Kent Konseyi Kadın  Meclisi Başkanı Fadime Yıldırım Karoğlu, “Gündemimizde cumhuriyet'in kazanımlarından seçme, seçilme hakkı ve temel yaşam haklarıyla ilgili konuşmak istiyorum. 1930’lu yılların başlarında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı. Birçok medeni ülkelere tanınmadığı halde. Biz bu kazanımları nasıl kullanabildik, nasıl daha verimli hale getirebildik, ne kadar katılımcı olabildik? Bunları hala konuşuyoruz. Tanıyorum ki hiçbir Türk kadını bu konuda Ulu Önder Atatürk için minnet duymaması mümkün değildir. Kadının en temel hakkı yaşama hakkıdır. Bu anlamda birçok platformlar kuruluyor. Kadınlara hala şiddet uygulanıyor ve bununla ilgili kadın dernekleri, kadın meclisleri, birçok aktivistler kendi yaşamaklarını savunmak adına birçok faaliyetlerde bulunuyor. Ama bu ne kadar etkili oluyor, ne kadar olmuyor? Bunları da hala konuşuyor oluyoruz. Keşke bu haklar yani toplumsal cinsiyet bağlamında ayrıştırılmasaydı, insan hakları anlamında sürseydi. Dileğimiz bütün bu meclisler kurulmasaydı ya da neden bir erkek meclisi yok, bir kadın meclisi var, bunlar tartışılmasaydı diyoruz. Hatta bu Büyük Millet Meclisin’de de tartışma konusu oluyor. Kadınlar çok fazla katılımcı olamadıkları için seslerini çok fazla duyuramıyorlar. Toplu duyurmak istediklerinde de tatsız olaylar çıkabiliyor, bunların olmamasını istiyoruz. Meclisteki kadın temsilcilerimizden bununla ilgili çalışmalar yapmaları ve sesimizi duyurmalarını istiyoruz. Hafta sonu bir uluslararası edebiyat festivaline katılmıştım. Orada bir çok yerli yabancı yazar Yalova’ya geldi. Gacık köyünde güzel bir projeydi. Yerli yabancı yazarlar katıldı. Şöyle bir şey dikkatimi çekti, Kosovalı  bir kadın yazar, bir aktivist, kadın hakları savunucusu kişi olarak yazdığı şiirlerden okudu ve orada moderatörün ve tercüman eşliğinde sorular yöneltildi. Türkiye’de ki izlenimleriyle ilgili görüşleri soruldu. Çok içime acıtan bir diyalog geçti. Türkiye'de yaşadığı günlerde ya da birikimlerini bir döküman halinde getirip bir kitap halinde çıkarmayı düşündüğünü söyledi. Bu tabii ki mutluluk verici ama onun gözlemleri çok farklıydı. Neden kadınlar en temel hakları olan yaşama hakkı için şiddete uğramamak için protesto eylemlerinde biber gazlarıyla karşılaşıyorlar? Bunları dillendirmeyi isterim dedi. Ama şöyle bir çekincesi vardı. Ülkeme gidince bunu yayınlayabilirim dedi. Tutuklanma ihtimalim olabilir dedi. Bu çok iç acıtıcıydı, kaldı ki bunu yabancı bir kadın gözlemliyor. Bizim yerli yazarlarımız, yerli platformdaki kadınlarımız, söz sahibi kadınlarımız ne yapsın? Bunu da kısa bir anı olarak anlatmış oldum. Kadınlarımız adına bunlar endişe verici. 100 yıllık kutlayacağımız cumhuriyetin bu kazanımlarında böyle şeylerin hala tartışılıyor, konuşuluyor. Bize adeta gümüş tepsiyle sunulan haklar kullanılamıyor” şeklinde konuştu.

Editör: Rümeysa Şahin