışında bedeni iyilikler de vardır. Örneğin, hastaları ziyaret etmek, komşularıyla iyi geçinmek, akrabalarına yardımcı olmak, çoluk çocuğuna iyi bakmak gibi. Bu da bedeni bir iyiliktir. Şimdi, sosyal yardımla geçinen insanlardan, siz fitre vereceksiniz diyecek olmak, oruç tutamıyorsunuz demek, insafsızlık olur” diyerek sözlerine son verdi.